“Cumhuriyet Halk Partisi’nde il başkanlığı yapmak çok kolay değildir. Çünkü kurumsal, 100 yıllık bir yapıyı temsil ediyorsunuz. Oturduğunuz koltuk çivili koltuktur. Aynı zamanda Mustafa Kemal’in koltuğudur. O yüzden konuşurken, mesaj verirken boğazınıza 9 tane düğüm atmak zorunda kalıyorsunuz.
Ahmet Ataç bunu yönetmenin o kadar kolay olmadığını geçmiş çok değerli il başkanlarımıza sorsaydı, çok kolay olmadığını görürdü. Belki ‘üç CHP belediyesi olan yerde başkanlık yapıyor’ anlamında demiş olabilir.
Evet üç belediyemizin olması bir şans fakat yine de Eskişehir’de de bu işin kolay olmadığını görüyorsunuz. Belli dengeler oluşuyor. Ben kurumsal kimliği temsil ediyor olmama rağmen, belediye başkanlarımızın kendi kişisel şöhretleri kimi zaman partinin üzerine çöküyor.
Bunu doğru bulmam. Hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi’nden büyük değildir. Kişiler gelip geçicidir, asıl olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin asıl kimliğidir.
Belediyelerin partiler üzerindeki tahakkümünü doğru bulmuyorum. Örgütü özgür bırakmalarından yanayım. Burada 16 bin 500 tane üyemiz var, dolayısıyla en önemli olan üyedir. Üye en doğru adayı seçecektir. Yarış sonucuna da taraf olanlar katlanmalıdır. Bir tarafa yakın oluyorsunuz, kaybettiğinizde bunu sindirebilecek olmalısınız.
CHP’liler demokrasiyi içselleştirmiş olmalılar. Ya taraf olmayacaksınız, ya da bir ortak adayda uzlaşacaksınız ya da taraf olup seçim kaybettiğinizde mesele yapmayacaksınız. Ben seçildiğimde herkes tarafından kabul görmedim. Kazananın yanında olmalı, beraber çalışabilmelisiniz. Biz de öyle olmadı, hala televizyonlardan duyuyorsunuz, doğru olmayan tanımlar yapılıyor. Bu demokratik kültürün yerleşmemiş olmasındandır. Bunu doğru bulmuyorum. Partiyi rahat bıraksınlar, partinin sahibi örgütün üyesidir, hiçbir belediye başkanı değildir. Partinin üzerinden belediye başkanları elini çeksin.
Ben örgütümü kurumsal kimliğimi korumaya yönelik hareket ediyorum. Benim şahıslarla işim yok. Ahmet Ataç’ın söylemlerinin çoğu gerçekçi değil. Mesela şu ‘Odunpazarı’ konusu televizyonda konuşulacak bir konu değil. Parti disiplinine uygun sözler değil bunlar. Kamuoyuna açık bir ortamda 29 tane milletvekilli aday adayımız var. Siz en az 15 tanesini tanımıyorum ve vekillerimize eş değer birisi yoktu orda diyemezsiniz.
Bir il başkanına, ‘Odunpaarı’nın il başkanı’ da diyemezsiniz.
Benim yarıştığım zaman siz farklı tarafı desteklediniz, beni destekleyen farklı delege olmuş ve ben seçim yaşını kazanmışım, bitti. Hiçbir şekilde özel bir taraflılık yapmamışım. Her bölgede çalışmışım ama siz etkinliğinize bile davet etmemişsiniz, parti etkinliklerine il başkanını davet etmemişsiniz. Şimdi çıkıp oradan Odunpazarı il başkanı deme hakkınız yok!"
YEREL SEÇİMLERE 7 AY VARKEN HERKESİN ETEĞİNDEKİ TAŞI DÖKMESİ ANORMAL BİR ŞEY DEĞİL
Yukarıdaki ifadeler CHP Eskişehir İl Başkanı Recep Taşel'e ait. Hedefteki isim ise Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç. Bu sözlerin söylenme sebebi ise Ahmet Ataç'ın yukarıda Recep Taşel'a ait sözlerin son cümlesindeki "Odunpazarı İl Başkanı" tanımlaması.
2024 yerel seçimlerine 7 ay kaldı. Zaman hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Tabi bu arada aynı parti içinde, aynı ittifak içinde olanlar birbirine karşı, eğer varsa, eteğindeki taşları döküyor. Ahmet Ataç ile Recep Taşel arasındaki atışmayı bu kapsamda değerlendirmek lazım.
Normalde bu iki isim de güleryüzlü, sakin görünen isimler. Recep Taşel, il başkanlığında sakin kalınmaması gereken zamanlarda bile sakin kalabilecek kadar sakin bir isim. Eğer bir konuda, hele hele kendi partisinin bir belediye başkanı hakkında konuşma gereği duymuşsa son kerteye gelmiş demektir.
İşin temeline indiğimizde, yani Recep Taşel'in il başkanı seçildiği kongrede yaşananları hatırladığımızda, bugün yaşanan tartışma da doğrusu kimseyi şaşırtmıyor. Evet, Recep Taşel'in seçilmesinde Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un önemli etkisi oldu. Bunu herkes biliyor. Belki de Ahmet Ataç bu gerçeği hatırlatma adına kendisine "Odunpazarı İl Başkanı" diyordur, demek istemiştir. Ancak esas vurgu yaptığı hususun Taşel'in daha ziyade Odunpazarı İlçesine yönelik programlara katılması olduğunu da görebiliyoruz.
Peki gerçekten öyle midir?
ESKİŞEHİR İL ÖRGÜTÜNÜN YAPTIĞI PROGRAMLARIN, TAŞEL'İN KATILDIĞI PROGRAMLARIN BİR İSTATİSTİKİ VARSA HAKLI OLAN TESPİT EDİLEBİLİR
Tartışmanın taraflarından herhangi birine hak vermek için bu yazıyı yazıyor değiliz. Zira CHP'yi çok sıkı takip etmiyoruz. Ancak yaşanan gelişmelerden de öyle ya da böyle haberimiz oluyor. İl Başkanı Recep Taşel'in Odunpazarı İl Başkanı olarak nitelendirilmesine vesile olacak bir istatistiki bilgi elimizde yok. Elbette Taşel'in elinde böyle bir istatistik vardır. Partisinin teşkilatları ne kadar program yapmışlardır ve Taşel bunların ne kadarına katılmıştır? Bu programlar daha çok hangi ilçe sınırları içinde düzenlenmiştir? Odunpazarı ilçesinde düzenlenen programların ne kadarına, Tepebaşı ilçesinde düzenlenen programların ne kadarına katılım sağlamıştır il başkanı? Her iki ilçede düzenlenen programlar arasında ve katılım sayısında bariz farklar varsa o zaman Ahmet Ataç'a, yoksa da Recep Taşel'e hak verebiliriz. Bu konuda, partilerinin, özellikle de il teşkilatlarının programlarını takip eden partililer burada kimin haklı olduğunu çıkarma konusunda bizden çok daha avantajlıdırlar.
RECEP TAŞEL'İ KIZDIRIP ADAYLIKTAN VAZGEÇİRECEKLER ŞİMDİ!
CHP'de ilçe kongreleri yapılıyor şu aralar. Büyük bölümü gerçekleştirildi; İnönü, Mihalgazi, Günyüzü kaldı. 10 Eylül'de sona erecek ilçe kongreleri. Eskişehir'de ilçe kongrelerinin gidişatı bazı isimleri hiç memnun etmedi. 15 Eylül ile 15 Ekim tarihleri arasında da il kongreleri gerçekleştirilecek. Eskişehir'de il kongresinin 24 Eylül tarihinde gerçekleştirilmesi bekleniyor. Recep Taşel daha önce kongrede yeniden aday olmayacağını açıklamıştı. Bu konudaki açıklaması şu şekildeydi Taşel'in:
“Bu dönem yeter demiştim zaten. Kongre süreci ile ilgili her şey normal seyrinde gidiyor. İlçe kongrelerimizi yapa yapa il kongresine doğru hazırlanıyoruz. 24 Eylül’de de il kongresi var. Aday olmama nedenim, daha önce yakın çevreme söylemiştim, genel seçimlerde başarılı olsak da olmasak da ayrılacağımı söylemiştim. İki dönem gibi oldu zaten, kongremiz ertelenince 3 buçuk yıldır görevdeyiz. İki dönem görev yapmış gibi kabul ediyorum kendimi. Görevimi de başarıyla sonuçlandırmayı arzu ediyorum. O nedenle de aday olmayı düşünmedim. Ayrıca bir genelgemiz var, aday olmak isteyenler yerel yönetimlerde, görev almasınlar yönetimlerde dediler, ben de bu genelgeye uygun hareket ediyorum."
BU KADAR YIL İL BAŞKANLIĞI YAPMIŞ TAŞEL ADAY OLMAK İSTERSE KİMSE "BU DA NEREDEN ÇIKTI!" TEPKİSİNİ GÖSTEREMEZ
Eğer her şey daha önceden açıklandığı gibi giderse Taşel il kongresinde tekrar aday olmayacak. Ancak o tarihe kadar beklediği kimi işaretleri alamazsa belki de fikri değişir. Belli mi olur! Daha önce hatırlarsanız milletvekili adaylığı için istifa edeceğini açıklamış, sürenin sonunda da istifa etmemişti. Bize kalırsa akıllıca bir taktikti. Yeni süreçte kendisi belediye başkan adayı olmak istiyor. Bu yönde kulağımıza geldiği kadar da Tepebaşı Belediye Başkanlığına aday olmak istiyor. Olur ya da olmaz, olabilir ya da olamaz kısmına bir şey demiyoruz. Zira aday olmak isterse, bunca yıl il başkanlığı yapmış, genel seçimlerde partisini birincilik koltuğuna oturtmayı başarmış bir il başkanına hiç kimse "Sen de nereden çıktın!" tepkisini gösteremez.
CHP'de kongrelerin yapıldığı dönemler Ahmet Ataç ile Recep Taşel arasındakine benzer tartışmaların fazlasıyla yaşandığı dönemlerdir. Kongrelerde kazananlar önümüzdeki süreçlerde karar alma mekanizmalarında etkili olacaklar, seçim çalışmalarını da organize edecekler. Dolayısı yeni baştan aynı makama aday olmak isteyenlerin bu konuda bazı endişeleri olabilir, yine aynı kapsamda aday olmayı düşünenlerin bazıları bu noktada bazı avantajlar elde edebilir. Yaşanan tartışmalar kongre süreci tamamlandığı zaman bitebilir. Belki de bitmez. Zira burası CHP, neyin nasıl gideceğini kestirmek o kadar da kolay olmuyor. Örneğin Ekrem İmamoğlu bir manifesto ile CHP Genel Başkanlığına aday oldu, bir hafta sonra birden bire vazgeçti!
CHP Eskişehir İl Kongresi bir olsun bitsin de birçok şey çok daha net olarak anlaşılmaya başlanır. O tarihten sonra ya bu tür tartışmalara hiç gerek kalmaz ya da tartışmalar iyice alevlenir!