Bugün dünya kediler günüymüş. Bende yeni öğrendim. Bu arada Eskişehir’de 100 bin civarında sokakta ve evde evcil hayvan barınıyor. Mesela benim oturduğum sokakta Aydın Bey’in 20 kedisi var. Sokakta kalan çaresiz hayvanlar ona sığınıyor. Kediler için büyük maddi fedakârlıkta bulunuyor. Yine mahallemizin kasabı Kadir Bey ‘de Odunpazarı’nın tarihi bölgenin sokaklarında yaşayan sokak hayvanlarına her gün düzenli olarak yemek veriyor. Sokak hayvanları beslenme saatini biliyor. BAL-Göç’ün yeni lokalinin işletmecisi de başta Defterdarlık çevresi olmak üzere, bir köyde yaşayan sokak hayvanlarına düzenli bakıyor. Bu örnekler arttırabilir. Büyükşehir Belediyemiz ile Tepebaşı Belediyemiz başta olmak üzere diğer belediyelerimizde sokak hayvanları için üzerlerine düşen görevi yapmaya çalışıyorlar.
KONSER VARSA
Bizim evde de kedi ve köpek var. Tepebaşı Belediyesi hayvan barınağından aldığım ‘Krem’ isimli köpek evimizin bahçesinde yaşıyor. Daha önce gazetemizin personelinin sahiplendiği ‘Badem’ isimli kedide yıldır bizimle yaşıyor. O hür ve bağımsız bir kedidir. İsterse evde oturuyor. Canı sıkıldığında Odunpazarı’nın tarihi bölgede dolaşmaya çıkıyor. Başkan Kurt, bir etkinlik düzenlemişse de, mutlaka katılır. Konserleri çok sever.
RUHSAL SAĞLIĞIMIZ
Bugün dünya kedi günü olduğuna göre, kedilerden söz etmeliyiz. Kediler bizlerin sadece duygusal değil, fiziksel ve ruhsal sağlığımıza da katkıda bulunuyor. Uzmanların bilimsel araştırmalarını bunu doğruluyor. Kalp sağlığımızdan, bağışıklığımıza yalnızlık giderme, neşe ve stres yönetimine evimizdeki kedilerin büyük katkıları var. Bunun kimisi kedileri görünmez kahramanlar olarak çoktan ilan etti.
YAŞAM SÜREMİZİ ETKİLİYORLAR
Bizim, daha doğrusu gazetemizin kedisi ‘Badem’ sabahın köründe beni uyandırıyor. Bazen elbette kızıyorum. Ancak, sabahı köründe üzerimde dolaşan bir kedi, tüm günümün havasını değiştiriyor. Pırıl pırıl gözleri ve kıllığı ile tüm stresini alıyor. Eskişehir’de 100 bin hayvanın yarısından fazlasını kediler oluşturuyor. Dünyada 600 milyon kedinin yaşadığına inanılıyor. Türkiye’de ise 10 milyon kedi var. Kediler yalnızca şirin birer ev arkadaşı değil; fiziksel sağlığımızı, ruh hâlimizi ve hatta yaşam süremizi etkileyen görünmez kahramanlar olarak yaşamımızda her zaman olacaklar.
KALBİMİZ ETKİLİYOR
Sık sık gazeteler yaptıkları sağlık haberlerinde, dünyada ve ülkemizde birincil ölüm nedeninin kalp ve damar hastalıkları olduğunu yazarız. Araştırmalar kedi sahiplerinin kalp hastalıklarına en az yakalanan kesim olduğunu ortaya koyuyor.
Kedi sahipleriyle yapılan uzun dönemli bir çalışmada, geçmişte veya hâlen kedi sahibi olan bireylerin kalp krizi ve felce bağlı ölüm riskinin, kedi sahibi olmayanlara göre anlamlı biçimde daha düşük olduğu tespit edildi. Uzmanlar, bu farkı kedilerin stres algısını azaltma ve bireyleri duygusal olarak dengeleme kabiliyetiyle açıklıyor. Sakinleştirici etkileri sayesinde kediler, ani stresin kalp üzerindeki zararlı etkilerini dengeleyebiliyor. İnsan-Hayvan Bağı Araştırma Enstitüsü (HABRI) tarafından yapılan bir ankete göre, aile hekimlerinin yüzde 87’si hayvanların hastalarının ruh hâline olumlu katkı sağladığını belirtiyor.
Kedilerle fiziksel temas, beyinde “bağlanma hormonu” olarak bilinen oksitosin salgılanmasını artırarak; güven, mutluluk ve huzur hissini destekliyor.
NE YAPACAĞIZ?
Eğer bakabileceksek, aldığımız sokak hayvanını sokağa bırakmayacaksak, Tepebaşı Belediyesi’nin Hayvan barınağına başvurarak, dünya kedi gününde bir kediyi hayatımıza sokabiliriz.