Türkiye'de seçimler Recep Tayyip Erdoğan şahsında şekilleniyor son 21 yıldan beri. Hemen her seçimde muhalefette ne kadar parti varsa hepsinin tek hedefi Recep Tayyip Erdoğan iktidarına son vermek. Şu ana kadar bunu başarabilmiş değiller, ancak şu ana kadar en çok yaklaştıkları seçim de bu seçim!
ABD TBMM'DE KENDİ ARZULARINA KARŞI ÇIKMAYACAK BİR ÇOĞUNLUK MEYDANA GETİRMEK İÇİN ÇALIŞMALARINI YILLAR ÖNCE GÜNCELLEMİŞTİ
Bu sefer, ABD önderliğinde bizdeki muhalefet bir araya getirildi. ABD, özellikle Irak'ın işgali için Türkiye'nin topraklarını kendine açmaması üzerine Türkiye'deki siyasi partiler üzerinde çok daha fazla etkili olması gerektiğine karar verdi. Bu yolda en önemli dönemeçlerden birisi CHP'nin başından ulusalcı Deniz Baykal'ın bir kaset kumpası ile gönderilip yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nun getirilmesiydi. Bizdeki genç kesim bu ülkede nasıl oyunlar oynandığını ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun nasıl bir komplo ile "Atatürk'ün Partisi" CHP'yi ele geçirdiğini, bu kadar yıldır seçim başarısı olmadan ve son yıllarda kurultaya gitmeden partide nasıl tek adam olduğunu, Atatürkçüleri tek tek nasıl partiden uzaklaştırdığını, ulusalcıları tırpanladığını bilemezler!
ABD'nin Türkiye'de siyasi partiler üzerinde operasyonları sadece CHP ile sınırlı değil; içimizdeki uzantıları örgütler kanalı ile Muhsin Yazıcıoğlu'nun şehit edilmesinden MHP'ye kaset operasyonlarının gerçekleştirilmesine, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden 6'lı masanın kurulup dışarıdan HDP tarafından desteklenmesine ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan karşısına sağdan soldan birçok siyasi partinin ortak adayı olarak çıkarılmasına kadar birçok meselede etkin rol aldığı konusunda hiçbir şüphe bulunmamaktadır. Daha önce Trump, muhalefete yardımcı olmak için Türkiye'ye ekonomik abluka uygulatmıştı. Biden de "Erdoğan'ı indirmek için Türkiye'deki muhalefet ile çok daha sıkı iş birliği yapacağız" diyerek niyetlerini açık ve net bir şekilde ifade etmişti. Tam da bu yüzden Türkiye'de muhalefetin Batı güdümlü olduğunu söylemekte bir beis yoktur. Partilerin parçalanması ve oluşturulan her yeni partinin hemen tamamının Erdoğan karşısındaki safa dahil olması da tesadüf değildir!
FETÖCÜLER VE PKK VE UZANTISI TERÖR ÖRGÜTLERİ BU SEFER ÇOK UMUTLU!
Başta ABD-NATO olmak üzere, Batılı ülkeler kendilerine biat etmeyen, boyun eğmeyen Erdoğan'ı saf dışı edip kendi söylediklerinden çıkmayacak bir başka kişiyi, şu an itibariyle de Kemal Kılıçdaroğlu'nu iktidara getirmek istemektedirler. Bunun için de uzun zamandan beri çalışıyorlar. Yerel seçimlerde muhalefeti, HDP ile birleştirerek ilk denemeyi yapan ve başarılı da olan ABD, şimdi de genel seçimlerde aynı yol ve yöntemlerle işin geriye kalan kısmını bitirmek istemekte, yurt dışına kaçmış FETÖ'cüler de 14 Mayıs'ta muhtemel bir iktidar değişikliği durumunda Türkiye'ye dönme, bürokrasiyi, devletin kurumlarını tekrar ele geçirme hesapları yapmaktadırlar.
Evet ABD başta olmak üzere Batı'nın bir hesabı var. Bizdeki muhalefet de tüm hesaplarını Batı ile birlikte yapıyor. Buna mukabil, partisi, görüşü, düşüncesi ne olursa olsun milli birlik bütünlük, tam bağımsızlık, milli güvenlik gibi meselelerde hassas olan halk kesimlerinin bu gidişata karşı duruşu belli. Onların belli bir endişeleri de var; ya Batılı ülkeler arzu ettiklerine ulaşırlarsa?
ABD önderliğinde seçime hazırlanan muhalefet partileri CHP önderliğinde bir masa etrafından toplandılar. Masaya bizzat oturanlar CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti idi. HDP ise masaya dışarıdan destek veriyordu, şimdi tüm güçleriyle masanın yanındalar, üzerindeler!
4 SİYASİ PARTİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN SAYESİNDE DAHA SEÇİME GİTMEDEN YAKLAŞIK 40 VEKİLLİĞİ VE CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIKLARINI GARANTİLEDİLER
CHP, İYİ Parti ve HDP'nin belli oranda oyları var. Ancak DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti'nin öyle bir oyu yok. Yüzde 1 alabilirlerse büyük başarı!
Ancak Recep Tayyip Erdoğan sayesinde bu yüzde 1 oyu bile olmayan partiler tarihi bir piyangoya konmuş durumdalar. Seçime CHP listesinden girecek olan bu 4 siyasi parti daha seçim olmadan 40 civarında milletvekilliğini, Cumhurbaşkanlığı yardımcılıklarını garantilemiş durumdalar. Kendilerine bakanlık verilip verilmeyeceği de çok net değil ancak her bir siyasi parti bir bakanlık alırsa bu iş tadından yenmez!
Şimdi ortada ilginç bir durum var. Dahası CHP'li seçmenler sosyal medyada da farklı mekanlarda da bu meseleyi konuşuyorlar: DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti, Erdoğan'ı devirme iştahı ile yanıp tutuşanlardan belki bir daha göremeyecekleri kadar milletvekili kazandılar. Toplanda 85 aday adaylığı kazandı bu 4 siyasi parti CHP listelerinden ve bunların 40 kadarının seçilebilecek yerlerden olduğu görülüyor. Bu siyasi partilerin seçmenlerinin böyle bir durumda sandığa gitmesine gerek kaldı mı? Sandığa gelecekler mi?
İSTERLERSE SANDIĞA GİTMEYEBİLİRLER, GİDİP SADECE KENDİ PARTİLERİNE OY VERİP DÖNEBİLİRLER!
Şurası çok net ki bu saatten sonra DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti seçmeni isterse sandığa gitmeyebilir, isterse gidip kendi partisine oy atar sadece, diğer yandan Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermeden sandığın bulunduğu bölümden çıkabilir, hatta isterlerse kendisi sayesinde bu kadar koltuk sahibi oldukları Recep Tayyip Erdoğan'a bile oy verebilirler. Cumhurbaşkanlığında hangi adaya oy verdiklerini kim nereden bilecek ki!
Bakın sosyal medyada bu durumu tartışan CHP'lilerin bazı söylemleri şöyle:
"CHP'nin yarısi eski akp li vekil olmuş niye CHP'ye oy versinler ki.
ben kısaca K Y @egonulegoyapar7
Vay be, çıkar için kendine Atatürkçü diyen bazı kişiler Sadullah Ergin'i içine sindirebiliyor. İnsanlar aslı varken niye çakma Akpye oy versinler. Deva ve Gelecek in bize ne faydası olacak. CHP'den TİP ve İyi Partiye ciddi oy kayması olacak
LEVENT DEMİRBİLEK @LEVENTDEMRBLEK1
CHP kontenjanından seçime giren 80 Mvekili adayı Deva Partisi, Gelecek, Saadet ve bir kısmı da İyi partidenmiş, ben neden Akp eskilerine oy vereyim?
Hassasiyetinizi anlıyorum,peki saydığınız partilerin seçmenleri de sizin gibi düşünüp Kılıçdaroğlu'na niye oy versinler o zaman. İttifakın amacı o, şu an İktidar dahil hiçbir parti bu sistemde tek başına kazanamıyor. Sistemin değişmesi için fedakarlık yapmak gerekiyor.
Aynen öyle. CHP li koyun seçmen, maalesef yıllardır küfrettikleri kumpas kurdukları ne kadar fetöcü PKKlı tip varsa ona tıpış tıpış oy versinler diye soğan muhabbeti yapıyorlar. Bence hiç gerek yok. Atatürkün partisi bölücülere rahatlıkla oy verirken bunlara niye vermesin!
Mustafa1453 @KeremNa30397216
AK partiye oy veren artıklarına oy vermez. CHP ye oy verende artıklara oy vermez. Bu iş Muharrem e yaradı. Kemal Kılıçdaroğlu Başkan olmak istemiyor zorlamayın:)
Pınar Aslan @Pinaraslan4558"
CHP'LİLER KÜÇÜK SİYASİ PARTİLERDEN SEÇİMDEN SONRA KURTULMAYI ARZULUYOR, ONLARI "AKP ARTIĞI" OLARAK TANIMLIYORLAR
Evet, CHP'liler listelerden hiç memnun değiller. İYİ Partililer de öyle. Bu iki partiye özellikle FETÖ etkisindeki isimlerin doldurulması, sıralamaların parayla satılması büyük tepki çekiyor. Zira her iki siyasi parti de özellikle FETÖ, PKK gibi terör örgütleri konusunda hassas halk kitlelerini kendilerinden uzaklaştırıyorlar. Özellikle de HDP 6'lı masaya tam olarak hükmediyor. Gelişmelerden ve 14 Mayıs'ta seçimi kazanma umutlarından dolayı bir zil takıp oynamadıkları kaldı.
Birçok CHP'li DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Partililere katlanmak zorunda olduklarını, iktidarı ele geçirmek için başka çareleri olmadığını, iktidara geldikten sonra bu partilere bir daha ihtiyaçları kalmayacağını ve sırtlarından onları atma imkanına sahip olacaklarını ileri sürerek tepkilerin önüne geçmeye çalışıyorlar. Muhalefetteki partiler arasında aslında adı konulmamış bir savaş söz konusu. CHP'liler muhafazakar ve milliyetçi partilerden hiç hazzetmediler.
DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat partililer kendilerine karşı gösterilen bu itici tavırlardan dolayı rahatsızlar ancak onlar da şimdilik seslerini çıkarmıyorlar. Bu partilerin taraftarlarında kendileri sandığa gitmese bile partilerinin sağlayacağı milletvekillerinin, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığının keyfi sürülüyor! CHP'lilerin kendilerini "AK Parti artığı" olarak tanımlamalarını bile dert etmiyorlar. Nasıl olsa sandığa gidip gitmemek gibi önlerinde çok güzel bir seçenek de var!
DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat partililer kendilerine böyle bir imkan sunan Erdoğan'a yürekten müteşekkirler ama elbette bunu toplum içinde, önünde dile getiremezler!