“İsyan, devrim, özgürlük!”, “Hükümet istifa!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!” sloganlarının atıldığı yürüyüşe, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz ve CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan da katılarak destek verdi.
HALK SİZE YÜZ ÇEVİRDİ
Yürüyüşün ardından Yediler Parkı’nda yapılan basın açıklaması öncesinde CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz konuştu. Yalaz yargılamaların ve gözaltıların AKP iktidarının halkın iradesinden duyduğu korkudan kaynaklandığını belirterek, “Değerli yoldaşlar, bugün ülkemizin içinde bulunduğu karanlık yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’yle değil, tüm halkla ilgilidir. Halka diz çöktürmeye, mücadelesinden vazgeçirmeye çalışıyorlar. Bu süreç hukuki değil, siyasal bir süreçtir ve amacı doğrudan doğruya halkı susturmaktır. Ancak bugüne kadar ne yaparlarsa yapsınlar buna muvaffak olamadılar, olamayacaklar. Ama buradan iktidara sesleniyoruz: Korkmayın! Sadece seçim kaybedeceksiniz. Halk artık size yüz çevirmiştir. Siz bu halkı, bu iradeyi tanımadığınız sürece yönetemezsiniz” dedi.
Emek ve Demokrasi Platformu adına basın açıklamasını Süreyya Üner yaptı. Üner, ülkede yasama, yürütme ve yargının tek kişinin iradesine bağlandığını belirterek, “Halkın iradesinin sistematik olarak gasp edildiği bir dönemden geçiyoruz” dedi.
HAK, HUKUK VE ADALET SADECE KAĞIT ÜSTÜNDE
Açıklamada, CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin gözaltına alınmasına tepki gösteren Üner, “Dün sabah saatlerinde, CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere gözaltına alındı. Bu şafak operasyonları yalnızca üç belediye başkanına değil, doğrudan halkın sandıkta ortaya koyduğu iradeye yöneliktir. Bu ülkede artık hak, hukuk ve adalet sadece kâğıt üstünde kalmış; uygulamada ki yerini keyfiliğe bırakmıştır” şeklinde konuştu.
HEP BİRLİKTE SAHİP ÇIKACAĞIZ!
Açıklamada ayrıca çevre tahribatı, grev yasakları, kadın haklarına ve gençliğe yönelik baskılar, üniversitelerin özerkliğinin kaybı gibi konulara da değinen Üner, “Talan düzeni tüm hızıyla sürmektedir. Meralarımız, zeytinliklerimiz, ormanlarımız; çok uluslu şirketlerin çıkarları uğruna “torba yasalar” gibi hukuk dışı araçlarla yağmalanmaktadır. Ekolojik yıkım ve doğa talanı bu düzende yalnızca bir “çevre sorunu” değil, doğrudan sınıfsal bir meseledir. İzmir başta olmak üzere pek çok ilde yanan ormanlar yalnızca ağaçları değil, yaşam alanlarımızı, ortak geleceğimizi küle çevirmektedir.
Ülke adeta yangın yerine dönmüşken, iktidar bu yangınlara kör, sağır ve dilsiz kalmakta; buna karşın halkın seçilmiş temsilcilerini yaka paça gözaltına almakta bir hayli maharetli olduğunu bir kez daha göstermektedir. Yazıklar olsun! Ancak biz bu karanlığa, bu hukuksuzluğa ve zorbalığa teslim olmayacağız! Toplumun vicdanı olan emekçiler, emekliler, kadınlar, gençler, çevre ve yaşam savunucuları ile örgütlü halk güçleri, bu gidişata “dur” diyecek iradeye ve mücadele kararlılığına sahiptir. Faşizme karşı omuz omuza! Doğamıza, emeğimize, irademize hep birlikte sahip çıkacağız! Gün, boyun eğme günü değil; ayağa kalkma, birlikte direnme günüdür” ifadelerini kullandı.