Üzerlerine en çok yazdığımız, görüş bildirdiğimiz, düştüğümüz konulardan birisi sahipsiz hayvanlar; genel itibariyle sokak hayvanları ve sahipli gözüken sahipsiz hayvanlar!
Aslında bir de hayvan sahiplenip daha sonra insanlıktan çıkan bir grup da var ama bugün konumuz onlar olmayacak!
Önceki gece yarısı yazılarımızı yazıyorduk. Bir ara dördüncü kattaki evimizin mutfağının penceresinden evin önündeki parka baktık. Zira bir kedinin acı acı miyavladığını duyduk. Sokağa baktığımızda yerde beyaz bir kedinin bir araç tarafından ezildiğini gördük. Tam da o sırada (Gece 03.00 civarı) bir başka araç geldi yanımızdaki binanın önünde durdu. Bir kedinin (sonradan kedi yavrusu olduğunu gördük) cesedi yolun ortasında duruyordu. 20 metre kadar önündeydi ve rahatça fark edebilirlerdi. Nihayetinde şoförlerin önlerine, yola baktıklarını düşünüyoruz. Biz de kedinin cesedini görmüş olduğu için geride durduğunu düşündük. Ancak binaya birini bıraktıktan sonra kedi yavrusunun cesedinin üzerinden sanki ortada hiçbir şey yokmuşcasına geçip gitti!

10 GÜNLÜK SEYAHATİMİZ SÜRESİNCE DE YOLLARDA EZİLEN ÇOK SAYIDA SAHİPSİZ HAYVAN GÖRDÜK
Elimize bir poşet aldık ve aşağı indik. O zaman fark ettik bir kedi yavrusu olduğunu üzerinden geçilenin, ezilenin. Gördüğümüz manzara bizi çok üzdü. Gelip giden araçların daha fazla ezmemesi için onu alıp daha güvenli bir yere koyduk. Bu arada iki kedi (muhtemelen bu yavrunun anne-babası) miyavlamaya devam ettiler. Bir ara üzüntüden bize saldıracak gibi oldular hatta. Ancak kısa bir süre sonra gerçeği onlar da kabullendiler. Muhtemelen bir süreden beri araç altında ezilen yavruları için oralarda miyavlayıp (inleyip) durmuşlardı.
Kısa süre önce Kayseri-Sivas hattında 10 gün geçirdik. Araçla gidip geldik. O kadar çok hayvan leşiyle karşılaştık ki. İnsan gerçekten kime ne söyleyeceğini bilemiyor. Şehir içinde sokakta bir kedi yavrusu için frene basma gereği duymayan sürücüler şehirler arası yolda elbette bir şey yapamazlar bir hayvan önlerine çıktığında ya da yapabilecekse bile niye yapsın ki? Zaten şehir içinde sokak arasında bile ezip geçiyor; böyle durumlarda insan hangisinin hayvan olduğu konusunda zihninde beliren sorulara cevap bulmakta zorlanıyor.
Diğer yandan; biz yıllardan beri sahipsiz hayvanların sayılarının çoğalması için uğraşan birtakım insanlarımızı yeriyoruz. Zira bu kadar çok hayvanın ölümünde böylesine duyarsız insanlarımızın da payı çok büyük.

MEDENİ DEDİĞİNİZ ÜLKELERDE SAHİPSİZ BİR SOKAK HAYVANI GÖREMEZSİNİZ YOLLARDA, PARKLARDA!
Biz Avrupa da gördük ABD de. Oralarda sahipsiz sokak hayvanı göremedik. Sokağa çıkmış bir hayvan varsa mutlaka yanında sahibi vardı ve insanlara zarar vermesi imkansız hale getirilmiş bir şekilde dışarı çıkarılmışlardı. Bu yüzden çok nadir olaylar haricinde orada şehir içinde bir hayvanın bir araç tarafından ezildiğine, ezilmiş olanın üzerinden geçildiğine şahit olmadık.
Sahipsiz hayvanların yollarda, sokaklarda dolaşması en başta kendileri için büyük tehlike. Bunlar kanalıyla yayılan ölümcül hastalıklara değinmeyeceğiz bile. Ancak hem kendi canları hem de insanların canları için önemli bir potansiyeller; bir anda aracın önüne çıkabiliyorlar, sürücü çarpmamak için uğraşırken araçta bulunanlarından bazılarının canlarına neden olan, bazılarını hayat boyu sakat bırakan bir kazaya neden olabiliyor. Bu hayvanlar burada bir örneğini aktardığımız gibi araçların altında kalıp eziliyorlar ya da sakat kalıyorlar!
Bir başka önemli husus bu kadar çok sayıdaki sahipsiz hayvanın beslenmesidir. Öyle ki bu hayvanların düzenli beslenebilmesi ve özellikle böylesine sıcak geçen yaz mevsimlerinde, çok soğuk kış mevsimlerinde su ve yiyecek bulabilmeleri zorlaşıyor. Belki de bir köşede açlıktan ölen birçok hayvan oluyor biz göremiyoruz. Biz bugüne kadar karnı karnına geçmiş, bir deri bir kemik kalmış ne yazık ki çok sayıda hayvana rastladık ve üzüldük. Sahipsizlik hem insan hem de hayvan için asla arzulanmayacak olumsuz bir durumdur; hayvanların sahipsiz kalması ise tam bir faciadır. Bu yüzden sahipsiz sokak hayvanları konusunda iktidar artık üzerine düşeni yerine getirmelidir. Belediyeler kanalıyla bu hayvanlar toplanmalı ve barınaklarda hayatlarının sonuna kadar bakımları yapılmalı, üremelerine asla fırsat verilmemelidir. Evet, bu onlarca milyar dolarlık bir harcamaya gerektirmektedir ancak bugün itibariyle bizce başka seçenek de yoktur. Avrupa ülkeleri benzer bir sıkıntı ile karşılaştığı takdirde bu hayvanların tamamının uyutuyorlar. Ekonomik yükünü karşılamak istemiyorlar. Biliyorsunuz Avrupalılar denizlerde insanları boğmaktan bile uzak durmuyorlar, kendilerine yük olabileceklerini düşündükleri insanların!

SAHİPSİZ SOKAK HAYVANLARI KONUSUNDA MAKUL BİR BİLİNCE SAHİP OLDUĞUMUZ SÖYLENEMEZ, HİNDİSTAN'DAKİ KADAR BİLİNÇ VAR BİZDE DE!
Toplum olarak sahipsiz sokak hayvanları konusunda mantıklı bir bilince sahip olduğumuz söylenemez. Sokaktaki bir hayvanı zaman zaman besleyerek merhamet duygularımızı kabartmak haricinde onlara bir faydası dokunmuyor çoğumuzun. Bu hayvanların barınaklarda ömürlerinin sonuna kadar beslenmesi gibi bir seçeneğe bile çoğu karşı çıkıyor. Halbuki başıboş sokak hayvanlarının sayısının artması hem bu hayvanların hem de insanların hayatlarını daha fazla tehlikeye atmak anlamına geliyor. Bu kadar yoğun trafikte karşıya geçmeye çalışan o kadar çok kedi ve köpek görüyoruz ki; bazılarının ayaklarının sakatlanmış olduğunu karşıya koşarken fark edebiliyoruz. Bu hayvanlar her gün saatlerce kendileri için yiyecek ve içecek arıyorlar. Sokağa bırakılan yiyecekler bu kadar sıcak ortamda ya çabucak bozulup kokuyor ya da örneğin sokak köpekleri tarafından yenilerek daha küçük ve savunmasızların aç kalmasına neden olunuyor.
Kimse kusura bakmasın; sahipsiz sokak hayvanları bu ülkenin en önemli, en acil sorunlarının başında geliyor. Bunların çocuklarımız için hiç olmadık zamanlarda nasıl tehlike saçtıklarını, bazı sahipli hayvanlar yüzünden bile çocukların parka inmeye korkar hale geldiklerini, birçok çocuğumuzun köpekler tarafından parçalandığını, birçoğunun okuluna gidemez hale geldiğini gözlemlekten biz de bıktık usandık. Yeter artık; bu konuda devlet ciddi olarak bir şeyler yapmak zorunda artık. Zira bugün çözmek için kılımızı kıpırdatmadığımız bu büyük sorun yarın bir gün çığırından iyice çıkmış olacak. Türkiye sahipsiz sokak hayvanları konusundaki yanlış tutumları yüzünden ekonomik olarak da sağlık olarak da çok büyük kayıplar yaşar hale gelecek. Hatta geldi bile!

PROBLEMİ ERTELEMEK, BAŞTAN SAVMAK, TEPKİLERDEN ÇEKİNİP KENDİ HALİNE BIRAKMAK İNSANIMIZA VE SOKAK HAYVANLARINA İHANETTİR
Bu konuda sadece hayvanseverlerin alkışlarını almak için hareket edip halkın genelinin arzu ve temennisini göz ardı eden iktidar bu saatten sonra ölüp giden çocuklarımızın, insanlarımızın ve sahipsiz hayvanlarımızın da sorumlusudur. Hiç kimse sorumluluktan kaçamaz. Hiç kimse herkesin alkışını almak isteyip meseleyi yine çözümsüz olarak ortada bırakamaz. Başımıza ne geldiyse gereksiz yere sorunları ertelemekten ve onları daha da büyütmekten geldi.
Bazı sorunlar zamanında çözülmezse çözülemeyecek kadar büyürler. Sahipsiz sokak hayvanları meselesi de böyle bir sorundur; eğer bu konuda daha fazla geç kalırsak korkarım ki önümüzdeki yıllarda her açıdan oldukça dramatik tablolara şahit olacağız.
Bugün birçok şehirde kuduz aşısı arayan insanlarımız var ancak bulamıyorlar. Yarın bu konuda, Allah korusun, bir salgın olduğu zaman toplumun nasıl bir travma yaşayacağını tahmin etmek bile istemiyoruz. Dillendirmek bile istemiyoruz.
Ama Allah aşkına hem bu sahipsiz sokak hayvanları için hem de çocuklarımız, geleceğimiz için artık uyanalım!