Önceki yazılarımda genç mezunların iş hayatına katılımda yaşadığı sorunlara ve işverenin beklentilerine değinmiştim. Bu yazımda ise gençlerimizin iş imkânlarının yetersizliğinden dolayı çareyi beyin göçünde bulmasına değineceğim.
Öncelikle nedir bu beyin göçü? Beyin göçü gelişmekte olan ülkelerin yetiştirdiği nitelikli ve parlak zihinli gençlerin daha iyi imkânlara ulaşmak, daha dolgun bir ücrete sahip olmak için gelişmiş ülkelere yaptığı göçe denir. Çünkü gelişmiş ülkeler bütçelerinin büyük bir çoğunluğunu eğitime ayırıyorlar. Dolayısıyla da bunun sonuçlarını istedikleri ölçüde elde ediyorlar. Bizim parlak beyinlerimizde alt yapısı olan gelişmiş ülkelerde kendilerinin daha rahat çalışma bulabileceklerine inandıkları için çözümü göçte buluyorlar.
Bizim ülkemizde gençleri beyin göçüne iten iki ana unsur var. İtici sebeplerin başında yaşanılan ekonomik sorunlar ve gidilecek olan ülkede ki yüksek hayat standartları olduğunu görüyoruz. Diğer bir etken ise AR-GE ve inovasyon çalışmaları. Akademik anlamda kariyer ve yükselme fırsatlarının bizim ülkemize kıyasla çok daha fazla olması genç ve parlak beyinler için ayrıca bir çekim sebebi olarak dikkat çekiyor.
Gençlerin son zamanlarda üzerinde durduğu şeyler arasında diplomalarının denklik durumunu öğrenmek var. Şöyle bir gerçek var ki; Türk genci kazandığı donanımın karşılığını alabileceğini bilse ülkesini geride bırakıp başka ülkelere katma değer kazandırmak istemez. Ancak içerisinde bulunduğumuz durum gençlere beyin göçünden başka bir şey yapma fırsatı vermiyor. Elbette bizim ülkemizde de bazı imkânlar mevcut. Ancak gelişmiş ülkeler ile kıyaslanabilir seviyede bile değil.
Özellikle mühendislik ve tıp mezunlarımıza yurt dışındaki araştırma fırsatları daha cazip geliyor. YÖK verileri Türkiye'den; Almanya, ABD ve Kanada gibi ülkelere sayısal bilimler alanında yapılan beyin göçünün ilk sıralarda olduğunu gösteriyor.
Yapmamız gereken tersine beyin göçünü başlatmak. Dünyanın önemli okullarının yetiştirdiği aydın gençleri ülkemize çekmek.HAVELSAN gibi.
HAVELSAN, Google, Microsoft gibi prestijli yurt dışı firmalarında çalışmış,ABD, İngiltere, Almanya gibi farklı ülkelerde okumuş olan gençlere çok güzel fırsatlar sunarak ülkemize çekmeyi başarıyor. Bu tarz girişimlerin daha çok şirket tarafından hayata geçirilmesi, nitelikli ve tecrübeli işgücünün ülkeye kazandırılması anlamında çok önemli.
Umarım ki ülkemiz tersine beyin göçü üzerine daha fazla çalışmalar yapar. Çünkü AR-GE ve bilişim gibi alanlara yatırım yapılması ve ciddi fonlar ayrılması Türkiye’nin aydın gençlerini yitirmeyip aksine kazanarak kendisine değer katması açısından oldukça önemlidir.