Arslan, öğretmenlerin sınıfta hedef haline geldiği bir ortamın sorumlusunun yalnızca bazı öğrenciler olmadığını belirterek, “Bu tablo, yıllardır öğretmeni ekonomik ve mesleki olarak zayıflatan politikaların doğrudan sonucudur” dedi.
“Eğitim dışı yapıların okullara sokulması düzeni bozuyor”
Arslan, son yıllarda çeşitli protokollerle eğitimle ilgisi olmayan kişi ve yapıların okullara dahil edilmesinin, sınıf düzenini ve öğretmen otoritesini zayıflattığını savundu. Arslan, pedagojik yetkinliği olmayan aktörlerin okul ortamına müdahil edilmesinin öğretmenlik mesleğini sistematik biçimde erozyona uğrattığını dile getirdi.
“Ücretli öğretmenlik asgari ücretin altında: Bu durum öğretmenin nasıl görüldüğünün göstergesi”
Atama bekleyen yaklaşık bir milyon öğretmen bulunduğunu hatırlatan Arslan, ücretli öğretmenlik sisteminin devam ediyor olmasını eleştirerek bunun öğretmenin değersizleştirildiğinin açık göstergesi olduğunu söyledi.
Arslan, ekonomik koşullar, güvencesizlik ve itibarsızlaştırma nedeniyle birçok öğretmenin tükenmişlik noktasına geldiğini vurguladı.
Arslan’dan çözüm çağrısı
Eğitim-İş olarak açık bir çağrıda bulunduklarını söyleyen Arslan, taleplerini şöyle sıraladı:
• Ataması yapılmayan öğretmen bırakılmaması
• Ücretli öğretmenlik sisteminin sona ermesi
• Tüm öğretmenlerin kadrolu istihdam edilmesi ve maaşların yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması
• Okulların altyapı, güvenlik ve fiziki koşullarının iyileştirilmesi
• Eğitime ilgisi olmayan yapıların okullara müdahalesinin son bulması
• Eğitim sisteminin gençlere güvenceli bir gelecek sunacak şekilde yeniden yapılandırılması
“Öğretmene şiddet, yanlış politikaların sonucudur”
Son yaşanan saldırının bir uyarı niteliğinde olduğunu ifade eden Arslan, öğretmeni güçlendirmeyen ve yaşam koşullarını iyileştirmeyen her yaklaşımın eğitimi daha da çıkmaza sürükleyeceğini belirtti.
Arslan, açıklamasını “Öğretmene şiddet, öğretmeni itibarsızlaştıran ve güvencesizleştiren politikaların sonucudur” sözleriyle tamamladı.
