"Buğra Kavuncu, dolaylı olarak da olsa Nebi Hatipoğlu'nu savunmuş ama esas itibariyle yerel seçimlere yönelik teşkilatların arzusunu net bir şekilde ifade etmiş, yerel seçimlere yönelik hazırlıkların da devam ettiğinin altını çizmiş, teşkilatların arzusunu övmüş. Peki İYİ Parti yerel seçimlere gerçekten tek başına girmek mi istiyor yoksa bunların tamamı aslında CHP ile pazarlık için bir oyun mu?
İşin aslına bakarsanız İYİ Parti'nin şu an yaşadığı en önemli sıkıntı bağımsız bir parti olma sıkıntısı. Seçimlere katılma hakları olduğu halde CHP'nin vekil aktarma oyununu göremeyen İYİ Parti, kendisini CHP'nin bir aparatı, daha sonraki dönemlerde de adeta hizmetçisi gibi hissetti. Zira 2019 yerel seçimlerinde İYİ Parti'ye tek bir büyükşehir bile vermedi CHP, bırakın büyükşehiri bir şehir belediyesini bile vermediler!
CHP'liler İYİ Parti'nin etinden sütünden tam kapasite faydalanmaya alıştılar. 6'lı masada liderini canları çektiği gibi azarlayıp tekrar masaya oturmaya zorladılar.
Nereden bakarsanız bakın CHP ile yol yürümek İYİ Parti'yi yordu. Çünkü CHP ile HDP ortak çalışıyorlardı, İYİ Parti'de direkt olmasa bile dolaylı olarak HDP ile işbirliği yapmış oldu. Bu durum milliyetçi tabanlarını rahatsız etti. Normalde artması gerektiği halde artmayan oylar HDP ile dolaylı ilişkiler yürütmek ve CHP'ye hizmet etmek için kurulmuş bir parti görüntüsünden kurtulamamak gibi nedenlerden kaynaklandı. Bu durum kafaların karışmasına neden oldu. MHP'den, dolaylı olarak HDP'nin ortağı olmak için ayrılmamışlardı!

İYİ PARTİ'NİN KENDİ KİMLİĞİNİ BULMASI ZAMAN ZAMAN TEK BAŞINA MÜCADELE ETMESİNE DE BAĞLI
Tüm bunlar İYİ Parti'nin gerçekten bir parti olmasını, parti kimliğine kavuşmasını engelledi. İYİ Parti eğer aynı şekilde devam ederse sadece seçimlerde işbirliği yapıp ufak tefek bir şeyler kazanan siyasilerin oluşturduğu ideali olmayan bir topluluktan ibaret kalacak. Bu yüzden acilen herhangi bir seçimde tek başlarına seçime girip kendi kimliklerini bulmaları gerekiyor. Bir siyasi parti geleceğini düşünüyorsa mutlaka böyle bir süreçten geçmeli. İYİ Parti kuruluşundan sonraki ilk seçimlerinde dikkat çeken bir oy aldı ama o oyu bu son seçimlerde, şartlar kendileri lehine olmasına rağmen bahsettiğimiz nedenlerden dolayı artıramadı.
İYİ Parti, parti kimliğininin netleşmesi ve yerine oturması için ilk fırsatta tek başına bir seçime girmek zorunda. Dahası 2019 seçimlerinde büyükşehir veya şehir belediyesi kendisine hiç verilmeyen CHP'ye, HDP'yi yanına alsa bile yerel seçimlerde İYİ Parti'nin desteği olmadan birçok büyükşehir ve şehir belediyesini kaybedebileceğini göstermek zorunda. Zira şu ana kadar CHP'liler "Gelin bazı büyükşehir ve şehir belediyelerini bu defa sizin adaylarınıza bırakalım" teklifinde bulunmuş değiller. Kendileri olmadan İYİ Parti'nin bir hiç olduğuna inanıyorlar ve bu yüzden İYİ Parti'ye fazla bir siyasi kazanç sağlayacaklarını düşünmüyoruz.

HA CHP İLİ GİRİP HİÇBİR BELEDİYE KAZANAMAMAK HA KENDİ BAŞLARINA GİRİP AYNI BAŞARIYI GÖSTERMEK, HANGİSİ DAHA İYİ SİZCE?
Zira İYİ Partililer CHP ile siyaset yapmanın, yol yürümenin kendileri için ne kadar zor olduğunu gördüler. CHP ile girip de hiç belediyelik kazanamamış olmak ile kendi başlarına girip aynı sonucu almak arasında bir tercihte bulunmak durumunda kalınsa herhalde tek başına girip aynı sonucu olmak daha büyük bir başarı olurdu!
İYİ Partililer tek başına yerel seçimlere gireceklerini söyleyince CHP'liler 'Ama bütün belediyeleri kaybedersiniz' diye tehdit ediyorlar. Aslında 'Siz ayrı girerseniz biz bütün belediyeleri kaybederiz' demek istiyorlar ama siyaseti iyi biliyorlar. Evet, Eskişehir gibi bazı yerlerde farklı ittifaklar oluyor seçimlerde. Partilerin dışında gerçekleşen. Ancak siyasi partiler bu konuda net kararlarını verince ve kendilerini temsil eden etkili isimlerle seçimlere girince o ittifaklar da işe yaramayabilir.
İYİ Parti ne şekilde girerse girsin, önümüzdeki yerel seçimlere damgasını vuracaktır. Ya CHP yeteri kadar büyükşehir ve şehir belediyesini İYİ Parti'ye devredecek ya da hemen hemen tüm şehirlerde seçimi kaybedecektir. Hele hele Kemal Kılıçdaroğlu ile seçimlere girilmesi durumunda büyük ihtimalle hem İYİ Parti hem de seçmenin bir kısmı kaybedilecektir!"

VE MERAL AKŞENER BİZİM ÖTEDEN BERİ VURGULADIĞIMIZ HUSUSLARDA CHP İLE KÖPRÜLERİ BİR KEZ DAHA ATMAKTA HİÇ TEREDDÜT GÖSTERMEDİ
Buraya kadarki ifadeler bizim İYİ Parti'nin seçimler sonrasında izlemek istediği politik ayrışma ile alakalı 12 Ağustos 2023 tarihindeki en son yazımızdan. Yazının başlığı "İYİ Parti seçimlere tek başına girmeyi parti kimliğinin netleşmesi ve yerine oturması için istiyor özellikle!" idi.
Önceki gün, 26 Ağustos 2023'tü. Yani Malazgirt Zaferi'nin 952'nci, Büyük Taarruz'un 101'inci yıldönümü. İYİ Parti Genel Başkanı işte böyle bir günde, seçimlerin üzerinden 90 günün sonunda Afyonkarahisar Kocatepe'de partisinin "Büyük Buluşma" programında açıklamalarda bulundu.
Akşener gerçekten de çok ilginç bir konuşma yaptı. Daha önceki çıkışlarına paralel olarak gelişen konuşmasında yerel seçimlere kendi adayları ile girme arzusunu daha da ileri taşıdı. Konuşmasının bir bölümüne bakmakta fayda var:
"Seçimlerin üzerinden tam 90 gün geçti. İlk 90 gün önemlidir. Bu sürede iktidara icraatleri için müsaade edilir. Muhalefet de muhasebesini yapar. Buradan çıkardığımız sonuçları sizinle birazdan paylaşacağım.
İYİ Parti olarak ilk günden bu yana Türk Milleti'ne dayatılmak istenen vesayetin ve kötülüklerin karşısında durduk. 2023'e geldik.
İtiraz ettik, tepki gösterdik, uyardık. Sadece iktidar mensupları ile değil bu seçimin adeta kaybedilmesi için uğraşanlarla da mücadele ettik.
Meselemiz Türkiye olduğu için nefsimizi kör odalara hapsettik. Ama nefsinin esiri olanlarla uğraştık. Önce ben, önce şahsım diyenlerle uğraştık. Biz milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik, koltuğundan başka hiçbir şey düşünmeyenlerle uğraştık. Olmadı, olamadı, olduramadık. 2023 seçimlerindeki yenilgiye maalesef engel olamadık.
Milletimizin geçmiş kavgaları yarıştırmaya, düşmanlıkları beslemeye değil, yeni şeyleri duymaya, kazanma umuduna odaklı olduklarını defalarca dile getirdik. Ne söylersek söyleyelim kendimizi dinletemedik. Türk siyaseti belli başlı yankı odalarına teslim edildi. Yankı odalarında işbirlikçilikle, hainlikle suçlandık. İktidara yanlamak ile suçlandık. Tüm bunların sonunda ne oldu, en küçük pazarlık yapmadan bu süreçten çıkan kim oldu? En ufak kar sağlamayan kim oldu, bizler olduk, İYİ Parti oldu.
Faydasız siyasetten milletin affına sığınırız. Ben sustum ama 'yüzde 60 ile kazanırız' diyenler susmadı. Bilimsel verileri masaya koyan ben sustum ama o verileri yırtıp atanlar susmadı. Bu sessizliği sürdürmek artık mümkün değildir.
2023 seçimlerine girerken, sayın Erdoğan karşısında seçimi farkla kazanacak 2 aday çıkardık. 20 senedir ilk kez Erdoğan'a karşı belirgin şekilde üstünlük kuran 2 adayımız oldu. Bütün araştırmalarda bu iki arkadaşımızın rahatlıkla Cumhurbaşkanı seçileceğini gördük. Bunun da ötesinde il il, ilçe ilçe yaptığımız ziyaretlerde bize söylenenler de bunu doğruladı. Samimiyetimden şüphe duyulmasın diye adaylığımdan fedakakarlık ettim. Ben asıl sorunun kendi safımızda olduğunu göremedim. Yüce Türk Milleti'nden bu nedenle özür diliyorum. Ben bu iki arkadaşımızın yollarını açmak için elimden geleni yaptım. Onların yolunu kapatanlara engel olamadım, Türk Milleti'nden özür diliyorum. Yanlarında durdum, yardımlarına koştum, her türlü iftirayı göğüsledim. Onları paçalarından çekenlere engel olamadım. Ben milletimizin omuzlarında taşıdığı bu umudu, umudunu bağladığı bu iki arkadaşımızın milletimizin çağrısına kulak vereceğini düşündüm. Onlara bu ateşten giydiremediğim için sizden özür diliyorum. Ne yaptıysam seçimleri kazanmak için yaptım. Ne yaptıysam umut yaşasın diye yaptım.
Bundan sonra milletimizin bu fedakarlıklarının boşa düşmesini engelleyeceğiz. En büyük çıkardığımız ders budur. Milletimiz için yapacağımız fedakarlıktan çıkar sağlamak isteyenlere vallahi geçit vermeyeceğiz. Birilerinin ihtirasları uğruna akıtacak terimiz yok. Kendilerine kariyer kovalayacaklar için harcayacak mesaimiz de yok...
Önümüzdeki seçimlerde kendi kadrolarımızla milletimizin huzuruna çıkacak ve göreve talip olacağız. Buradan tüm siyasi partilere de, yani iktidarından muhalefete çağrıda bulunuyorum. Gelin hep birlikte vatandaşlarımızın siyasi tercihlerini yansıtacağı bir rekabet ortamı oluşturalım. Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim, biz varız, sizleri de bekleriz. Öncelikli amacımız, partilerle ittifaktan önce, milletimizin partimizle ittifak yapmasını sağlamak olacaktır.
Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda, elbette işbirlikleri olabilir. Ancak biz, İYİ Parti olarak; Hür ve millî siyaset anlayışımız gereği; Gizli gündemleri olan, kendi menfaatleri için, bizim sırtımızda kurban kesen, şahsi hayallerini ve kariyerlerini önceleyen, mevcut güç ve siyasal ilişkilerine, destek arayan, marjinal ve bölücü yapılarla yakınlaşan, hiç kimseyle, herhangi bir işbirliği yapmayacağız.Kendi kadrolarlar milletimizin karşısına çıkacağız."
Meral Akşener ve İYİ Parti Türkiye siyasetinin merkezine oturmak üzere. Bu bilinçle hareket etmeye devam ediyorlar. Meral Akşener'in konuşması da açık-gizli birçok mesajı içeriyor. Bugünden sonra o mesajları sizlere aktarmaya çalışacağız. Takipte kalmanızda fayda var!