Cumhuriyet Halk Partisi’ni yazmayayım diyorum.
Arkamı dönüp gidiyorum.
Sosyal medyaya hiç bakmıyorum.
CHP yazan hiçbir haberi, hiçbir yorumu okumuyorum.
Talat Yalaz adını duyduğum an konuyu değiştiriyorum.
Ama olmuyor!
Yok, olmuyor!
Vallahi olmuyor!
Ben bu girdaba nasıl girdim de çıkamıyorum, bilmiyorum.
Neyse…
Şaka bir yana, Eylül ayına kadar kongreler sonuçlanasıya dek CHP galiba sık sık gündemimde olacak.
Parti, ağır ağır ama emin adımlarla kongre gününe doğru ilerliyor.
Mahalle delege seçimleri tam gaz devam ediyor.
Rahmi Çınar’ın mavi listesi çoğu mahallede önde götürüyor.
Renkler güzel; mavi umut demek, sakinlik demek, ama CHP’de ne kadar mümkün, tartışılır…
Bu arada, Tepebaşı İlçesi’nde yapılan seçimlerde ilginç detaylar da var.
Ne mi?
İki eski CHP İl Başkanı kendi mahallesinden delege adayı bile olamadı, düşünün artık!
Erman Gölet, Eskibağlar Mahallesi’nde,
Recep Taşel ise Batıkent’te ben varım dedi ama olmadı, çıkamadı.
Bakın, öngörü demeyeyim de, bir hissiyatım vardı.
Erman Gölet’in bugün geldiği siyasi konumu geçtiğimiz günlerde “Erman Gölet’i tek cümleyle anlatsam” başlıklı yazımda şöyle özetlemiştim:
“Yıllar geçe geçe, sözde adı bile olsa, kendini yok eden bir siyasetçi benim nazarımda Erman Gölet… Bırakın Eskişehir’i, Odunpazarı’nı, örgütte esamesi okunmaz. Ciddiye alınmaz. Seçim olsa belki liste çıkaracak ekip bulamaz.”
Ve nitekim bulamadı.
Kendi mahallesinden bile delege olamayan biri, nasıl olur da liste çıkarır?
Ve liste çıkarırsa, o listeyi kim taşır?
Şimdi kendisi “ben biat etmiyorum” diyormuş.
Kendini eleştiren herkesi biatçı ilan ediyormuş.
Gerçekten komik.
Gülmemek de elde değil.
Biat kültürü Atatürk’ün partisinde olmaz.
Ama her taşın altından çıkıp sonra da “ben farklıyım, bana bu yüzden düşmanlar” demek…
Ancak gülünür bu yoruma.
İşin özeti…
CHP’nin içindeki bu seçim yarışı, bana her hafta yeni bir dizi bölümü izliyormuşum gibi hissettiriyor.
Kadro zengin, karakterler renkli, entrika bol…
Yine de yazmam diyorum.
Gerçekten…
Yazmayacağım!
Yok, valla ısrar etmeyin, yazmam.
Olmaz!
Yazmam bu partiyle ilgili artık.
Küstüm.
Neyse sen yine büyük konuşma Özge…
Haftaya ne olur, bilinmez.
Kuantum Özge der ki:
“Mutluluk bulaşıcıdır.”