Geçenlerde antrenör bir çift ile tanıştım. 2 tane de dünya tatlısı çocukları vardı. Çocuklardan erkek olan 3 yaşında belki var belki yok. Ancak tanışmamız da tam olarak bu erkek çocuğundan çıktı. Kendisi meraklı gözlerle beni süzüp bir şekilde onunla iletişim kurmamı sağladı. Zaten çocuğun gözleri bir şeyleri almaya adeta kodlanmış gibi bakıyordu. Karşılıklı bu bakışmanın ardından ailesi ile konuşmaya başladık. Antrenör anne-baba, çocuklarının hiçbir şekilde tablet, telefon, bilgisayar ve TV gibi cihazlarla tanışık olmadıklarını söyledi. Tabii önce bir afalladım. 3-4 yaşında ama hiçbir şekilde televizyondan çizgi film izlemiyor ya da ağladığında eline bir telefon tutuşturulmuyor. İlk etapta algılamakta zorluk çeksem de sonrasında ne kadar zor ve kıymetli bir alışkanlık edindiklerini fark ettim. Keşke tüm ebeveynler bu konuya aynı özeni gösterse..
Teknolojinin çocukların üzerinde ki etkisine dair bir köşe yazımda sizlere de bahsetmiştim aslında. Elbette dozunda teknoloji kullanılmalı ve avantajlarından faydalanılmalı. Ancak henüz oyun çağında olan çocukların her dakika ellerinde telefon ve teknolojik aletler bulundurması ileride çok ciddi problemleri de beraberinde getiriyor. Örneğin şimdilerde adına teknoloji bağımlılığı dediğimiz bağımlılığı ortaya çıkarıyor.
Teknoloji bağımlılığı diye adlandırdığımız şey hepimizin de bildiği üzere çocukların aralıksız saatlerce ekranlara maruz kalmak istemesi ve TV karşısında durmayı uykuya değişerek uykuya karşı sürekli olarak direnmesidir. Toplumumuzda çocukların ekranı iyi kullanabilmesi, telefonla arasının iyi olması, bilgisayarı açıp kapayabilmesi ne yazık ki bir zekâ belirtisi olarak kabul ediliyor. Hâlbuki bunlar çocuğun ekrana çok fazla maruz kaldığının belirtisi.
Çocukları olabildiğince teknolojiden izole etmemiz gerek. Nasılsa bir gün eksisiyle de artısıyla da oldukça yakından tanışacaklar. Bari oyun çağlarında, hayal güçlerinin en yüksek olduğu dönemlerde bu yönlerini köreltmeyelim.
Özellikle 0-3 yaş arasında, beynin en hızlı geliştiği dönemde çocuklar iletişime ihtiyaç duyar, karşılıklı gülmeye ihtiyaç duyar, hayatı bu şekilde deneyimleyerek öğrenirler. Bu yüzden ebeveynler çocuklarını tıpkı tanıştığım antrenör ebeveynler gibi teknolojiden soyut doğa ile iç içe büyütmeye özen göstermeli. Aksi halde toprağın, ağacın, bitkinin, hayvanın varlığından bi haber bir nesil inşa edilir.
Anne-babalar öncelikle siz rol model olmalısınız. Çocuklar ne dediğinizden çok, ne yaptığınızla ilgilenirler. Eğer siz onlara telefonu bırak, tableti bırak deyip televizyon karşısında zaman geçirmeye devam ederseniz bu onlara için hiç gerçekçi gelmeyebilir. Bu yüzden çocuklarla birlikte aile saatleri oluşturabilirsiniz, birlikte aile oyunları oynayabilirsiniz ve çocuğunuzla iletişimde kalmanın yollarını arayabilirsiniz. Böylelikle hem sevgi dolu hem algısı yüksek bir nesil yetiştirirsiniz.
Herkese mutlu pazarlar..