İstanbul halkının oylarıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu'nun mazbatası, Yüksek Seçim Kurulu'nun tartışmalı kararıyla elinden alındı.
O gün, seçim otobüsüne yaklaşan bir çocuk, "Ekrem abi, her şey çok güzel olacak" dedi.
Bu cümle sadece İmamoğlu’nun değil, bir dönemin umudunun, değişim arzusunun ve toplumsal dayanışmanın simgesi oldu.
Ama ne yazık ki…
Hiçbir şey çok güzel olmadı.
Hatta her geçen gün daha da kötüye gitti.
CHP’li belediyelere operasyonlar düzenlendi, başkanlar tutuklandı.
Berkay Gezgin başta olmak üzere birçok partili Silivri’ye gönderildi.
Baskılar arttı.
İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atandı.
O sloganla tanınan CHP Parti Meclisi Üyesi Berkay Gezgin, bu kez de Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin CHP İstanbul İl Kongresi iptali talebini reddetmesinin ardından kayyum olarak atanan Gürsel Tekin’e gönderme yaparak "Güle güle G.T" yazdı.
Ne niyetle yazdığı tartışılır.
Ancak biz iyiye yormadık.
Sonra "yanlış anlaşıldım" dedi.
Kıvırdı, çevirdi, geri adım attı.
Ama ok yaydan çıkmıştı.
Siyasette geri dönüş bazen mümkün değildir.
Berkay, Eskişehir’de bir üniversite öğrencisi…
Gençliğin heyecanı, ironiyi de getirir.
Bu yüzden ilk an da yazdığını saygısızlık olarak görmedim.
Ama yine de hayal kırıklığı yaşadım.
Çünkü siyasete adım atan biri attığı adımın arkasında durmalı.
Yanlışsa bile, "ben yazdım" diyebilmeli.
Oysa Berkay bunu yapmadı.
Aksine gazetecileri hedef gösterdi.
Sorumluluktan kaçtı.
Çünkü her şeyin başı cesaretti.
Ve biz...
O cesareti bir bir yitirdik.
Berkay’da gördüğümüz gibi…
Saygımız azaldı, güvenimiz kırıldı, inancımız sarsıldı.
En önemlisi cesaret kalmadı.
Anlayacağınız…
Her şey çok güzel olacak diyerek çıktığımız bu yolda…
Hiçbir şey güzel olmadığı gibi cesaretin kırıntısı da kalmadı.
Kuantum Özge der ki:
“Cesaret çok şey kazandırır.”