Eskişehirspor beklendiği gibi sezona galibiyet ile başladı. Şimdi sırada İzmir deplasmanı var. Hedef 2’de 2 yapıp 6 puana ulaşmak.
Yeni sezona üç puanla başlamak, hele de uzatma dakikalarında gelen bir galibiyetle sahadan ayrılmak, taraftar için tarifsiz bir mutluluk. Anadolu Sportif Faaliyetler karşısında alınan bu galibiyet kusursuz değildi ama umut vericiydi. Çünkü futbolda en önemli şey, bazen güzel oyundan bile önce gelen şey, kazanmaktır. Bu galibiyet de bize moral oldu.
Her şeyden önce Eskişehirspor yönetimini tebrik etmek gerek. Özellikle Tayfun Tatlı transferi büyük bir kazanç. Daha şimdiden hem kupa maçında hem de ligde kalitesini ortaya koydu. Yetenekli, sahada özgüvenli ve gelecek için çok umut veriyor. Bu transferin ne kadar doğru bir adım olduğunu hep birlikte göreceğiz.
Tabii bir yandan gerçeklerle yüzleşmemiz lazım. Eskişehirspor’un zamana ihtiyacı var. Evet, kazandık ama bu oyun şampiyonluk yarışına yetmez. Takımın daha derli toplu, daha hızlı ve daha üretken bir futbola ihtiyacı var. Henüz yolun başındayız ama ilerleyen haftalarda gelişim şart.
Kaan Baysal’ın sakatlığı ise hepimizi üzdü. Sol arka adalesindeki yırtık nedeniyle en az iki hafta sahalardan uzak kalacak. Oysa hepimiz ondan çok şey bekliyorduk. Sabırla bekleyeceğiz, umarım daha güçlü döner.
Tecrübe bu tür anlarda çok kıymetli. Deniz Keskin ve Akın Akman, adeta takıma ağabeylik yapıyor. İzmir deplasmanında onların varlığı çok önemli olacak. Bir de kaleci Bora Göymen var ki, nazar değmesin, bu sezonun yıldızları arasına adını yazdıracak gibi duruyor. Futbolda hep söylenir, “Atanın ve tutanın iyi olacak.” İşte bizde de bu ikisi var. Batuhan Doğrukıran’ın İzmir’de de golünü atacağına inanıyorum.
Serdar Göçerler ve öğrencileri, İzmir Çoruhlu deplasmanında da bu inançla sahaya çıkacak. Biz Eskişehirliler, takımımıza güveniyoruz. İkinci maç da kazanılacak ve İzmir’den sevinçle döneceğiz.
Haydi Kırmızı Şimşekler. Size inanıyor ve güveniyoruz.