İnsanların, hayvanların birbirini anlamak için ihtiyaç duydukları şey iletişimdir. Bazen konuşarak olur bazen beden diliyle bazen ise farklı biçimlerde. Ancak ortak bir şey var o da hayatın devamlılığı için iletişime ihtiyaç duyduğumuzdur.
İçimiz sıkıldığında, çıkmaza düştüğümüzde ise bir şekilde yaratıcıyla iletişime geçmek isteriz. Bazılarımız namaz kılar, bazılarımız kiliseye giderek mum yakar. Bazılarımız meditasyon yapar. Ancak hangi dine mensup olursa olsun neye inanıyor olursa olsun kişi yaratıcısıyla dua aracılığıyla iletişime geçer. Bu Hristiyanlıkta da böyle, Yahudilikte de böyle, Müslümanlıkta da böyledir.
İnsanoğlu her zaman isteklerini söylemek, dileklerine karşılık almak için bir yol bulmuş. İlk Türk devletlerinde Gök Tanrı inancı yani Şamanizm etkiliydi ve şu an günümüz de ettiğimiz çoğu duanın temelinde Şamanizm etkilerinin bulunduğunu söyleyebiliriz. Toplum olarak da duanın spritüel gücüne inanarak hayatlarımıza çekebileceğimiz bilinçaltlarımıza kodlanmış bir şekilde. En nihayetinde her şey inançla mümkün. Bir şeye inanmak ve onun kuralları ile hayatımıza yön vermek en azından psikolojik anlamda bizi hayata döndüren en önemli anahtardır. Neye inanırsanız inanın ama bir şeye inandığınızda inancınızın gücü sizi hayata bağlamanın ötesinde bir insan olarak görev sorumluluklarda yükler. Örneğin adaletli, kişi ve toplumsal hukuka uygun davranmak gibi önemli ödevleriniz olduğunu da hatırlatır. Yüklendiğimiz ödevlerimizi zamanında yapmak hepimize iyi gelir…
Meditasyonlarda olduğu gibi dua ederken de yalnız ve sakin bir biçimde olmak gerekir. İçten ve samimi bir biçimde edeceğiniz her türlü duanız bir şekilde karşılık bulacaktır. Oluyorsa sizin için en iyi ihtimal istediğinizdir. Olmuyorsa da çok daha iyi ihtimal bir yerlerde sizin için hazırlanıyordur.
Yaratıcı her şeyi duyan, gören ve bilen olduğu için ağzımızdan çıkan her kelime aklımızdan geçirdiğimiz her düşünce ona ulaşır. Edgar Cayce’nin Dua etmek varken neden endişenelim sözü tam da konuyla ilgili. Endişelenip karamsarlığa kapılmak yerine dua ederken Tanrı’ya yönelirsiniz. Tanrı da sizin iki kat hızınız kadar size yönelir.