Geçtiğimiz günlerde bir kadın sağlık çalışanı trafikte motosiklet konusunu yazmamı istedi benden. Çünkü aracına motosiklet çarpmış. Hastane, polis derken bayağı canı sıkılmış. Neyse ki kaza hafif atlatılmış. Hem çocuklar korkmuş, hem de çocuklarına bir şey olacak diye anne çok korkmuş. Son zamanlarda yaptığımız haberlerde de gözlemlediğimiz üzere motosiklete çarpan, motosikletin çarptığı kazalar arttı.

Bazı caddelerimizde sanki kaldırım kendilerine aitmiş gibi motosiklet kullananlar var. Kaldırımlar yayalarındır! Gel gör ki; pratikte kaldırımlar; dükkanın önüne malzeme yığan, masa sandalye atan esnafın, gelişi güzel park edilen araçların, motosiklet, bisiklet ve scooter’ların işgalinde.

Yaya olarak en işlek caddelerimizde vatandaşlar arasından hızla geçen motosikletler, sayıları hızla artan ve de her yerde sessizce seyreden elektrikli bisikletler yayalara zor anlar yaşatmaya başladılar. Gerek genel gerekse yerel seçimlerde kentimizin en önemli sorunlarından birisi mutlaka trafik sorunu olmuştur. Bu sorunun çözümü bugünden yarına olabilecek bir şey değil elbette. Trafikte gün geçtikçe artan araç sayısı, caddelerin yetersizliği ve şehrin merkeze sıkışmışlığı sebebiyle trafik sorunu gerçekten giderek büyüyor. Bu sebeple de vatandaş kendince çözüm üretiyor. Bisiklet, motosiklet ve elektrikli bisikletler kentimizde çok yaygın bir biçimde kullanılıyor. Ancak yeterli bisiklet ve motosiklet yolunun bulunmaması da bir başka sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Eskiden esnafın kaldırım işgali şikayet edilir, belediye zabıtalarınca yapılan denetimlere ihtiyaç duyulurdu. Şimdilerde ara sokaklardaki kaldırımlar bile motosiklet ve elektrikli bisikletlerin işgali altında. Yaya olarak şehir merkezinde kaldırımdan yürümek gün geçtikçe zorlaşmaya başladı. Örneğin; İstiklal Mahallesi’nin sokaklarındaki yaya kaldırımlarına bir bakın. Dubalar ile araç parklarının önüne geçilmek istenirken, motosiklet ve elektrikli bisikletler tarafından parka dönüştürülmüş durumdalar. Şimdi bu konuyla bisiklet ve motosiklet sorunun ne alakası var diye sorabilirsiniz? Özellikle kurye sistemi kullanan işletmeler, internet üzerinden aldıkları siparişleri kuryeler ile müşterilerine ulaştırmak için motosiklet kullanıyorlar. Ya da motosikletli kuryeler çalıştırıyorlar.

Zamanla yarışan bu insanlar hem kendi hayatlarını tehlikeye atıyor, hem de mevcut trafiğin işleyişine engel oldukları için kaosa sebep olabiliyorlar. Yukarıda da anlatmaya çalıştım. Eskişehir’de yeterli bisiklet ve motosiklet yolu mevcut değil. Böyle olunca normal trafik içerisinde hızlı hareket etmek zorunda olan motosiklet ve elektrikli bisiklet kullanıcıları trafikte araçların arasında makas atıyorlar. Bunlardan birisi de geçtiğimiz günlerde bana denk geldi. Trafik akışının başladığı bir anda önümdeki araçla aramıza giren motosikleti fark ettim ve güç bela durabildim. Arkamdaki araç da ha keza dibime kadar girdi. Onun fren sesi ile benim fren sesim birbirine eşlik ederken çok şükür kazanın ucundan döndük. Motosiklet sürücüsü özür diledi fakat kıymeti yok. Çünkü yoktan yere birkaç canın birden yanması içten bile değildi. Yine kırmızı ışıkta beklerken zik zak yaparak geçen motosikletlerin zaman zaman dış dikiz aynamın ayarını bozmaları da ayrıca sinirlerimi bozuyor. Benim yaşadığımın daha fazlasının hemen her gün bir başka yerde yaşandığının haberlerini zaten yapıyoruz.

Kısaca; bu araçlar trafiğe takıldıklarında ışıkları by-pas ederek kaldırımlardan, araçların arasından, yaya geçitlerinden bir başka trafik akışının içine karışıp gidiyorlar. Bu konu günümüzde sadece Eskişehir’in değil aynı zamanda pek çok büyük şehrin de sorunu. Çok geç olmadan belki çözüm adına tedbirler alınabilir umuduyla bu sorunu bir basın mensubu olarak gündeme getirmek istedim.

Özetle; motosiklet ve bisiklet yolları olmadığı sürece de daha çok yazacağımız ve konuşacağımız bir konu olacak “Trafikte motosiklet tehlikesi.”