Uykunun tüm canlılar olmak üzere hayatımızda muazzam bir yeri var. Ortalama bir insan hayatının dörtte birini uyuyarak geçiriyor. Yani 80 yıl yaşayan bir insan 20 yılını uyuyarak geçiriyor diyebiliriz. Bence başta yorgunluk olmak üzere stres hatta üzüntü bile uyuyunca azalır. Bir nevi kısa sürede olsa dünya ile iletişimi kesme biçimi de denebilir uyku hali için.

Uykunun birincil olarak etkilediği şeylerin başında büyüme hormonu bulunur. Yalnızca çocuklar ve gençler için değil yetişkinler içinde oldukça önemli bir hormon olan büyüme hormonu, kas dokusunun artışından, bağışık sistemimizin güçlenmesine kadar birçok alanda faydalıdır. Eksikliği durumunda kemik gelişiminde ve protein üretiminde eksiklikler ortaya çıkar.

Beyin sağlığımız ile uyku paraleldir. Beyin fonksiyonlarımızın devamlılığı için yeterli miktarda uyku şart. Uykunun kalitesini yattığımız zaman dilimi de oldukça yakından ilgilendiriyor. Örneğin gece uykusundan aldığımız verim diğer hiçbir zaman diliminde yok. Bu yüzden uyku için bir nevi kendimizi şarj etme biçimimiz demek yanlış olmaz.

Uykuyu yeteri dozda almamak gün içinde yorgunluğa, bitkinliğe yol açar. Ardından uykumuzun normal işleyişi bozularak uyku bozukluklarından olan hatta günümüzde de sıkça duyduğumuz bir uyku problemi olan Uyku Apnesi ortaya çıkar. Uyku Apnesi, uyku sırasında üst solunum yolunun tıkanması ile solunumun tekrar tekrar durup başladığı ciddi bir uyku bozukluğudur. Bu tıkanıklık bazen saniyelerden uzun sürebilir ve kişide ciddi hasarlara yol açabilir.

Daha çok 40-70 yaş arasında karşılaşılan bir durumdur ayrıca erkeklerde kadınlara nazaran daha fazla görülüyor. Diş hekimi desteğinin yani çene yapımıza uygun bir aparatın kullanılmasıyla bunun yanı sıra alkol kullanımı azaltarak hatta bırakarak, hayatımıza sporu katarak bu rahatsızlığı ciddi boyutta azaltabileceğimiz de bilinenler arasında.

Beden ve ruh sağlığımız bizim için çok önemli. Uyku kalitesiyle bunu sağlamak çok olası. Günlük ihtiyacımız olan uyku miktarını bir şekilde ayarlamaya çalışalım. Konsantrasyon güçlüğü, aşırı sinirlilik, iş performansında düşme, depresyon, yüksek tansiyon ve metabolik bozukluklara kadar birçok sorunun önüne geçelim.