Tepebaşı Belediyesi tarafından bu yıl 17. yapılan Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumunda ‘Yazılıkaya’ temalı bir çalışmada var. Amerika’da bir üniversitede ‘Frigya’ kürsüsü var. Yazılıkaya da ders kitaplarına girmiş bulunuyor. 100 yıldan biraz daha önce İngiliz Yüzbaşı, Frigya ve Yazılıkaya’yı gezerek kitap yazdı. Bizde Frigya konuşundaki kitap, Eskişehirli Prof. Dr. Ertuğrul Algan’ın eseri Eskişehir Bankası aracılığı ile ortaya çıkarması ile başlar. Prof. Algan, kitabı yine fotoğrafçı arkadaşı İrfan Ongar ile birlikte yazdı. İkili eserlerini uzun yıllar yaptıkları araştırmalardan sonra ortaya koydular. Eskişehirliler olarak ikisine de sahip çıkmamız gerekiyor. Yıllarca, şu akılda gezdik. Bir anıt var. Üzerindeki yazılar okunmadı. Su sarnıcı gibi, zaman içinde define arayanlar tarafından tahrip edilmiş eserler bölgede dolu. Geniş bir alanda hatta Afyon, Kütahya ve Uşak’a kadar uzanan Frig eserleri olduğu içinde, onları bir anda görmenin imkanı yok.
ALMAN KARTPOSTAL HAZIRLADI
Yine 40 yıl olmuştur. Bir Alman gezgin Yazılıkaya ve çevresinde gezerken, bölgeyi anlatacak bir rehber olmadığını gördü. Köyün muhtarını rehber ilan etti. Yazılıkaya da bir dizi fotoğraf çekti. Sonrasında bunları kartpostal haline getirerek, Yazılıkaya köyünde yöreyi tanıtmaya çalışan köylü hemşerimize bu kartları verdi. Rehberlikte kendi kendini yetiştiren Yazılıkayalı, bu kartpostalları ucuza satarak, yöreye gelen çok az turistler için çay, gazoz, gibi hizmetleri sağlamaya başladı. Amaç, turizmi geliştirmekti. Kartpostalları satan ve turizmi geliştirmeye çalışan bu hemşerimiz, kartpostalları bitirdiğinde, Almanya’daki o Alman hemen yenilerini bastırıp bu hemşerimize yolladı.
VALİDEN GİRİŞİM
Eskişehir Valiliğine o dönemde atanan Ali Fuat Güven, Eskişehir bölgesini gezerken, Yazılıkaya ile özel ilgilendi. Turizmi kartpostal satarak geliştirmek isteyen daha sonra muhtarda olan hemşerimizi buldu. Bir öneri getirdi. Yazılıkaya da anıtın yakınındaki binaya Özel İdare buzdolabı koyarak, içini de zaman zaman meşrubatla dolduracak. Uygun fiyata bu meşrubatlar yöreye gelen turistlere satılacak. Hem turizm faaliyeti yapılacak. Hem de muhtarlığı giderleri karşılanacak.
BUZDOLABI DOLDURULDU
Buzdolabı konuldu. İçi dolduruldu. Ama Türk köylüsü turizmden para kazanmayı kabul etmediği ve köyüne gelen yerli veya yabancı tüm turistleri misafir olarak gördüğü hiçbir şey satılamadı. Buzdolabı defalarca dolduruldu. Yazılıkaya da yaşayanlara turizm konferansları verildi. Başarıya ulaşılamadı. Sonra buzdolabı boş kaldı.
ATAÇ’IN KONSERİ
2000’li yılların başında Eskişehir’de Yazılıkaya’yı bilmeyen yada Eskişehirli olmasına karşın gitmeyi düşünmeyen çok kişi vardı. Hemşerilerimiz ‘taş mı’ göreceğiz mantığı taşıyordu. Yurtdışında üniversitelerde 'Frigya’ konulu kürsüler varken, dünanın geride kalmış en önemli uygarlıklarından biri olan Frigya’ya bizim ilgimiz çok azdı. Daha doğrusu yoktu. Az da olsa, yabancı turistler yöreye geliyor ve hayranlıkla geziyorlardı. Notlar, alıyorlar, fotoğraflar çekiyorlardı. Ataç, Tepebaşı Belediye Başkanı olunca, Yazılıkaya’da bir konser düzenledi. Konser Cem Karaca tarafından verildi. Yazılıkaya bir anda Türkiye’nin gündemine düştü. Şimdi, bu yılda Ataç, Yazılıkaya anıtının aynısını Eskişehir’e kazandırıyor. Festival kapsamında çalışmalar başladı.
BİR DE KAZIM MİRŞAN
Bir dönem Eskişehir’den milletvekili adayı da olan, eski Kültür Bakanlarımızdan Namık Kemal Zeybek, bugün Ata isimli partinin genel başkanlığını da yapıyor. Zeybek, Türk dünyası çalışmaları ve katkıları ile bilinir. Zeybek, Kültür Bakanıyken, bugün hayatta bulunmayan araştırmacı Türkolog Kazım Mirşan’ı Yazılıkaya’ ya getirdi. Mirşan, tüm tarih tezlerini yerle bir etti. Anıtın üstündeki yazıların, Göktürk Alfabesi olarak tanınan Türk Runik Alfabesi’ ile yazıldığını belirterek, yazıları da günümüz Türkçesine çevirdi. 1071 Malazgirt’ten başlatılan Anadolu Türk tarihinin de yönü değişti. Demek ki, Anadolu’ya en son 1071 yılında gelmişiz. Ataç’ın yaptığının önemi ne kadar büyük olduğu, Yazılıkaya araştırılırken ortaya çıkıyor.