Yaşamak…
Bazen bir gülüşle yaşamak, bazen bir anıya tutunmak…
Bir sabah uyanıp güneşle konuşabiliyorsan ne mutlu…
Umut bir yerlerde gizli kalmış demek…
Zoraki yaşam bile yatırım aslında…
Geleceğe…
İyilik inşa ediliyor bir nevi…
Sabır sınavını geçebilsek çiçekleri koparacağız ama orada takılıyor insan…
Bir süre sonra da soluyor çiçekler.
Çok çiçek soldu hayatımda…
Kimine bakmadık, kimini unuttuk.
Kimine takıldık.
Sınavı geçemedik.
Sevmek bir ilaç…
Her yaraya mutlaka iyi geliyor fakat bazen sevmemek hatta sevilmemek de bir tercih.
Kini araç olarak kullanmadığın sürece sevmemeyi de öğrenmeli insan…
Herkesle iyi geçinmek bazen işe yaramıyor.
Yaradığı sanılan bir formül olsa da inanın yaramaz.
Dikkat edin!
Halkta “yalaka” olarak tabir edilen insanlar çok.
Kabadır söylemde…
Ama hiç sevilmezler.
Dertleri kabul görme, kendilerini benimsetme çabası.
Özetle sevilmek isterler ama olmaz.
Karşıya “fazla sevgi” aktarımı yaşatmaya çalışırlar ama olmaz.
Normalde yalakalık yaptığın sürece kabul görmen gerekmez mi?
Olmaz.
Herkesle iyi geçinmek bir meziyet değil aslında.
Neden biliyor musun?
Bu devirde samimiyet riskli.
Gerçek düşünceni söylersen “problemli” oluyorsun.
Yalakalık ise risksiz…
Risksiz yaşamak kolay gelir insana…
Bir de ilginçtir.
Yalaka övülür, ama sevilmez.
Sevilmeyince de üzülür.
Üzülünce daha çok yalakalık yapar.
Sonra yine sevilmez
Bir döngü yani…
Halbuki sırrı bir keşfetse….
Anlayacağınız hayatında çok çiçek solduranlar üzülmesin.
Çiçekler solar ama yeniden açar.
Diğerinde ise çiçekler ölür.
Ölen çiçek bile olsa diriltemezsin.
Yani bazen övgü alıp sevilmeyeceğine…
Övgü almadan sevilmek daha yeğdir.

Kuantum Özge der ki:
“Severken dengede ol”