Emekliler yine alanlardaydı.

Bayram geliyor.

Kime geliyor belli değil…

Artık tükendiler.

Suçlu arıyorlar.

Emeklinin bu hale gelmesindeki muhatap belli ancak muhatap sorunlara kulak tıkıyor.

Konunun muhatabı kenarda dursun, destekçilerine ne demeli peki?

Biliyorsunuz iktidarla yol yürüyen ve bir nevi iktidarın uygulamalarından sorumlu olan diğer siyasi parti örgütleri de var.

Biri HÜDA-PAR diğeri Büyük Birlik Partisi…

Bana kalırsa bu siyasi partiler de iktidarın her hareketinden sorumlu değil mi?

Hatta daha çok sorumlu değil mi?

Ortada yanlış bir uygulama varsa bile yanlışı yapandan çok yanlış yapıldığını bile bile makam- mevki hırsına yenik düşerek yanlışa göz yummak daha çok kul hakkına girmek değil midir?

Dün emekliler yine yürüdü…

Sıcak bir günde…

Hamamyolu’nda sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçen onlarca emekli HÜDA-PAR ve Büyük Birlik Parti binası önünde seslerini yükseltti.

Biz çocuklarımıza, torunlarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız, peki ya siz” diye bağıran emekliler bir yandan da binayı işaret etti.

Emekliler hayatlarını bu ülkeye adadı.

Yıllarca çalıştı, didindi, ter döktü.

Emeklerini ilmek ilmek ülkeye adadı.

Şimdi istedikleri ne?

Haklarını almak ve anlaşılmayı beklemek…

Bu kadar zor mu?

Emekli derdine çare arıyor.

Ararken başka muhataplar da buluyor.

Sorunu yaratanların destekçisi…

O binanın tam da önünde duruyor onlarca emekli…

Çok haklı bir tepki…

Çok da akıllıca…

Bana kalırsa yanlışı görüp görmezden gelenler yanlışı yapandan bile daha büyük bir vebal altında.

Büyük Birlik Partisi ve HÜDA-PAR halkın hakkını savunmak yerine “büyük” hırslarıyla sadece kendi geleceğini düşünüyor neticede…

Sonuç mu?

Emekliler yine yürüyor.

Yine yürüyecek…

Haklarını alıncaya kadar…

Sıcak, kavurucu, karlı, yağmurlu bir günde…

Fark etmeksizin…

Ama duyan var mı?

Maalesef ki yok…

Çünkü bazı “büyük birlikler” hâlâ kendi “küçük vicdanlarında” hapis kalmış.

*************************

Kuantum Özge der ki:

Teşekkür etmek bereketi arttırır.”