Eskişehir sağlık anlamında; Şehir Hastanesi, Yunus Emre Devlet Hastanesi, Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ve de ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi gibi sağlık kuruluşlarıyla şanslı bir şehirdir. Gürlife, Özel Ümit gibi özel hastanelerimizi de saymazsak haksızlık olur. Bu hastanelerin her biri sadece Eskişehir’e değil, bölgeye de hizmet veren hastanelerdir. Kütahya, Afyon, Uşak, Bilecik illeri ile onların ilçelerinde ikamet eden vatandaşlar dahil binlerce insana hizmet veren bu sağlık kuruluşlarının kıymetini bilmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Özellikle ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi diğer hastanelerimizden de olmak üzere hastalık olarak tedavi edilmesi zor, pek çok sorunun çözümünde önemli işlevleri üstlenen bir hastanemiz. Hem Eskişehir içinde ki sağlık kuruluşlarımızdan hem de civar illerden tedavi edilemeyen hastaları sevk alan i bir hastaneden bahsediyorum. Bugüne kadar pek çok ulusal ve uluslar arası çapta bilim insanı da yetiştirmiş ESOGÜ Tıp Fakültesi, birikimi ve kültürü ile sadece şehrimizin ve bölgemizin değil ülkemizin de en önemli sağlık kuruluşları arasında.
İnme konusunda Prof.Dr.Atilla Özcan Özdemir, nörolojide Doç.Dr.Özlem Aykaç, beyin ve sinir cerrahisinde Prof.Dr.Murat Vural, genel cerrahide Prof.Dr.Murat Ulaş, dermotolojide Prof.Dr.Hilal Kaya Erdoğan, kalp ve damar cerrahisinde Prof.Dr.Cengiz Ovalı, göz hastalıklarında ve özellikle şaşılık da Başhekim Prof.Dr.Haluk Hüseyin Gürsoy, göğüs hastalıklarında özellikle akciğer ve akciğer zarı kanserinde Prof. Dr. Muzaffer Metintaş, çocuk hastalıklarında Doç.Dr.Gürkan Bozan ve burada sayamadığım pek çok doktorumuz kendi alanlarında sadece şehrimizde değil ülke genelinde kendilerini ispatlamış bilim insanlarımızdır. Bu Eskişehir için gurur verici bir durumdur.
İşlevlerinin yetersizliği nedeniyle her kurum eleştirilebilir. Zaman zaman hastanelerimiz de bu eleştirilerden nasibini almakta. Ancak; böyle kıymetli hocalara sahip Tıp Fakültesi Hastanemizin bazen ölçüsüzce eleştirilmesini, kişisel hırslarla adeta linç edilmek istenmesini şahsen doğru bulmuyorum. Yine halk arasında pek çok kez kullandığımız “Allah ne eksik etsin, ne de muhtaç etsin” ” sözünü düşünün. İyi ki böyle hastaneleri ve doktorları olan bir şehirde yaşıyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse insanlar ihtiyaç duymadıkları sürece ellerindeki değerleri çok da fark etmiyorlar. Kıymetlerini bilmiyorlar. Bir sağlık sorunumuz olduğunda ilk koştuğumuz yer hastanelerimiz, doktorlarımız olmuyor mu? Hatırlayın pandemi dönemini. Sağlık alanında şehrimiz diğer illere, her anlamda fark atmıştı. Sağlıkçılarımız insanlarımızı tedavi edebilmek, onların sağlıklarına kavuşmasını sağlamak için gerçek birer savaşçı olarak hayatlarını tehlikeye atarak geceli gündüzlü çalışmadılar mı? Hastanelerimiz diğer illere örnek olacak şekilde organize olmadılar mı? Elbette eleştiriler olacaktır.
Ancak şehrimizin bu değerli kuruluşlarını medyada, sosyal medyada duyumlar ve dedikodular üzerinden hepten kötü göstermenin doğru bir şey olmadığını düşünüyorum. Yetersizlikler her yerde olabilir. Şehrimizin hastaneleri aynı zamanda şehrimizin değerleridir. Bu değerlerimizi bazen canımız acısa da, ölçüsüzce eleştirmenin adeta linç etmenin şehrimize bir faydası olmayacak.
Eskişehir’in yetiştirdiği her insana, şehre hizmet eden her kuruma, özetle; bütün değerlerimize sahip çıkalım.