Gazetecilik her şeyden önce geniş bir çevre demektir. Sonra gerçek gazeteciler sokakta yetişir. İletişim ve gazetecilik mezunları bile sokaktan geçmek zorundadır. Sokaktan geçenin doğal olarak geniş çevresi olur. Sabahattin Ali ‘Dağların meskeni’ olduğunu söyledi. Söyledikleri şarkı bile oldu. Gazetecinin meskeni de sokaklardır. Mesela İstanbul medyası Babiali veya Cağaloğlu’ndan Plaza denilen İkitellideki mekânlara taşındığında halktan koptu. Plazada çalışan gazetecilerin halk ile teması kesmesi, tirajlara bile yansıdı. Milyonluk tirajlar binler ile ifade edilecek düzeylere geriledi.
Çok şükür, Anadolu medyası hiçbir zaman yaşadığı şehirdeki toplum ile teması kesmedi. 45 yıldır sokaklarda her gün Eskişehirliler ile yüz yüzeyiz. Bizler sadece, zaman içinde şehir yaşamına katkı veren insanlarımızın, bir bir hayatımızdan çekilmelerine üzülüyoruz. Dünde şehrimizin renkli simalarından olan ve şehre katkıları büyük olan Orhan Güngör ağbimizi sonsuzluğa uğurladık. Çok sevdiği vatan ve Eskişehir toprağına verdik.
HALK EĞİTİMİ AYAĞA KALDIRDI
Uzun yıllar Halk Eğitim Müddürlüğü yapan Orhan Güngör, Eskişehirlinin öğretim dışında da ‘eğitim ile tanışmasını ve meslek sahibi olmasını sağladı. Kimi biçki dikiş ustası oldu. Kimi ses sanatçısı oldu. Çok çeşitli kursun açılmasına, Eskişehirlinin güncel kurslarda eğitilmesini sağladı. Dün Yenikent camisindeki cenaze töreninde, bugün çeşitli partilerde görev yapan ülkücüler de katıldı. Halk Eğitim Merkezinde uzun süre Orhan Güngör’ün yardımcılığını yapmış, bugün emekli olarak hayatına devam eden bir öğretmen,” Görüşlerimiz çok farklıydı. Hatta ben bir ara başka göreve atanmak istedim. Orhan Bey karşı çıktı. Sen çok çalışkansın. Görüşler değişik olabilir dedi. Yıllarca birlikte çalıştık” dedi.
Yine cenaze töreninde Halk Eğitimin 60 yıllık Türk Sanat Müziği koro ve solistleri vardı. Hepsi de yetiştikleri kurumun bir dönemine imza atan müdürlerini son yolculukta yalnız bırakmamak için gelmişlerdi. Koronun daimi şefi ve her şeyi Hüseyin Erbay tabutun başında uzunca dua etti. Halk eğitimin mevcut müdürleri de vardı. Korodan yetişen Ali Rıza Saltık da cenaze de hazır bulundu.
BAŞKANIN YANINDAYDI
Orhan Güngör, Halk Eğitim Merkezi müdürlüğünden rahmetli Aydın Arat’ın Büyükşehir Belediyesi başkanı olması üzerine, basın yayın ve halkla ilişkiler müdürü oldu. Arat’ın belediyeye gelmesi çağrısını uzun süre düşündü. Hatta geçme fikrini benle bile paylaşarak, “İyi mi kötü mü olur” diye sormuştu. Bende halkla ilişkiler uzmanı olduğunu söylemiştim. Belediyeci de oldu. Aydın Arat’ın son anına kadar yanındaydı. Aydın Arat’ın son gecesi olduğunu bilmeden üçümüz Tıp Fakültesi Hastanesinde sohbet etmiştik. Sonra ikisi beni hastanenin asansörüne bindirerek uğurlamışlardı. Sabahleyinde Orhan Güngör, başkanla ilgili acı haberi Eskişehir kamuoyuna vermişti. Başkan Arat’ı son gören gazeteci de ben olmuş oldum. Arat’ın ölümünden bir gün sonra o zaman çalıştığım Milliyet’in üçüncü sayfasına onunla ilgili geniş bir yazı yazmıştım. İkisinin de mekânı cennet olsun.
PARTİDE DE ÇALIŞTI
Orhan Güngör tamamen emekli hayatına başlayınca, ülkücü camiada yetiştiği için MHP’de yöneticiliğe başladı. İl ve ilçe teşkilatlarında çalıştı. Merhum Gün Sazak’ın anısına Sazak köyünde her yıl yapılan ‘Ülkücü şehitleri ve Gün Sazak’ı Anma’ etkinlikleri organize etmeye başladı. Her yıl yapılan etkinlikler öncesinde kendisine, etkinlikler için pilavı yapıp yapmadığı esprisini yapardık. Birkaç kez etkinliklerden önce, pilavın tadını bize kontrol ettirmişti. Çok güzel olmuş lafı onun en çok hoşlandığı laftı.
MİHALIÇÇIKLI OLMAK
Ülkücülük kadar Mihallıççıklı olmakta, Orhan Güngör için önemliydi. Boş zamanlarında mekânları Odunpazarı meydanındaki Mihalıççıklılar Derneğiydi. Orada hep hemşerileri hem de bizler ile ülke gündemi üzerine konuşmak hoşuna giderdi. Sonunda, dün onu sevenleri olarak, şehir sakinleri olarak sonsuzluğa uğurladık.