Hayatım boyunca ve özellikle gazetecilik mesleğine başladığımda her genel seçime çok önemli söylemleri damgasını vurur. Elbette, her genel seçim Cumhuriyet kurulduktan itibaren önem taşır. Ülkenin geleceği bir ölçüde şekillenir.Ama, herhangi bir seçim son değildir.Bir sonrası da vardır. Dünyada bir değişim var. Atlantik çağı bitiyor. Bu durum gidip geldiğim için biliyorum. Geçen gün diplomatlarına söyledim. Avrasya çağı Bulgaristan, Yunanistan ve Balkanlardan görülmeye başlanıldı. Ukrayna ve Rusya geriliminden sonra bu görünme işi iyice ortaya çıktı. Tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçerken, yaşanan sıkıntılar normaldir.
Bugünler, tarihte İnönü zaferlerinin 102. Yılıdır. 102 yıl önce tarih Eskişehir topraklarında şartlar değişti. Dünya tarihi yeni bir şekle girdi. O günkü şartlarda Mustafa Kemal Paşa, Ankara’ya geldiğinde ilk iş orduyu ve Milli Mücadeleyi yönetecek siyasi karargâhı kurmak oldu. Çünkü milletin iradesine dayanmayan bir mücadele başarılı olamazdı. Bunu Samsun’a çıktıktan itibaren Erzurum ve Sivas Kongrelerinde de hedeflemişti. Ankara’da 23 Nisan 1920 günü açılan BMM, zafere gidecek yolda en önemli adımdı. Bundan sonra sıra Milli Orduyu inşa etmekti. Zaten bunun altyapısı da vardı. Bu da 6 Kasım 1920 günü resmen kuruldu. Savaş düzenli ordu ile kazanabilirdi. Çete savaşları ile iş sonuçlanmazdı.
Ayvalık’tan Aydın Köşk’e kadar uzanan bölgede 80 bin ülke insanı elde silah işgale direniyordu. Kuvayı Milliyeler Ankara’daki yönetimin inşa olmasına kadarki mücadeleleriyle Yunan ordusunu 1,5 yıl Ankara kapılarından uzaklaştırarak görevlerini yapmışlardı. Milli ordunun kurulmasına burun kıvıran Çerkez Ethem gibi insanlar zorunlu olarak tasfiye edildi. Düzenli ordunun önemini sadece Atatürk ve diğer önderler biliyordu. İşte bu süreçte Yunan ordusu harekete geçerek Türk ordusunu doğuşuyla birlikte ezmek istiyordu. Kendinden üç kat büyüklükteki Yunan ordusunu Kütahya-Gediz hattında durdurup geri çekilmeye zorlamakla 1921 yılının ilk zaferi kazanılmış oldu. Tarihler 10 Ocak 1921’i gösteriyordu.

BÜYÜK SONUÇLARI OLDU
Bu beklenmedik zafer küçük, ancak etkisi çok büyüktü. Çünkü umut arayan Anadolu halkı bu başarıyla büyük moral buldu ve Ankara’ya bakışını değiştirdi. Ayrıca bu zafer İstanbul ve dünyada da etkisini çabuk gösterdi. Batı’da kazanılan ilk zafer dostumuz Sovyet Rusya’nın da mali ve silah desteğini artırdı. Türkiye’ye bakışını değiştirdi. İşte bu zaferin kazanıldığı gün Mustafa Kemal Paşa, zaferi şu ifadelerle duyurur: “Ayın dokuzuncu ve onuncu günleri İnönü civarında Yunan ordusu ile cereyan eden meydan muharebesinde düşman büyük zayiata uğratılmıştır. Bugün 11 Ocak 921 düşman ordusu muharebeye devam edemeyerek geri çekilmeye başlamıştır. Ordumuz düşmanı takip ediyor.”

HEM PAŞA HEM SOYİSMİ OLDU
Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı ve Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet Bey’e de 11 Ocak 1921 günü şu telgrafı gönderir: “İnönü Meydan Muharebesi'nde Batı Cephesi kıtalarının uğurlu ve kahredici kumandanız altında hazırladıkları kati galebeden dolayı zatı devletlerine ve kahraman ordunuzun bütün kumandanlarıyla subaylarına ve efradına Büyük Millet Meclisi'nin kalbi tebriklerini takdim ve bu muvaffakiyetin mukaddes topraklarımızı düşman istilasından tamamen kurtaracak olan kati zafere hayırlı bir başlangıç olmasını eltafı ilahiyeden tazarru eyler ve işbu tebriklerimin bütün Batı Ordusu efrat ve subaylarına tebliğini rica eylerim.”

NUTUK DA ŞU ŞEKİLDE
Atatürk, Nutuk’ta ise bu zaferi şöyle anlatır: “İznik'ten, Gediz üzerinden Uşak'a bir hat tasavvur ediniz. Bu hattın Gediz'in kuzeyinde kalan parçası, iki yüz kilometredir. Gediz'den Uşak'a olan parçası da, otuz kilometre kadardır. Düşman, üç fırka ile bu hattın kuzey ucundan Eskişehir üzerine hareket etti. Bizim Gediz'de bulunan mühim kuvvetlerimiz, Eskişehir üzerinden bu düşman fırkalarını karşılamaya mecbur idi. Karşıladı, mağlup etti. İnkılâbımız tarihine Birinci İnönü Zaferi'ni kaydetti. Güney Cephesine ait olan kuvvetler, eski yerlerine, Dumlupınar'a iade edildiler. Kütahya'da yalnız 61. Fırka, iki alay kadar kuvvetiyle İzzettin Bey (Ordu Müfettişi İzzettin Paşa'dır) kumandasında terk edilmişti.”
Bu başarıdan sonra İsmet Bey beş yıl sonra, Paşalığa terfi ettirildi ve 4 Mayıs günü de Batı Cephesi Komutanlığına atandı. Düzenli ordunun önemi anlaşıldı. Halkın da katılımıyla ordu daha da büyüdü. Bundan sonra 1 Nisan 1921 günü yine Yunan ordusu karşısında İkinci İnönü Zaferi kazanıldı. Bunlarla moral ve güç bulan kahraman ordumuz, 13 Eylül 1921 günü 21 gün 21 gece süren dünyanın en uzun süreli Meydan Muharebesini kazanarak 1922 yılındaki Büyük Zaferin yolunu açtı. Bu zafere giden yolda da Ankara tamamen kendisini dünyaya tanıtmış ve kabul ettirmiş oldu. Yarın talihimizin ve geleceğimizin değiştiği ve Eskişehir topraklarında kazanılan zaferi yazmaya, konuşmaya devam edelim.