Kulağımıza daha önce hiç duymadığımız bir Nasrettin Hoca fıkrası çalındı. Yaşadığımız ortama da uygun bir fıkra olduğunu düşünüyorum.
Hemşerimiz Nasreddin Hoca sabah kalkmış, hanımına planını anlatıyor:”Bugün önce tarlaya gideceğim oradan da kasabaya ineceğim”...
Karısı lafını kesmiş: ”Her lafın başında "nasipse" deyiver hoca, bakarsın nasip olmayıverir”. Hoca evden çıkar, ancak aksilikler üst üste gelir. Ne tarlaya gidebilir, ne de kasabaya inebilir. Akşam eve dönünce kapıyı çalmış karısına şöyle seslenmiş:”Hanım nasipse ben geldim”...
Partilerde bu kadar milletvekili aday adayı olunca, Herkes altı kişilik listeye girmeyi hedefliyor. Listeye ilk iki sırada girerse, kendisini seçilmiş sayacak. İlk üç sırada girerse durumunu kader olarak yorumlayacak. Ve de seçilebilir umudu artacak.
Siyasi Partiler yasası bir türlü çıkmadı. Partilerin tümü genel merkez yoklaması ile milletvekili adaylarını belirliyor. Bazı partiler eğilim yoklaması yapıyor. Bugüne kadar yapılan eğilim yoklamalarının net sonuçları kamuoyuna açıklandığını duymadım. Görmedim. Sandıklardan çıkan eğilim yoklaması pusuları, kimseye gösterilmeden Ankara’ya o partinin genel merkezine gidiyor.
Bu dönemde bu kadar milletvekili aday adayı beklemiyordum. Demek ki, ekonomik kriz bazılarını etkilemiyor. Parayı basıyorlar. Aday adaylıktan sonra, daha aday olmadan seçim gezilerine başladılar. Her şey sonuçta paraya dayanıyor. Aday adaylarının bol para harcaması, piyasalara da bir anlamda canlılık getirir. O açıdan aday adayları bol para harcamaya devam etsin. Bu süreç 10 Nisan tarihine kadar sürecek. Bir hafta sonra, net sonuç ortaya çıkar. Listeye girenler yollarına devam eder. Aday adaylarından da gelecekte beklentisi olan, zoraki de olsa listeye giren adayları ile çalışmaya devam eder. Şimdilik, 10 Nisan tarihine kadar ya nasip…
***
Kitaplar ilgi çekti
Tepebaşı Belediyesinin Eskişehir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı dolayısıyla da Tarih Vakfı iş birliğinde Milli Mücadele’de Eskişehir ve 100. Yılında Eskişehir’in Kurtuluşu sergisi, Tepebaşı Belediyesi Sergi Salonu’nda kent halkının beğenisine sunulurken, Eskişehir ile ilgili Yunanistan ve Türkiye araştırmalarında ortaya çıkan 4 ciltlik kalın kitap seti Eskişehirlilerin büyük beğenisi çekti.Kitapların içeriğinde Eskişehir’de İşgal ve Direniş, Eskişehir’in Kurtuluşu, Milli Mücadelede Eskişehir’de Sol, Yunan Arşiv Kayıtlarında İşgal Eskişehir’i ve Milli Mücadele ve Eskişehir adlı kitaplardan oluşuyor. Çok sayıda Eskişehirli kitapları arşivine veya evinin kitaplığına kattı. Eskişehir’in bilinmeyen ve merak edilen tarihini öğrenmenin gayreti içine girdi.
***
Herkes bir ağaç dikmelidir
Eskişehir’in uzun yıllardır orman yüzdesi ilin yüzde 26’sına denk geliyordu. Fiziki haritamızın yüzde 26’sını ormanlık alanlar oluşturuyordu. Orman Bölge Müdürlüğü son beş yıldır, ormanlık alan yüzdemizi artırmak için yoğun mücadele ediyor. Dağlarımızda, boş alanlarımızda ormanlık alan kurmak için sürekli fidan dikiyor. Orman Bölge Müdürlüğümüzün yoğun çabası sonucu uzun yıllardır, yüzde 26’lardan bir türlü yukarıya çıkamayan ormanlık alanlarımızın yüzölçümü bir derece artarak, yüzde 27 oldu. İklim krizi, kuraklık gibi krizlerin ortaya çıktığı bu şartlarda yüzde birlik artış çok önem taşıyor. Yaşı yüksek olan hemşerilerimizin, ağaç dikmelerinin hepimiz için kıymeti büyüktür.