Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz.

Yunus Emre’ye ait bu güzel söz hastanenin acil servisi girişinde;

Sevelim Sevilelim,
Dünya Kimseye Kalmaz.

Sözü de hastanenin poliklinik servisi girişinde yazıyor.
Bu haftaki köşe yazım bu güzel sözlerin duvarlarında yazılı olduğu Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi ile ilgili olacak.
Her fırsatta her türlü şiddete uğrayan ama meslek hayatları boyunca tek hedefleri insanı yaşatmak olan sağlık çalışanlarını yakından izleme fırsatı buldum.
Geçtiğimiz günlerde annemin rahatsızlığı dolayısıyla Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde tetkik ve tedavileri için mesai harcadım. Hastanenin Başhekimi Uzm. Dr. Gamze Akın Mumcu’ya ilgi ve alakası dolayısıyla teşekkür ediyorum. Şöyle ki; hastaneye kadın elinin değmesinin bir kurumu nasıl değiştirdiğini de gözlemlemiş oldum.
Annemin tedavi sürecinde nerede ise her serviste gözlem yapma imkânım oldu. Elbette her yerde her kurumda olduğu gibi burada da ufak tefek aksaklıklar veya olumsuzluklar olmuş, yaşanmış olabilir. Ben görmedim. Duymadım. Yaşamadım. Hastanede kaldığım ve gözlem yaptığım sürece sağlık personelinin gerçekten sabırla ve özveri ile tebessümü hiç eksik etmeden hasta ve hasta yakınlarına yaklaşımlarını gördüm. Hasta yakınlarının dahi psikolojilerinin bozulabildiği zamanlarda güler yüzlü ve enerjik hitaplarıyla hastaların ve refakat edenlerin morallerinin yükseldiğine şahit oldum.

Hastanelerin palyatif servislerinin ne işe yaradığından haberdar değilken son on günlük sürede ne kadar büyük ihtiyaç olduğunu görmüş oldum. Burada sadece hastalara tedavi desteği verilmiyor, aynı zamanda hasta yakınlarına da hastaya nasıl bakılması gerektiğinin eğitimi veriliyor. Bir nevi eğitim birimi olarak da hizmet veren bu servislerde kronik sorunları olan, yaşlı ve bakıma muhtaç hastaların kaldığı serviste doktor, hemşire ve diğer sağlık personelinin canla başla, bıkmadan usanmadan çalıştıklarına tanık olmak beni hem duygulandırdı hem de böyle bir hastanemiz olduğu için gururlandırdı.

İşin özüne dönecek olursak hastanede günlük yaşamlarından adeta kopan doktorlar, hemşireler, sağlık memurları, her türlü yardımcı personelin aynı zamanda birer anne-baba, eş, çoluk çocuk sahibi insanlar olduklarını düşününce onlara insanın bakış açısı daha da değişiyor. Sağlık hizmetlerinde çalışanlar adeta bu işi bir meslek olarak değil, insani bir görev aşkıyla yapıyorlar.
Göreve başladıkları andan itibaren değişiyorlar. Sanki her birinden farklı bir kişilik ortaya çıkıyor.

Onların hakları parayla pulla ölçülemez ve ödenemez. “Allah kimseyi düşürmesin ama eksikte etmesin” dediğimiz hastanemize yolum düştü.
Bir basın mensubu olarak değil bir hasta yakını olarak ilgi, alaka, temizlikten tutunda yemeklerine kadar muhatabım öncelikle Palyatif Servisi’ndeki bütün çalışanlara olmak üzere Başhekim Uzm.Dr.Gamze Akın Mumcu nezdinde tam not veriyorum. Son söz olarak da diyorum ki; şehrimizde adının hakkını veren başarılı bir hastanemiz var. İyi ki varsın Yunus Emre Devlet Hastanesi.