ESOGÜ Tıp Fakültesi yönetim şeması değişti. Eski yönetmelik 15 Eylül 2025 tarihli resmi gazetede yayınlanan yeni yönetmelik ile yeniden düzenlendi. ESOGÜ Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi, bilinen adıyla Tıp Fakültesi’nde yönetim sistemi tekrar yapılandırıldı. Yönetim; birkaç kişi tarafından söylenildiği gibi “tek adamlık” sistemi mi oldu dersiniz? Şöyle bir bakalım. Hastane idaresi ve bütün müdürlükler eski yönetmelikte kime bağlıydı? Acaba hastanedeki müdürlüklerin bağlı olduğu bahse konu olan başmüdür de önceki yönetimde kime bağlıydı? Tabi ki başhekime. Önceki yönetimde de başhekime bağlıydı, şimdi ki değişiklik sonrasında da başhekime bağlandı.

Hikayeyi bir de benden dinleyin. Hastane yönetiminin başında önceden de olduğu gibi bir başhekim var. Tüm Türkiye’de böyle. Bizim hastanenin hem sağlık hem idari bütün müdürlüklerin başında kadrolu bir başmüdür vardı. Kadrolu diyorum. Burası çok önemli. Zira bütün hastanelerimizin başındaki başhekimler sözleşmeli. Yani Tıp fakültesi başhekimi de, yardımcıları da sözleşmeli. Rektör hastanenin başında kim ile çalışmak istiyorsa onu başhekim olarak atıyor. İstediği zamanda görevden alabiliyor. Bence olması gereken de bu. Herkes uyumlu çalışabileceği ekip ile çalışmak ister değil mi? Bu başhekim için de geçerli olmalı. O da uyum içinde çalışabileceği bir başmüdür ile çalışmak istemez mi? Elbette ki ister. Ancak bu durum hiçbir üniversite hastanesinde olası değil. Vekaleten veya sözleşmeli olması gereken bir makam asalet verilerek değiştirilmesi mümkün olmayan bir duruma getirilmiş. Kadrolu bir başmüdür var yani. İstenildiği zaman, yıllarını hekimliğe adamış bir profesörü başhekimlik görevinden rahatlıkla alabiliyorsunuz. Fakat dört yıllık herhangi bir üniversite mezunu olmak dışında hangi kriterler aranıyor bilemiyorum atanmış olan başmüdürün yerini dahi değiştirmek çok zor. Bütün müdürlükler başmüdüre bağlıydı. Aslına bakarsanız esas burada bir “tek adamlık” söz konusu değil mi? Hastane deyip geçmeyin. Normal bir işletmeden öte holding gibi bir yer burası. Yani; başmüdür burayı idare edebilmek için çok mükemmel bir işletmeci ve idareci olmak zorunda. Başmüdüre bu kadar müdürlüğü yönetmek ağır gelmiş olmalı ki, kim ile görüşsem sorun çözmede yeterli olamamış. Durumun böyle olması da ayrı bir sorun tabi. Bir de duyumlarıma göre üst yönetim ile uyumlu çalışamaması iddiaları işin bir başka tarafı.

Sağlık hizmetleri, biyomedikal, bilgi işlem ve satın alma müdürlükleri beş başhekim yardımcısına bağlanmış. Bir başka anlatımla beş tane akademisyen doktor sadece üniversite mezunu olması yeterli olan başmüdürlüğün bazı görevlerini üstleniyor. Bence bunu yapamayacaklarının düşünülmesi komik olmaz mı? Ben başmüdürü tanımıyorum, derdim sistem ile. “Olanda hayır vardır.” derler. Başmüdüre teşekkür edilmesi lazım bence. Sayesinde yönetim organizasyonunu temelden değiştiren bir yönetmelik resmi gazetede yayınlandı. Üniversite senatosundan yani birçok tıp ve tıp dışı hocanın oy birliğiyle imzası ve en son olarak da rektörün onayı ile yürürlüğe girdi.

Hastanenin yönetim şeması değişti. Bence çok doğru ve hastaneyi rahatlatacak bir yönetim şekli ortaya çıktı. Yetkiler ve de sorumluluklar başhekim, başhekim yardımcıları ve başmüdüre dağıtıldı. Yani, başmüdürün görevleri ve yetkileri de dağıtılmış oldu. Örneğin; Sağlık Hizmetleri Müdürlüğü doktor olan bir başhekim yardımcısına bağlandı. Allah aşkına bunun neresi kötü?

Elektrik kesiliyor, yemekten kıl çıkıyor, asansör bozuluyor, sivrisinek ısırıyor herkes başhekimi arıyor. Basında bunun sorumlusu olarak başhekimi yazıyor. Çünkü hastanenin başında görevden kolaylıkla alınabilecek bir başhekim var. Peki; bunlardan başhekim sonrasında kim sorumluydu? Elbette ki bütün müdürlerin bağlı olduğu başmüdür. Ancak biz basın mensupları dahi bu durumu bilmeyiz. Bizce; gerek hekimler ile ilgili gerekse diğer konularda her ne olursa olsun herkesin sorumlusu başhekimdir. Böyle olunca; başhekim de hekimlik harici işlerde kendisini rahatlatacak uyumlu çalışabileceği bir ekip ister tabi ki. Anladığım kadarıyla ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bu uyum sağlanamamış gibi. Düşünsenize bütün müdürlüklerin bağlı olduğu başmüdür ile başhekimin uyumsuz çalışmasını. Arada kalan çalışanların vay haline.

Çok güzel değil mi ya? Yetki çok, sorumluluk yok gibi. İyi olursa başmüdüre, kötü olursa başhekime gibi bir durum söz konusu. Böyle bir makamı kim istemez ki? Yeni sistemde; pasif olan başhekim yardımcıları aktif hale getirilmiş. Başmüdürün görevleri de başhekim yardımcılarına dağıtılarak güzel ve de yerinde bir görev paylaşımı olmuş. Liyakata dayalı bir sistem. Bence devrim niteliğinde bir değişiklik. Diğer üniversite hastanelerinin de örnek alacağı bir yönetim şeması olarak görüyorum.

Uyguladığı yönetim politikası nedeniyle böyle bir yönetmelik değişikliğine vesile olan başmüdüre teşekkür ediyorum. Başta rektör, başhekim ve hastane yönetimini de ileriye dönük yaptıkları bu sistem değişikliği için tebrik ediyorum

Netice itibariyle; hastane başmüdürümüz sayesinde ESOGÜ Tıp Fakültesi’nde yönetim sistemi değişti.