Kongre deyip geçmeyin.
Demokrasinin yapı taşları aslında...
Seçimin olduğu yerde "demokrasi" vardır diyebiliyorsak "seçimin" olmadığı yerde bunun adı ne olur ki?
Çünkü artık kongrelerde "seçim" yok...
Bu çok önemli bir sorun değil midir?
AK Parti'de haftalardır kongre adı altında seçim yapılıyor.
Kongreler tek adayla geçiyor.
Birde bu kongreleri il başkanlığı "coşkulu kongre" adı altında basına servis ediyor.
Eeee bakıyoruz "coşku" nerede?
Yüreklerde zerre yok, inanın...
Teşkilat bürokrasideki gibi zorunlu hissediyor kendisini , bir görevi icra etmek istercesine katılım sağlıyor, toplama kalabalık, konuşmalar yapılıyor.
Kongre bile halinden memnun değil.
Ah bir dili olsa da konuşsa keşke...
Neredeeeee o eski kongreler diye ballandıra ballandıra anlatsa?
Yapamaz.
Bıkkın, usanmış.
Kardeşim, tamam, AK Parti kongreleri hep tek adaylı geçerdi ama coşkusuz değildi.
Genel kurul öncesinde spekülasyonlar döner, aday olabilmek için savaşılır, mücadele edilirdi.
Kongre kongreden önce yapılır, bu kongreler de 5-6 adayla geçer, adaylar elene elene finale kalırdı.
Mücadeleyi kazanan o kişi tek başına gövde gösterisi yapardı bir nevi.
Kongre de demokrasi olmasa bile öncesinde sesler gelirdi.
Şimdi sesler uzaklaştı.
Yankısı bile duyulmuyor.
Kime yakınsa bir kişi, hangi siyasetçiye evrilmişse, "hadi gel kardeşim, seni Sarıcakaya İlçe Başkanı yapalım, biz ikimiz çok iyi geçiniriz, gül gibi yönetiriz partiyi" denilerek başkan yapılıyor.
Bunu fark eden diğer partililer de "aman benim ağabeyim şimdi il başkanı vs. olaydı bende gelmiştim bir yere mutlaka" diyerek, durumu kabullenip, ceketini ilikleyip gidiyor.
Çünkü mücadele etmeye takati yok.
Bıkkınlık ülkeyi ele geçirdiği gibi elbette kongreleri de baskıladı.
Siyasi bıkkınlık hastalığı vuku buldu.
Yakında partililer karantinaya girerse ve hiçbir kongreye katılmazsa da şaşırmayın.
Öyle işte canlarım...
AK Parti'de kongre öncesi kongre dönemi bitti.
Sen, ben, bizim oğlan anlayışı başladı.
Bizim oğlanı yakında tutan seçimi de kazanır, başkan da olur anlayacağınız...

**************************

ÇÖP KUTULARI EKMEK TEKNESİ OLDU

Sıradan duran ama sıradan olmayan bir fotoğraf aslında...
Konteynerden yiyecek aramak...
Genci, yaşlısı, kadını, erkeği, artık gece gündüz demeden konteyner içinde "ekmek" arıyor.
Çünkü "geçinememek" öylesine normalleşti ki bu fotoğraflar bile normalleşti.
Bir kadın, gündüz vakti, çıplak ayaklarıyla yemek aradı geçtiğimiz gün.
Yerler soğuktu.
O üşüdükçe...
Biz üşüdük...

**************************

MUTLULUK NEDİR?

Gazetemiz muhabirlerinden İlksen Akkan ve Merve Özdemir, yepyeni bir programa başladı.
Adı 2Eylül Eğlence Peşinde...
İlkini izledik geçtiğimiz günlerde...
Adı gibi keyifli ve eğlenceliydi.
Mutluluğun formülünü sordular.
Aslında temel bir soru...
Bulan bana da söylesin.
Mutluluk nedir?
Kafaya takmadan yaşamak mı?
Kafaya takmana rağmen hayatı kaçırmamak mı?

**************************

Kauntum Özge der ki:
"Yaşarken düzgün yaşa, düzgün yaşat. Çünkü yaşamak yatırımdır. Yaşattıklarını mutlaka yaşayacaksın."