CHP Tepebaşı İlçe Kongresi yapıldı.
Salonda Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan vardı.
Bu isimler oradaydı ama ruh, heyecan, iddia orada mıydı derseniz…
İşte orası biraz muamma.
Böylesine gergin, kırılgan bir süreçten geçerken, CHP'nin kongreleri artık birer formaliteden fazlası olmalı.
Kongreler partiye umut aşılamalı.
Ama bu kongrede olan neydi?
Hiçbir şey.
Ne bir yarış vardı, ne bir heyecan.
Aday yoktu.
Rekabet yoktu.
Jale Nur Süllü yoktu.
Utku Çakırözer yoktu.
Özge Zaim yoktu.
Coşku yoktu.
Gitmeye değmez dedi çünkü heyecan yoktu!
Orada olanlar da sanki olmamayı tercih eder gibiydi.
Tevfik Yıldırım vardı ama yok gibiydi.
Çünkü ona karşı çıkacak, onun karşısına aday olacak kimse yoktu.
O eski CHP kongrelerinin o hararetli tartışmaları, iddialı çıkışları, sert ama samimi rekabeti yoktu.
"Bu süreç farklı" demesin kimse.
Farklı olan tek şey, heyecanın tamamen çekilmiş olmasıydı.
Oysa bu kongre, şovun yapıldığı kongre olmalıydı.
CHP’nin değişim söylemini taşıyan bir platform olmalıydı.
Ama ne oldu?
Şovun tek harfi yoktu!
Peki, ne vardı?
Sessizlik vardı.
Sitem vardı.
Yorgunluk vardı.
Depresif bir hava, bitkin bir parti refleksi vardı.
Masa vardı, sandalye vardı, kürsü vardı…
Konuşmalar vardı ama anlam yoktu.
Sen, ben, biz, onlar vardı ama “biz CHP’yiz” duygusu yoktu.
Aklınıza ne gelirse vardı da…
CHP yoktu.
******************************************************************
Kuantum Özge der ki:
“Bir şeyler olmalı.”