1999 yılının Nisan ayından beri Eskişehir Belediyeciliğini etik, ahlaki ve sosyal belediyecilik anlayışıyla yürüten Profesör Dr. Yılmaz Büyükerşen başkanlığı süresinde sanıyorum ki farklı siyasi ideolojiye sahip bireylerin bile sempatisini toplayan bir başkan oldu.
Özellikle gazetecilik mesleğimize duyduğu saygı ve verdiği destek kendisinin de öğrencilik yıllarında çeşitli gazetelerde muhabirlik, yazarlık, karikatüristlik ve yazı işleri müdürlüğü yapmasından geliyor olsa gerek..
Sayın Yılmaz Büyükerşen hocamızın Eskişehir’de yaşama geçirdiği projelerden biraz bahsetmek istiyorum.
Öncelikle kent içi ulaşımda raylı sistemin kurulmasını söylemek gerekir. Hatırlıyorum da çocukluğumda beni oldukça fazla mutlu etmişti..
Ardından Porsuk Çayı’nın çevre düzenlemeleriyle birlikte temizlenmesi, şehrimizi temiz, bakımlı ve yaşanabilir turizm şehri haline getirdi. Şehrin birçok bölgesinde park, bahçelerin yapılması sosyal ve rekreasyon alanını içerisinde barındıran Avrupai bir kent haline getirdi. Sayın Yılmaz Büyükerşen hocamızın Eskişehir Senfoni Orkestrası ve Şehir Tiyatroları gibi sanat kurumlarının kurulmasında öncülük yapması ise Eskişehir’imizi bugün, İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en çok tiyatro sahnesine sahip olan şehri haline getirdi.
Eskişehir İktisadi ve İdari İlimler Akademisi Başkanlığına seçildiği yıllarda Akademi’de TV verici istasyonu ile siyah-beyaz eğitim stüdyolarını, daha sonra da Türkiye’de ilk renkli TV sistemini Eskişehir’de kurması gibi ilkleri de bizlere gurur veren işlerinin arasından yalnızca birkaçı.
Su altı dünyası, bilim deney merkezi, uzay evi, masal şatosu, eğitim merkezleri, Balmumu Heykeller Müzesi’nin de yer aldığı yeni müzelerin ve Canlı Tarih Sahnesi’nin kurulması gibi projelere imza atması bizlere gurur duyacağımız şeyler bıraktığının da bir teminatıdır.
Kendisiyle 10 Ocak Dünya Gazeteciler gününde tanışma fırsatı buldum. Tevazusuyla, güler yüzü ve üslubuyla kendisine hayranlığım bir kat daha arttı. Yılmaz Özdil bir yazısında Yılmaz Büyükerşen’den ‘‘Mustafa Kemal aydınlanmasının vücut bulmuş hali daima ilham aldığımız rol modelimiz’’ diye bahsetmişti. Gerçekten de öyle..
Avrupa’nın her yerinde 80-90 yaşlarında belediye başkanları bürokratlar bulunmakta. Son 20 yılda bir Avrupa kenti haline gelmiş Eskişehir’de neden olmasın? Benim buna verecek mantıklı bir cevabım yok çünkü bence belediyeler bedenle değil zihinle yönetilir bunun en güzel örneği de Eskişehir’e 25 yıl emek vermiş olan Sayın Yılmaz Büyükerşen’dir.
Şehrimize 5 seçimdir başkanlık yapan, Eskişehir’i küçük bir Anadolu kentinden dünyadan turist akınına uğrayan bir şehir haline getiren hocamız bizlere özellikle sosyal belediyecilik anlayışıyla oldukça fazla yapı ve sanat merkezi bıraktı.Çeyrek asırlık Yılmaz Büyükerşen Hocamızın başkanlığı sona erse dahi daha birçok nesil tarafından bilinip anılacak. Bizler de bunun teminatıyız..
Eskişehir’i Türkiye’de parmakla gösterilen bir kent haline getirdiği için kendisine minnettarız. Her daim sevgisiyle, gülen yüzüyle, iyileştiren fikirleriyle hatırlayacağımız koskoca bir şehrin Hocası olan Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e saygılarımla..