TBMM’de “Hayvan hakları ile ilgili tartışmalar bir anda emekliyi, asgari ücretliyi ve çalışanların maaş artışları ile ilgili sıcak gündemi aşağılara itiverdi.

Dünyada nasıl bilmem, ama Türkiye’de gündem değiştirmek o kadar kolay ki. Bir anda gündem başka bir noktaya evirildi. Görüşülen Hayvan Hakları Yasası çok önemli. Sokaktaki canların korunması adına yapılan tartışmalara elbette çok büyük saygı duyuyoruz. Ama bu tarafta yaşam mücadelesi veren yoksullukla mücadele eden insanların hakları ne olacak?

12 Bin 500 TL’ye mahkum edilen emeklileri, asgari ücrette yapılmayan düzenlemeleri ve yüzde 24.73 zamla yetinin denilen insanları gerçekten çok çabuk gündemden düşürdük.

Bir simidin 12 TL olduğu, bir bardak çayın 7TL’den satıldığı bir dünyada 12 Bin 500 TL ile insanlara geçinin, “Az daha sabredin sizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyerek sırtlarını sıvazlamanın yeterli olmadığı ortamda bir anda emekli ve çalışanların haklarının gündemden düşüvermiş olması bana hiç normal gelmiyor. Emin olun Hayvan hakları ile ilgili yasa meclis genel kurulunda verilecek önergeler ile düzeltilecektir. Bir süre daha bu tartışmaların sürmesi iktidarın işine geldiği için bugün bu meselede bir direnç gösterildiğinden söz ediyorum. Mecliste hayvan hakları ilgili yasanın düzeltilmesinden sonra muhalefet partilerinin “zafer kazanmış” bir eda ile bir süre daha konunun tartışması devam edecektir. Sonrası mı? Sonrasında herkes kendi yoluna ve kaderine razı olacaktır. Maaşlar, yoksulluk ve geçim sıkıntısı ile ilgili gündemi yeniden ısıtmak o kadar kolay olmayacaktır. Aslına bakarsanız sorunun asıl merkezindeki konunun tartışılmasında sokak hayvanlarının gerçekten kontrolünün güçleşmesidir. Örneğin dün sabah evden gazeteye gelirken durağa yaklaştığım bölgede 10’dan fazla sokak köpeği var, onlar ben yola çıktığım her zaman bir gürültü çıkarıyorlar. Bu arada durakta yaşlı bir hanımefendi hastaneye gitmek için bekliyor ve diyor ki; “İnsan gerçekten ürküyor. Etrafımı saracaklar diye korkuyorum!” Kendisine soruyorum, “Tamam korkuyorsunuz da bu köpekleri yok edilsin istiyor musunuz?” bu sorunun karşılığında, “Yahu onlarda can taşıyor. Onlara hiç kıyılır mı? Allah onları canlı yaratmış. Ama içim titriyor. Hadi biz neyse de çocuklar için endişe ediyorum. Köylerde bu kadar çok köpek yok. Buna bir çözüm bulunabilir. Bu köpekler kontrol altına alınabilir” cevabını verdi. Evet, bu konuyu hayvan hakları savunucuları, toplumun belirli kesimleri ile masaya yatırıp çözmek varken gündemin bir numaralı meselesi haline getirerek toplumsal gerilime sebep olmak hiçte mantıklı bir şey değil benim için. Yani normalden çok fazla tartıştık bu meseleyi. Bir de yerel seçimlerde alınan sonuçların üzerinden iktidarın topu yerel yönetimlere atarak kendisine yeni bir alan açmak istediğini görmemek için gerçekten engelli olmak gerek.

Öyle bir mesele ile gündem değiştirildi ki, “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” hesabı… Yasa teklifine geldiği gibi onay verilse bir türlü, itiraz edilse bir başka türlü. Yasa geçtiği şekliyle uygulansa başka türlü, uygulanmasa bir başka türlü gelişmeye hazır olmak gerçekten insanı rahatsız edici bir durum.

Sokaktaki canlarımızın öldürülerek yok edilmesine hiçbir vicdan razı olmaz. Yasa teklifini hazırlayanların bile hazırladıkları yasa teklifine bu şekliyle onay vereceklerini ben şahsen düşünmüyorum. Mesele daha fazla ekonomi tartışmasının önüne geçmek değilse nedir Allah aşkına? Demek ki siyaset böyle bir şey… Böyle bir siyaset anlayışının her zaman prim yaptığına tanıklık etmekten emin olun artık içim daralıyor.