Tam 12 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. Eskişehir’e de katkıları büyük oldu. Türk Milleti olarak onu çok sevdik. Turgut Özakman’dan bahsediyorum. ‘Şu Çılgın Türkler’ romanını 2005 yılında yazdı. Resmi olarak 300 baskı yaptı. Çok sayıda korsan baskısı piyasaya çıktı. Onun bu kitabını yayınlayan yayınevi o yıl vergi rekortmeni oldu. Eskişehir’de kitap ile ilgili iki söyleşi oldu. Bugün adına İki Eylül Caddesindeki Büyükşehir Belediyesi’nin kültür merkezinde sahne var. Kurtuluş Savaşının geçtiği en önemli topraklarımızdan olan Eskişehir ve çevresindeki savaş alanlarını ilerlemiş yaşına rağmen karış karış gezerek, ‘Şu Çılgın Türkler’ kitabını yazdı.
ESKİŞEHİR’E ÖZEL İLGİ
Turgut Özakman, 25 yıl önce ‘Eskişehir Şehir Tiyatroları’nın kuruluşuna katkıda bulundu. Sonrasında da desteklerini sürdürdü. Şehir tiyatrolarımız, bugün Türkiye’de en önemli tiyatro topluluğu haline geldiyse, Turgut Özakman’ın da büyük katkısı vardır. Eskişehir’e gelir, simit ile kaşar peyniri yiyerek, tiyatronun çalışmalarına katılırdı.
BÜYÜKERŞEN’İ KIZDIRDIK
Türk insanı onu ‘Şu Çılgın Türkler’ kitabı ile tanısa da, onun Çanakkale Savaşları ve Türkiye’nin çeşitli tarihini anlatan kitapları da vardır. Şu Çılgın Türkler’i yazarken, sık sık Eskişehir’e gelirdi. İnönü Savaşları cephesi ile kurtuluş savaşının geçtiği Eskişehir’deki toprakları yayan ve her karışını anlamaya çalışarak gezdi. Kocatepe’ye, Dua tepeye birkaç kez çıktı. Eskişehir- Emirdağ arasında savaşın geçtiği topraklara büyük önem verirdi. Şu Çılgın Türkler kitabında Emirdağ da geçen olaylar detaylı bunun için anlatılır. Kendi adına Büyükşehir Belediyemiz sahnenin açılışını yaptığında, Özakman” Yılmaz Hoca’ya benim yanımda sahneyi küçük bulduğunu söyle” demişti. Bende söyleyince, Yılmaz Hoca bana çok kızmıştı. Onun kızması, rahmetli Turgut Özakman’ı keyiflendirmişti.
İKİ PAKET SİGARA
Hastalığın bütün vücudunu sarmaya başladığı günlerde daktilosu ile yeni çalışmalara imza atmaya çalışırken, sigarayı da günde iki pakete çıkarmıştı. Doktorlar ciğerinin yarısını alarak, sigarayı içmeyi yasaklayınca, tespih çekmeye başlamıştı. Kendisine bir Bektaşi tespihi edinmişti. Benim tabii ki, tespih işinden haberim yoktu. Kendisine tespih işini sorduğumda,” Onu iki paket sigara olarak gör” cevabını almıştım.
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
Eskişehir’de iki kez gerçekleşen ‘Şu Çılgın Türklerin’ bir imza günü Anadolu Üniversitesi Sinema Salonunda olmuştu. Sinema salonunda bir daha bu şekilde bir konferans ve imza günü görülmedi. Çok kişinin salona girmesini arka kapıdan sağladığımı hatırlıyorum. Fuaye de yapılan imza günü ise dört saat filan sürdü. Özakman,üç kez aşırı terden gömleğini değiştirmek için mola verdi. Gelen çiçekleri de o gün üniversitenin ilkokulunda okuyan kızıma vermişti. Kulağıma da birkaç espri yapmıştı. Bugün hala o yaptığı esprilere gülüyorum.
ÇİĞNETMEYELİM
Turgut Özakman kurtuluş savaşımız konusunda şunları söylüyordu:” İstiklal savaşı, dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan biridir. Emperyalizmi ve yamaklarını dize getiren, bir enkazdan yepyeni, çağdaş bir devlet kurmayı başaran atalarınızla gurur duyun. Şehit ve gazi atalarınızın onurunu yabancılara çiğnetmeyin…”
Kendisini yakından tanıma fırsatı bulmuş ve Eskişehir’de konferanslar vermesine katkıda bulunmuş bir kişi olarak, yüreği, Atatürk ve Cumhuriyet sevgisiyle dolu olan Özakman’ı 12. ölüm yıldönümünde onu saygı ve özlemle anıyorum. "Diriliş-Çanakkale 1915", kitabı da mutlaka okunmalıdır. Şehir Tiyatrolarımızda onun bir eserini mesela ‘Ocak’ı sahnelemelidir.