Gelişen teknoloji, yaşam biçimimizin değişimi çeşitli sorunları da ortaya koyuyor. Son günlerde ekonomi, enflasyon, emekli maaşları gibi konuştuğumuz bir konu var. İklim değişikliği konusunu dar bir kesimde konuşuluyor. Ama yakın gelecekte belki enflasyon konusunun önüne geçecek. İklim Değişikliği konusunda sert tartışmalar ve kafa karşılıkları yaşanacaktır. Bakanlığın adı değişti. İklim ilavesi yapıldı. Belediyelerde ise İklim ile ilgili müdürlükler, daire başkanlıkları kuruldu.

LİSE DE SAĞLAM YETİŞMİŞİZ
Dünyanın ve Türkiye’nin gündeminde uzun süreden bu yana “iklim değişiklikleri” var. İklimlerin sürekli olarak değiştiği gerçeğini bilmek için bilim insanı olmaya gerek yok. Buzul dönemleri ile sıcaklıkların çok arttığı dönemleri lise de gördüğümüz derslerimizdeki bilgimiz ile biliyoruz.
Gezegenimizin atmosferi tıpkı bir sera gibi çalışır. Yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının neredeyse yarıya yakını yeryüzünden yansır. Bir battaniye işlevi gören sera gazları sayesinde yeryüzündeki ortalama sıcaklık, insanlar, hayvanlar ve bitkilerin hayatını sürdürmesine imkân verecek bir ısı düzeyini, 15°C’yi yakalar. Sera gazları olmasaydı, yeryüzünün ortalama sıcaklığı -18°C civarında olurdu. Sera gazlarının bu doğal etkisi ”sera gazı etkisi” olarak adlandırılır.

İNSAN NEYİ DEĞİŞTİREBİLİR
Türk bilim insanları başta olmak üzere, çeşitli ülkelerin bilim insanları iklim değişikliklerine neden olan 3 ana etmen olduğunun altını çiziyor. Bunlar, Kıta levhalarının hareketleri, Dünyanın dönüş parametreleri ve Güneşten gelen enerjideki değişimler başlığı altında toplanıyor.
Yani iklim değişikliklerine neden olan etmenler insan faaliyetleri değildir. İnsan sadece çevreyi kirletebilir. İklim değiştirmeye gücü yetmez.

TARTIŞILACAK
Birkaç gün sonra TBMM yeni dönemine başlayacak. İklim Kanunu meclise gelecek. Kanun aslında batılı kapitalist ülkelerin istediği kanunlar olarak görülmelidir. Yasa Türkiye’nin geleceğinde ağır sorunlara yol açabilir. Bizi ilgilendirecek taraf ise 6 milletvekilimizin kanun tasarısı önlerine geldiğinde ne yapacaklarıdır. Parti ayrımı yapmadan hayır demeleri gerekiyor. Ama, milletvekillerimizin parti ayrımı yapmadan bazılarının batılıların kanunlarına, demokrasi veya ilericilik adına geçen dönemlerde olduğu gibi ‘Evet’ oyu verebilir.

ÜLKEYE YENİ VERGİLER KONULABİLİR
Avrupa bizden yapacağı ithalatı, ithal edilecek malın ne kadar karbon üretilerek yapıldığı temeline dayandırarak fosil yakıt kullanılarak üretilen mallardan “karbon vergisi” alacağını söylüyor. Bizim gibi ekonomisi Avrupa’ya ihracata bağımlı ülkelere, elindeki kaynakları benim istediğim şekilde tüket, yani enerjini yatırım yaparak yenilenebilir enerji kaynaklarını çoğalt diyerek sopa göstermektedir. Eğer böyle yapmazsan senden, yaptığın ihracattan vergi alarak karının bende kalmasını sağlarım tehdidinde bulunmaktadır. Sonuçta Atlantik sistemi kendi batışına engel olmak ve yükselen Asya’nın yükselişini ve üretim artışını baltalamak, hatta durdurmak için iklim değişikliğini insan unsuruna bağlı göstererek Asya’nın elindeki kaynakların rasyonel kullanılmasına engel olmaya çalışmaktadır.

UYGULANAMAZ
Bu yasayı yapanlar dahi, bu yasanın uygulanmayacağını ifade etmektedirler. Atlantik sistemi makus talihine teslim olmak zorundadır. Tarih geriye doğru işlemez. Zaman zaman kırılmalar olsa da ileriye doğru gider. Tarihin gidişi de, uygarlığın merkezinin Atlantik’ten Pasifiğe doğru kayması doğrultusundadır. Atlantik ağzı ile kuş tutsa, tarihin bu gidişini geri döndüremez.

BİZİM ODALAR
Milletvekillerimizin tutumu kadar, Eskişehir Sanayi Odası, Eskişehir Ticaret Odası ile Eskişehir Organize Sanayi Bölge Başkanlığına önemli görevler düşüyor. Bazı oda başkanlarımızın, şehirdeki bazı konulara son günlerde ilgi gösterdiğini görüyoruz. Tabii ki, bu durumun bazıları yaklaşan seçim nedeniyledir. Ama bu sorun tüm üreten ve yurtdışına satan Eskişehirli üreticileri ilgilendiriyor. Odalarımızın nasıl bir tutum alacaklarını merak ediyorum. Bu konuya hazır olmalıdırlar. Bilimsel yaklaşmalıdırlar.