Bu hafta Tepebaşı Belediyemizin 13. Uluslararası Şiir Buluşmasında birlikte olacağız. Eskişehir’in dünya çapındaki şairi Haydar Ergülen’in direktörlüğünü yaptığı ‘Şiir Buluşması’ Eskişehir’in kültür ve sanat yaşamına önemli katkı yapıyor. Dünyada şiir ve şiir etkinliklerinin azaldığı, şairlerin daha az şiir kitabı çıkardığı bir ortamda şiir etkinlikleri yapmak zor bir olaydır.
HERKES ŞİİR YAZAMAZ
Günümüzde herkesin şiir yazmaya çalışmasında şaşılacak bir şey yok.Herkes ünlü şairlerin, şiirlerinden birkaçını bilir. Ama her yazılan şiir mi? Her şiir yazan yalnızca kendini okuyor ve başkalarının da yalnızca onu beğenmesini istiyor. Özgürlük ve yaratma ortamı, kişinin kendine hapsolduğu koşullarda gerçekleşemez, toplumsal ilişkilerin zengin diyalektiği ile enginlik ve derinlik kazanır. Her yazdığını şiir görmek, her yazılanın şiir sanılması ise zaten boş bir avuntudur.
DÜNYA İKİ TÜRK’Ü BİLİR
Dünyanın neresine giderseniz, gidin, karşınıza sürekli iki Türk çıkar. Birisi Cumhuriyet’imizin kurucusu Atatürk’tür. Diğeri de dünyaca ünlü Türk şairi Nazım Hikmet’tir. Nazım Hikmet belki normal bir hayat yaşasaydı, bu kadar kaliteli ve dünyanın ilgi ile okuduğu şiirlerini yazamazdı. Bir ömür yazdığın şiirden birkaçı kalıyor. Başka deyişle, belki de yaşam boyu tek bir şiir için çalışıyorsun. O şiire ulaşıp ulaşamadığını başka şiirlerle kesiştikçe daha açık görüyorsun. Şair, kendinden çıkarak herkesle buluşabildiği şiirin ardına düşmelidir. Nazım Hikmet böyledir. Yazdığı her şiir bugünde okunmaktadır. Herkes Kurtuluş Savaşını anlatır ama hapiste şiirleri ile kurtuluş savaşı destanı yazan Nazım Hikmet’in Kuvvayi Milliye Destanı üzerine başka bir kitap yoktur.
13 ŞİİRİNİ BULGARİSTAN DA
Atalarımızdan kalma köklerimiz Bulgaristan’da olduğu için, Bulgaristan’da yurttaşlık sınavına tabi tutuldum. Sınav komisyonu ve üyelerinin Nazım Hikmet’i iyi tanıdıklarını anladım. Bulgaristan üzerine çeşitli soruların sorulduğu görüşme de bana ayrıca Nazım Hikmet’n şiirleri soruldu. Nazım Hikmet çok okunduğu ülkelerde Türkiye ile dostlukların gelişmesine de katkıda bulunmuş. Bende bugün tüm dünyada defalarca okunan çok bilinen, Türkiye’de şarkı, türkü olan şiirlerinden13 tanesini Bulgaristan’da yazdı. 13’ün 10’u Varna da, 3’ü ise Balçık şehrinde kaleme alındı. Bugün Türkiye’de toplumun her kesiminin dinlediği şarkıların kökeni Nazım’ın Bulgaristan’da yazdığı şiirlerden oluşuyor.
ŞAİR HIZ YAPAMAZ
Ünlü bir kuramcı, “Katı olan her şey buharlaşıyor” demişti. Şiir, çağlar boyunca temalara göre değişik tekniklere yöneldi. Nitekim kapitalizmle gelen bireyi ve toplumsal duyarlıkları yansıtmakta zorlanan klasik şiirin katı kuralları modern şiirle birlikte yıkıldı. Günümüzde yapay zeka ile filan uğraşılıyor. Ancak, insansız şiir kapıda diye korkuya kapılan yok; tersine, şiiri iş edinen on binlerce insan var. Şairler, hızdan uzak durarak, sözcüklerle duygu dünyamıza dokunmalıdır.
SANAT ÖLDÜ; YAŞASIN SANAT
Kuramcının birinin ‘Sanat öldü, yaşasın sanat’ sözü vardır. Yani, toplumlar şekil değiştirebilir. Mekanik hale gelebilir. İletişim teknolojisinin İnternetle sağladığı sınırsız gelişme, hız ve büyümenin her düşünce ve işe saniyeler içinde yaygınlaşma olanağı getirmesi, zihinsel çabaların aynı anda milyonlarca kişiyle buluşma imkânı, bilginin akışını hızlandırdı. Şiir ve şairler teknolojiden etkilenmedi. Önemli olan duygulara hitap etmekte önem taşımasıdır. 40 yıla yaklaşan bir süredir insanı ve kültürü tüketme ideolojisi var. Şiirin etkilendiğini zannetmiyorum. Oysa şiir için yeni doğumlar zamanı geldi. Son dönemde şiir kitaplarının satış oranları düşmesi, şiir eleştirilerin azalması, toplumun şiire olan ilgisini azaltmaz. Şairin her zaman toplumda yönlendirici bir gücü vardır. Şair duyarlılığından ve şiirinin etkisinden hep söz edilir. Bunu Tepebaşı Belediyemizin 13. Uluslararası Şiir Buluşmasında da göreceğiz.