Son günlerde Eskişehir’de hararetli bir tartışma var!
Eskişehir Konseyi.

Konseyin kimlerden oluştuğuna baktığımızda tablo net.
İş dünyası temsilcileri…
Sanayi Odası, Ticaret Odası, OSB, Esnaf Odaları…
Yani kısaca, “şehrin ekonomik omurgası” diyebiliriz.
Biraz daha samimi konuşursak “cukkası bol olanlar” konseye girmeye hak kazanıyor.

Peki, bu konseyin amacı ne?
Şehrin sorunlarını bilen, bu sorunlara çözüm üretecek fikirleri olan insanların bir araya gelmesi…
Kulağa hoş geliyor.
Ama henüz ortada bir çözüm, bir somut adım yok.
Belki de “düşünme aşamasındalar.”

Uzun uzun…

Onlar düşünedursun…

Tartışmanın fitilini ise CHP İl Başkanı Talat Yalaz ateşledi.
“Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce neden bu konseyde yok?” diye sordu.
Haksız da sayılmaz.
Sonuçta kenti yöneten kişi o değil mi?
Şehrin geleceği konuşulurken masada olmaması biraz tuhaf.

CHP’nin bu çıkışı sonrası top AK Parti’ye geçti.

CHP’de tartışmalar bitmediği için ancak yazabildim.
AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak oldukça ilginç bir açıklama yaptı.

Şöyle dedi:

“Hep lobimiz yok diyoruz ya. Eskişehir’in bir abisi yok. Eskişehir’e önderlik yapacak insan yok. Bu minvalde bir çalışmadır bu.”

Gerçekten mi?
Bu açıklamayla Sayın Albayrak farkında olmadan kendi kalesine gol atmadı mı?
Madem “şehirde abi yok” o zaman AK Parti’deki isimler ne olacak?
Kendisi “abilik” yapacak kadar donanımlı görmüyor mu kendini?
Yoksa “bana yakışmaz” diyorsa, Nebi Hatipoğlu abi olamaz mı?
Nabi Avcı yıllarca bu şehrin ağabeyliğini yapmadı mı?
Fatih Dönmez de ağır duruşuyla o profile uymuyor mu?

Demek ki mesele “abi olmakta” değil…
Abi gibi davranmakta.

Yoksa Albayrak AK Parti’ye hizmet eden bu isimlerin abi gibi davrandığını düşünmüyor mu?

Kuantum Özge der ki:

“Yorgunsan geri çekil!”