Geçtiğimiz günlerde eski dostum olan üç belediye meclis üyesi ile yüksek hızlı trenin yer altına alınması ile ‘hat boyu’ kavramının yitirildiği alanda geziyoruz. Süs amacıyla konulmuş, yerdeki camlar kırık. Çöp bidonları çöpler ile dolu, oturacak alanlar kırıkmış. Böyle durumdaki bir yerde birkaç hemşerimizin yemek yemeye çalıştığını gördük. Hat boyu diye bilinen alan TCDD tarafından iyi niyetli bir çalışma ile yapıldı. Kafeler filan açıldı. Ancak, açılan kafelerden birinden belediye başkanına yapılan saldırıdan sonra, bölgenin kaderi değişti. İş yapamayan kafe türü işyerleri birbiri arkasına kapandı. Şehrin orta yerinde belediyecilik dili ile çöküntü alanı ortaya çıktı.

Belediye meclis üyeleri bu perişanlığı zaman zaman dile getiriyor. Belediye başkanlarının açıklamaları var. Gazeteciler yazıyor. Sosyal medyadan bu konuda eleştiriler var. Dün de bir okulumuzun müdürü ‘Hat Boyunun’ halini dile getirdi. Okul müdürü sosyal medya hesaplarından diyor ki,” Eskişehir’de bugün Sakarya Caddesinden Bağlar Caddesine yürürken hat boyunun ortasında yeraltına indirilen demiryolunun üzerine TCDD tarafından yaptırılan yürüyüş yolunun tamamen kaderine terk edilmiş olduğunu gördüm. Kurumuş ağaçlar, otlar, kırılmış zemin camları, temizlenmeyen yerler ister istemez bu yürüyüş yolunun neden bu durumda olduğunu sorduruyor. Mahalle sakinleri TCDD’nin mülkü olan yerin Belediye’ye devredilmediğini, TCDD’nin ve Belediye’nin burayla ilgilenmediğini söylediler. Bir Eskişehirli olarak bu yürüyüş yolunun haline oldukça üzüldüm. Şimdi soruyorum. Bu yolun sorumluluğu kime aittir? Buradaki yeşilliğin göz göre göre kaybolmasına neden seyirci kalınmaktadır? Yetkilileri göreve davet ediyorum.

HANGİ YETKİLİ

Okul müdürümüz sosyal medya hesabından yetkililere seslendiğini söylüyor. Ancak, o yetkililer kim kimse bilmiyor? Yine 15 yıl önce şimdiki Dede Korkut Parkının olduğu yere o zaman var olan İl Genel Meclis tarafından üniversite hocası Ersin Hoca’ya, botanik bahçesi yaptırılacaktı, bu da o zamanki DSP’li belediye başkanı tarafından veto edildi Ne olacak, ne olacak diye düşünüldü. Şimdi ki Dede Korkut Parkı Türk Dünyası Vakfı tarafından yapıldı. Şehrin orta yerinde belediye dışında bir parkın bakımı kim yapabilir ki? Yine Millet bahçesi de bakım açısından çok eleştiriliyor.

DEVLETİN ELİ

Çünkü Dede Korkut parkı ile Millet Bahçesinin bakımları ve Hat Boyu Orman Bölge Müdürlüğü ile Çevre İl Müdürlüğüne ve de TCDD’ye kalmış bulunuyor. Tasarruf tedbirleri var. İşçi sayısı sınırlı bulunuyor. Bakım da sıkıntı çekiliyor. Gazeteler ve sosyal medyada bu üç yer ile eleştiriler, arkası arkasına geliyor. Orman yangınları konusunda orman işletmeleri ile belediyeler el ele verdi. Ortak çalışma yürütüldü. İşin içinde AFAD’ da var. Böyle olmalıdır. Mesela bugün Çanakkale yangınına büyükşehir belediyesi koştu. Bilecik belediye başkanı, Bilecik’teki yangında Eskişehir Büyükşehir’in katkısını televizyon ekranlarında övdü. Devletin kurumları bir bütün olursa başarı da peşinden gelir. Demek ki, Eskişehir’de oturup şu üç yere formül bulmalıyız. Böyle gitmeyeceği görülüyor.