Dünyada acaba kaç şehrin ortasından Porsuk Çayı gibi, çay geçmektedir. 40 yıldır çalıştığım gazetelerde, haber ajanslarında Porsuk çayı ile ilgili haber yaptığımda, haberin girişini sürekli Eskişehir’i ortadan bölerek, şehre ayrı bir güzellik katan diye başlarım. Şunu kabul etmeliyiz, Porsuk Çayı Yılmaz Büyükerşen’in Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesi ile birlikte kaderini değiştirmiştir.
1990’lı yılların başında Milliyet Eskişehir Bürosunda çalışmaya başladığımda, büromuz Çağlayan İşhanı’ndaydı. Yani, Porsuk Çayı ile aramızda birkaç metre vardı. Gazeteci olarak o yıllarda her gün Porsuk’u yakından takip ediyorduk. Porsuk'ta kirlilik nedeniyle her şey çıkıyordu. Çocukluğumuzda ise Vişnelik semti yakınlarından porsuk da balık tutardık. Zaman içinde porsuk çayı kokmaya, her gün başka bir renk almaya başladı. Gaz kokmaya başlamasıyla birlikte porsuk da yaşam sıfırlandı. Bir dönem Büyükerşen'e kadar Porsuk'un kirlenmesine hep birlikte ortak olduk. Hep birlikte kirlettik.
SİYASETÇİLER İLGİLENMEDİ
Kanal 26’nın Eskişehir’in ilk yerel televizyonu olarak yayına başlamasından sonra, özellikle seçim dönemlerinde bizde program yapmaya başladık. Seçim öncesinde, Anadolu Üniversitesi öğretim üyeleri ile birlikte değişik partilerin adayları ile programlar yaptı. O dönemde dünyanın en kirli nehirleri arasında gösterilen Porsuk çayı ile belediye başkan adaylarının ilgilerinin ve projelerinin olmadığına şahit olduk. Hatta, bir belediye başkan adayı Porsuk Çayı'nın üzerinin kapatılmasını istedi. Bir başka aday ise şehir içinden geçen Porsuk Çayının güzergahının metrobüs yolu olmasını ve çayın yatağının şehir dışına alınmasını istedi. Yani, bu belediye başkan adaylarına göre şehrin ortasından geçen ve güzellik katan Porsuk Çayına ihtiyaç yoktu.
TRAMVAY HER ZAMAN GELEBİLİRDİ
1999 yılından önce Porsuk Çayının şehir içinden geçen bölümü pislikten geçilmiyordu. O dönemde Porsuk Çayı kıyısında bir gün otururken, bugün emekliliğinin keyfini süren bir gazeteci arkadaşımız, bugünkü Büyükşehir Belediyesinin önünden geçen porsuk çayında insan cesedine benzeyen bir şey gördü. Gördüğünü banada gösterdi. Bir yorum yapamadık. Arkadaşımızın ihbarı üzerine köprübaşına bugün kano yarışlarının düzenlediği, turistlerin tekneye bindiği yere itfaiye ve polis ekipleri geldi. Kancalar atıldı. Heyecanlı bekleyiş başladı. Porsuk'tan ceset yerine atılmış yorgan çıktı.
PORSUK'UN GÜZERGAHINI DEĞİŞTİRELİM
Belediye her zaman büyük projeler gerçekleştirebilir. Tramvayı herkes Eskişehir'e getirebilirdi. Ama bana göre Porsuk Çayını herkes temizleyemez. Üzerinde botların ve gondolların gezebileceği hale getiremezdi. Porsuk'un bugünkü hale gelmesi Yılmaz Büyükerşen'in eseridir. Yılmaz Hoca, 1999 da kolları sıvadıktan sonra , gerçekleştirdiği en büyük proje bana göre Porsuk projesidir. "Belediye başkan adaylarının üzerini kapayalım, Porsuk'un güzergahını şehir dışına çıkaralım" diye söylem geliştirdiği ortamda o büyük cesaret ve bilinçle Porsuk Çayı'nı ıslah etti. Büyükerşen döneminde en büyük kazanım budur. Dünyanın her tarafından turistler, Porsuk da gondola ve bota binmek için saatlerde sırada bekliyor. Artık, bu durum yurtdışında da kabul ediliyor. Şehir Venedik ile birlikte anılıyor.
BİR ADIM DAHA
Aklıma Porsuk'un eski hali ve Yılmaz Hoca'nın çabaları niye geldi? Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce'nin, Eskişehir halkına Porsuk Çayı ile ilgili seslenişi geldi. Ünlüce, şehrin tek su kaynağının Porsuk olduğunu belirterek,iklim krizine bağlı olarak günümüzde su kaynaklarının azalmasına karşılık Porsuk Çayının korunmasını istedi. Ünlüce, ayrıca Büyükşehir Belediyesinin Porsuk Çayı'nın bugünkü haline getirilmesinden sonra, üç yıldır Porsuk Baraj Gölü Havzası ve Porsuk Çayı Havzası Koruma Proje'sinin sonuna gelindiğini duyurdu. Porsuk önümüzdeki dönem gondol ve bot gezilerinin dışında, daha ciddi şekilde korunacak. Eskişehirliler, porsuk kıyısındaki yürüyüş yollarında dolaşacak. Porsuk hepimize emanettir. Tüm Eskişehirliler, eski Porsuk Çayı ile yeni porsuk çayını gördükten ve turizmin keyfine vardıktan sonra, daha bilinçli ve dikkatli olarak Porsuk Çayını koruyacaklardır. Eserlerin üzerine eser koymak önemlidir.