Birkaç gün önce altın fiyatları bir anda düştü. Satanlarda alanlarda zorlandı. Mesela, cumhuriyet altını bir anda 3 bin 500 lira düşerse ne olur? Kuyumcularda, yatırımcılarda panik olur. Peki, altın neden düştü? Son haftalarda rekor seviyelere ulaşan altın ve gümüşteki düşüş, yatırımcıların güvenli liman arayışını azaltan küresel gelişmelerden kaynaklandı. Japonya’da ilk kadın başbakanın diğer partilerle uzlaşması, ABD ile Çin arasındaki ticaret görüşmelerinin yeniden başlaması ve ABD’li şirketlerin güçlü bilançolar açıklaması, piyasalarda risk iştahını artırdı. Bu durum güvenli varlıklardan çıkışı hızlandırarak altın fiyatlarının gerilemesine yol açtı. Ayrıca, ekonomimiz ivme kazanması için iktidar tarafından açıklanan 500 bin konut projesi ne anlama geliyor.

RÜZGAR HEPİMİZİ ETKİLİYOR

Piyasalar şimdi kısa adı FED olan ABD Merkez Bankası’nın kasım ayı faiz kararına ve Çin-ABD ticaret görüşmelerinin seyrine odaklanmış durumda bulunuyor. Bizim dışımızda bizi de etkileyen kararlar alınıyor. Uzmanlara göre, bu iki gelişme altının kısa vadeli yönünü belirlemede kritik rol oynayacak.

DEVLET YATIRIMI

İktidar veya muhalefet yani hepimizin Liberalizmin rüzgârından kurtulmamız gerekiyor. Ekonomide bir türlü devletçiliği ağzına almaya cesaret edemeyenler, başarılarını anlatırken, devlet yatırımları ile dünya çapında bir rüzgâr estiren savunma sanayi yatırımlarını öne çıkarıyorlar. Bugün hepimiz tarafından gurur kaynağımız olan savunma sanayi yatırımları, devlet tarafından yönetiliyor. Yatırım yapılıyor. Kaan projesi hakkında son gelişmeler, savunma sanayi projelerine gölge düşürülemez. Bazı savunma sanayi yatırımlarına, NATO’ya rağmen yapılan yatırımlar açısından bakmamız gerekiyor.

ESKİŞEHİR’İN ÖNEMİ

Eskişehir’in herkes tarafından havacılık ve demiryolu şehri olduğu kabul edilir. Savuma sanayiinin gelişmesi bir anlamda Eskişehir’in milli gelirden daha fazla pay almasına neden olur. Daha çok Eskişehirlinin iş bulması anlamına gelir. Eskişehir’deki havacılık tesisleri, her geçen gün büyüyor. TEİ’nin hizmete girdiği yılları hatırlıyorum da, gelişme Eskişehir’in gücüne güç katmıştır.

ESKİŞEHİR’E KATKI

500 bin adet sosyal konut yapılmasının Türkiye çapında projelendirilmesinin Eskişehir’e de katkı yapacağı muhakkaktır. Yaşadığımız büyük depremler sonrasında, 11 ilimizde yürütülen konut yapımı ve yeni şehir ve kasabalar kurulması konusunda yapılan çalışmalar önem taşıyor. Destek görüyor. Deprem bölgesinde ciddi çalışmalar yapıldı. Deprem ile mağdur olan çok sayıda yurttaşımız yeni yaşam yeri olarak Eskişehir’i seçmesi de anlamlıdır. Eskişehir’de bu yurttaşlarımızı bağrına bastı.

Türkiye iki yıldan bu yana büyümesini ve işsizliği düşürebilmesini inşaat sektörünün deprem bölgesinde gelişmesi ile sağlaması göz önünde bulundurulmalıdır.

SADECE İNŞAATLAR ÇÖZÜM DE DEĞİL

İnşaatlar, TOKİ’nin çalışmaları dünya ekonomisinin durduğu yıllarda ekonomimize ivme kattı. Ancak, sadece inşaat sektörüne dayanılarak, Türkiye gibi bir ülkenin gelişimini sürdürmesi, işsizliğin önlenmesi mümkün olmaz. Liberal uygulamalardan uzaklaşarak, ekonominin devletçilik yönü geliştirilmelidir. Üretime önem verilmelidir. 700 fabrikanın olduğu Eskişehir Organize sanayisinde son yıllarda üretim dışı kalan fabrika sayısı da bir hayli artmıştır. Verimli ovalarımızda, üretim yavaşlamıştır. Köylümüz yavaşlamış ya da üretim yapmakta tereddütlü hale gelmiştir. Üreten desteklenmelidir. Topraklarda ekilmemiş boş yer ile bacası tütmeyen fabrika kalmamalıdır. Kısacası, ekonomiyi tekrar canlandırmak için tekrar inşaat sektörü devreye sokuluyor. Buna ihtiyaç var. Ama inşaat sektörünün lokomotif olarak planlanması birçok sorunu da beraberinde getirecek.