Bu ara Eskişehir gündemi sakin.
Her gün köşeme ne yazsam ki kara kara düşünürken, gazeteye geliyorum.
Telefonumun WhatsAppına bir mesaj geliyor.
AK Parti’nin basın için açtığı ve haberlerini servis ettiği gruba bir link geliyor.
Adem Karakuyu tarafından atılıyor.
Ne ki bu diye tıklarken, sosyal medyadan görevinden istifa ettiğini duyuruyor. 
Ve basına da haber yapılması bir nevi servis ediyor. 
Adem Karakuyu’nun paylaşımı şöyle:
“AK Parti’nin WhatsApp grubuna istifasını içeren sosyal medya paylaşımını atan Karakuyu, “Bugüne kadar büyük bir onurla yürüttüğüm AK Parti Odunpazarı İlçe Tanıtım ve Medya Birim Başkanlığı görevimden kendi isteğimle ayrılmış bulunuyorum. Birlikte emek verdiğimiz tüm yol arkadaşlarıma teşekkür ediyor, davamıza başarılar diliyorum. Her şey için gönülden teşekkürler.”
Şok oluyorum. 
“Özge bunda büyütülecek ne var ki” diye sormayın…
Düşünsenize AK Partilisin, görevinden istifa ediyorsun, bunu sosyal medya hesabından duyuruyorsun bu da yetmiyor basına haber yapılması için AK Parti’nin WhatsApp grubundan iletiyorsun!
Bu ne cesarettir arkadaş?
Bu nasıl bir yiğitliktir?

Tabi ben o esnada paylaşımı haberleştiriyorum.
Yanlışlıkla haberi bizim WhatsApp grubuna atacağım derken AK Parti grubuna iletiyorum.
Başlık şu:
“AK Parti’de şok istifa
Birkaç saniye içinde olayı fark edip, siliyorum haberi gruptan ama haber tabi ki yayılıyor.
Beklenen de oluyor. 
Bir nevi basın grubundan istifa eden Adem Karakuyu’ya paylaşımları sildiriliyor.
Yok, yok, sadece paylaşımlar!
İstifa da sorun yok!
O devam.
Belki de onlar öyle olsun istedi. 
Çünkü görevinde başarılar dileniyor, konu kapatılıyor.
Her şeyi geçtim. 
Olan yine bana oluyor be!
O ana şahit oldum ya içimi bir sevinç kaplamıştı. 
Bir ürpert yayılmıştı.
 “Sanırım bu kez AK Parti’ye şeffaflık geldi ama o da kısa sürdü be!”

Kuantum Özge der ki:

“Hayat kısa. Üzülmeye değmez.”