Avrupa’nın orta yerinde tam 30 yıl önce, dünyanın en gelişmiş ülkeleri olarak kabul edilen ülkelerin sınırlarına çok yakın yerleşim yerlerinde, Srebrenitsa katliamı yaşandı. Atatürk’ün ve Türklerinde yakın dostu olan Tito’nun güzel ülkesi Yugoslavya, onun dünyaya gözlerini kapamasından sonra 8 ülkeye bölündü. O bölünen ülkelerin birinde fırın bile yok. Bugün komşu ülke olan, ülkeden her gün ekmek geliyor. Yani, sınırlar yapay, bölünen bu ülkeler, kendi bayraklarının yanına her gün ve de törenlerde emperyalist ülkelerin bayraklarını da asıyorlar. Balkanlar, acı deneyimler ve binlerce insanı kaybederek, bugünlere geldi. Bugün elbette farklı şeyler konuşuluyor. Geçmişin kötü izleri silinmeye çalışılıyor.
Sonuçta, rahmetli Demirel’in dediği gibi Adriyatik’ten, Çin seddine kadar Türkçe konuşarak gezersin. Bugün Türkleri başkaları ile karıştıranlar, yakın ve uzak tarihimizi iyi bilmelidir. Bu coğrafya da Türkçenin büyük önemi vardır. Bu konuda hemşerimiz Yunus Emre ile Hoca Ahmet Yeseviyi en başta saygı ile anmamız gerekiyor. Bizi bugün birbirimize yakınlaştıran Türkçe’dir. İngilizce öğrenmeye gerek yoktur.
YAPILMASI GEREKEN İŞLER
Tito ile Atatürk’ün hayattan ayrılmaları nedeniyle yarım kalan ilişkileri bugün biz tamamlayacağız. Burada Eskişehir ve Eskişehirlilere de büyük görev düşüyor. Çünkü, Balkanlar’daki Bektaşi ibadethaneleri bile Seyitgazi’deki Sucaattin Veliye (Aslanbeyli mahallesindeki) bağlıdır. Naim Süleymenoğlu’nun doğum yeri olan Momçingrad’da Bulgaristan’ın Nasrettin Hocası Tilki Petar’ın yan yane heykelleri vardır. Bu nedenle Sivrihisar ile Seyitgazi belediyesine tarihi görev düştüğünü yazmıştım. İki belediyede her konuda fikir yürütüyor. Ama bu konuda yok. Meseleyi anlayamadıklarını düşünüyorum.
ATAÇ’IN DURUMU
Tepebaşı Belediyesi’nin Balkanlarda kardeş şehirleri var. Bulgaristan’da üç kardeş şehre sahip bulunuyor. Farklı partiler tarafından yönetilen bu üç belediyenin başkanı Ahmet Ataç da birleşiyor. Biri Eskişehir Bal-Göç’ün katkıları ile oldu. Bu işe kafayı çok yordum.
Bulgaristan’da dolan Meriç Nehri Edirne’ye hayat verdikten sonra , Ege Denizine dökülür. Meriç’in Bulgaristan’daki adı Maritsa’dır. Maritsa nehri, bir de kendi adını taşıyan belediyeye, şehre isim olarak vermiştir. Maritsa’nın üzerinde Osmanlının taş köprüleri de vardır. Bugün bu köprüler trafiğe kapatılarak, turizmin ve tarihin hizmetindedir. İyi korunmaktadır. Eski bir Türk şehrinin tüm özelliklerini taşıyan, hereksin görmesi gereken Plovdiv (Filibe) Edirne’ye 1.5 saat uzaklıktadır. Bulgaristan’ın ikinci büyük ilinin bir kısmında Maritsa belediyesi, Tepebaşı’nın kardeş şehridir. Geçen hafta burada Bulgar Türk İş İnsanları Derneği’nin tarafından ekonomi buluşması yapıldı. Ataç, ekonomi buluşmasına Rumeli işadamları tarafından Eskişehir’de kurulmuş olan Eskişehir Rumeli Sanayici ve İşadamları Derneğinin yöneticileri ile katıldı. Bulgaristan’daki devletimizin temsilcileri de bu buluşmaya katıldı. Türk-Bulgar ekonomik ilişkilerinde bir dönüm noktası olan 25. yıl şerefine yapılan bu zirvede karşılıklı ilişkileri geliştirmek için biz dizi görüşme yapıldı.
YENİ ZİRVELER
Tepebaşı Belediyesi ile birlikte Büyükşehir Belediyesi’nin de katkıları ile Eskişehir Bal-Göç Eylül ayının son haftasında, Yunanistan’dan gelen 75 konuğu ağırlayacak. Yunan kökenli Türk ve Yunan çocukları, Tepebaşı Belediyesi’nin çocuk senfoni orkestrası ile konser verecek. Yine, Sabahattin Ali ile ilgili bir programda hazırlanıyor. Belediyecilik sadece çöp toplama, yol yapma gibi çalışmaların çok ötesine geçti. Modern belediyecilik yöntemlerini bizlerde takip ediyoruz.