Bugün Odunpazarı’nın tarihi bölge içindeki kitaplığı ile bizle birlikte olan Doğan Avcıoğlu’nun değerini kaç kişi biliyor. Geçtiğimiz günlerde Odunpazarı Belediyemiz adına ödül töreni de düzenledi. Avcıoğlu’nun belediye genç kuşaklara tanıtmalıdır.
Doğan Avcıoğlu, düşünceleri ve savunduğu görüşler bakımından, Türk aydınının Namık Kemal’ler, Jön Türkler, Mustafa Kemal’ler damarından geliyordu. Türkiye’nin yakın tarihine damgasını vurmuş devrimci aydınlarımızdan Doğan Avcıoğlu, millete bir devrimci çıkış yolu gösterme aracı olarak yayınladığı YÖN dergisinin ilk sayısını, 20 Aralık 1961’de çıkarmıştı.
YÖN ilk sayısında Türk aydınlarının önüne, milletin yaşadığı sorunlardan kurtulmasını ve kalkınmış, çağdaş, bağımsız, başı dik bir toplum olmasını hedefleyen bir program koymuş ve aydınlara bir çağrıda bulunmuştu.
Daha sonra “YÖN Bildirisi” adıyla ünlenecek program ve çağrı, ilk sayıda 164 seçkin aydın ve bilim insanının imzasıyla yayımlanmış; yayınlandıktan kısa süre sonra bildiriye imza koyan her meslekten ve her kesimden toplum önderlerinin sayısı, 1042’ye çıkmıştı.

YURTSEVER AYDIN
YÖN dergisini yayımlayan ve YÖN Bildirisi’ni kaleme alan Doğan Avcıoğlu, en kestirme anlatımla ve sözcüğün gerçek anlamında yurtsever bir aydındı. Düşünceleri ve savunduğu görüşler bakımından, Türk aydınının Namık Kemal’ler, Jön Türkler, Mustafa Kemal’ler damarından geliyordu. “Türkiye’nin Düzeni” adlı ünlü kitabında Jön Türkleri tanıtırken, soyundan geldiği bu devrimci aydın damarını şöyle anlatmıştı: “‘Yeni Osmanlılar’ yerine Frenklerin deyişiyle ‘Jön Türkler’ diye anılan Batıcı [imparatorlukta Batı devrimlerinin yapılmasını savunan] aydınlar, rüşvetle satın alınmaya yanaşmadıkları ölçüde, sürülmek, susmak ya da Avrupa’ya kaçmak zorunda kalırlar.
“Yahya Kemal şöyle der: ‘1903’te Türk gencine göre siyasal yaşam neydi? Namık Kemal’in bırakmış olduğu bir gelenekti: İçeride sürgün, dışarıda kaçak yaşamı. Bu gelenek gitgide Jön Türklük adını almıştır.’“İstanbul’da ise, Jön Türklere kısaca ‘Con’ denilir. ‘Con’, başı belada adam demektir.
Doğan Avcıoğlu işin pratiğinde, Attila İlhan’ın, “O jöntürkler ki/ barut öksürürler/ sakal traşları mavi/ kırmızı bıyıkları biber/ müdafa-i hukuk cemiyetinden/ avcı ceketi/ körüklü çizme/ astragan kalpak/ bazen `ittihatçı’/ hafif `iştirakiyun’” diye tanımladığı bu insanlar gibi örgütçü; onlar boyutunda bir eylem adamı olmadı.

RÜŞVETLERE İTİBAR ETMEDİ
Onun düşünsel ve ideolojik alandaki devrimcilik özelliği, aktif siyasi mücadeleden çekildiği 1973’ten sonra da sürdü. Türkiye’nin, döviz ve ithalat darboğazı içinde benzin, mazot, yağ kuyruklarından iyice bunaldığı 1979’un son aylarında önüne Batı’dan bir model konmuştu. Model, birkaç ay sonra 24 Ocak kararları ile başlayan bir süreci; ilerde has temsilciğini Turgut Özal’ın yapacağı emperyalist dünya ekonomisi ile “bütünleşme” liberalizmini dayatıyordu.

NEO LİBERAL ONU TANIMALI
1970’li yıllardan itibaren, 1980’lerde sonra artarak dünya ve Türkiye’nin kapısını büyük bir ideolojik cereyan çalmaya başladı. Bu cereyan halka “sivil toplumculuk”, “özgürlükçülük” adıyla sunuldu. Bu i ideolojik akım Türkiye’nin düşünce yaşamında kafa karışıklığına yol açtı. Bu cereyanın yıkıcı bir akım olduğunu Odunpazarı’nda Kütüphanesi açılan Doğan Avcıoğlu o dönemin birkaç aydını ile tespit etmişti. Bugün Neo liberal akımı halen devam ettirenlerin onun kütüphanesi açması da trajik komiktir. Adına ödül veriliyor. Kütüphane var. Ama Neo liberal düşüncelerden arınmıyorlar. İlk önce bu tutum içinde olanlar, onu tanımalıdır.

KÜTÜPHANEYİ GEZELİM
Odunpazarı’ndaki kütüphanenin bir bölümünde kitapları bulunan Doğan Yurdakul ile yıllar önceye dayanan bir dostluğumda vardı. Onun kitapları da Odunpazarı’ndaki bu mekanda görülebilir. 1980 den sonra, darbeciler Doğan Yurdakul için 120 yıl hapis cezası verdiler. İkisi de yakın akrabaydı. 57 yaşında hayata gözlerini yuman Avcıoğlu, kısa ömrüne sığdırdığı, binlerce sayfa tutan, hepsi de bir toplumsal devrimin yolunu aydınlatmak üzere yazılmış olan ve bu konuda çığır açıcı görüşler içeren Avcıoğlu kitapları, yazıları, broşürleri, bildirileri, raporları, onun öncelikle bir kuramcı olduğunun somut kanıtlarıdır. Doğan Avcıoğlu’nu 4 Kasım 1983 günü 12 Eylül karanlığında çok genç yaşta kaybettik. Sonuç olarak Odunpazarı’nda tarihi binada Doğan Avcıoğlu ile Doğan Yurdakul’un kütüphanesini ziyaret edenler, bugün Neo liberal fikirleri bırakırlar, tekrar saflara katılırlar. Her ikisi de bugün hayatta değiller. Ama tarihi sorumlulukları ve yol göstericilikleri devam ediyor. Neo liberal düşünceyi savunanlar tarafından bu kütüphane açılsa da, adına ödüller kullansa da, hiç kimse gerçeklerden kaçamıyor.