Aşağıdaki haberi dikkatlice okuyacağınızı umuyorum. Haber şöyle: “Türkiye genelinde konut satışları Ekim ayında 164 bin 306’ya yükseldi. Yatırım amaçlı alımların yoğun olduğu şehirlerde, Kırıkkale, Ankara, Kars, Karaman ve Artvin gibi küçük illerde kira getirisi yüksek olurken, büyük şehirlerde konut fiyat artışı ön plana çıkıyor. Türkiye genelinde kiralar yükselmeye devam ederken, konut yatırımının geri dönüş süreleri de yeniden gündemde. Endeksa’nın Ekim 2025 verilerine göre, Türkiye’de ortalama kira 24 bin 923 TL’ye ulaştı. Konutların brüt yıllık ortalama kira getirisi yüzde 7,57 olarak ölçülürken, bir konutun kendini amorti etme süresi 13 yıl olarak hesaplandı.”
Habere göre, “Kırıkkale, Ankara, Kars, Karaman ve Artvin gibi küçük illerde kira getirisi” yüksekmiş. Bunu okuyunca kendi kendime , “Allah’tan aralarında Eskişehir yok!” dedim. Eskişehir’de bir de “kira getirisi yüksek olsa” ne olurdu ki?
Ancak haberde bir başka ayrıntı daha var. O da şöyle; “Endeksa’nın Ekim 2025 verilerine göre, Türkiye’de ortalama kira 24 bin 923 TL’ye ulaşmış!” bu rakamlarda gösteriyor ki eğer asgari ücretli bir çalışansanız veya 20 Bin lira civarında bir emekli maaşı alıyorsanız “Yandı gülüm keten helva” demekten başka bir şey gelmez elinizden. İktidar bir yandan 500 bin sosyal konut üretmek için çalışma yürütürken diğer yandan “sıkı para politikası” ile “ücretleri baskılamaya “ devam ediyor. Daha şimdiden asgari ücret zammı ile ilgili yüzde 20 oranında bir artıştan söz ediliyor. Bu artışta kesinlikle “çok iyimser.” Emekliler ile ilgili de yüzde 13 civarında bir enflasyon farkından söz ediliyor.
Sosyal konutların amacı dar ve sabit gelirli kesimleri konut sahibi yapmaksa bu asgari ücretler ile kirasını bile ödemekte zorlanan dar gelirlinin söz konusu konutlardan edinmesi hayal ötesi bir şey. Kiracı olan emeklinin, asgari ücretlinin oturdukları evin kirasını ödemekte zorlandıklarını bunun için hem emeklilerin hem de ek iş yapmak için yırtındıklarını biliyoruz.
Bu ülkede emekli aylığı alan ve inşaatlarda gece bekçiliği yapan, elinde birkaç bant birkaç traş bıçağı ile birkaç kağıt mendil paketi satarak rızık kavgasına tutuşmuş sayısız insan var. 70 yaşındaki kadınların bulaşıkçılık, erkeklerin hamallık yaptığı bir ortamdan söz ediyorum. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada yapay zekaya yaptırılmış bir Reels görüntüsüne rastladım. Birkaç yaşlı kadın bir araya getirilmiş. Kadınlardan birisi şöyle diyor; “Artık altın günü yapmıyoruz. Her gün birimizin evine gidip ısınarak doğalgaz günü yapıyoruz!” Ne kadar acı ve esprisi bile kötü bir durum.
Bu arada yine haber partallardan birisinde, “Emeklilerin ödeyemedikleri kiralar sebebiyle ortak bir yaşam alanı oluşturduklarını birkaç emeklinin bir araya gelerek ortak bir kemanda barındıklarını” anlatan haberlere rastladım.
Elbette istisnalar kaideye uymaz. Ancak unutmamak gerekir ki Türkiye’de yüksek enflasyon-düşük ücret politikalarının vatandaşı getirdiği nokta gerçekten çok ağır…
Gelelim Eskişehir’de kira sorunlarına… Kentin varoşlarında bile 10 Bin liranın altında kiralık mekan bulmak o kadar kolay değil. Şehir merkezindeki kiraları hesaba bile katmıyorum. Eskişehir ortalamasını gösteren bir veri yok elimde… Ama çevreden duyduklarım, kahve köşelerinde konuşulanlar şahsıma kira konusunda Eskişehir’inde sorunlu iller arasında olduğunu düşündürüyor.