Ünlü yazar Montaigne demiş ki :"Neden kaçtığımı biliyorum ama
neyi aradığıma dair hiçbir fikrim yok". 16. yüzyıl Fransız deneme yazarı, tabii ki bu sözü CHP’liler için söylemedi. Eskişehir’in CHP’li belediyecileri, bugünlerde nedenini tam bilmeseler de, Ankara’yı mesken tuttular. CHP’li belediyeciler, kurultay ile birlikte 22 kişiden oluşacak CHP’in en üst organı olan Merkez Yürütme Kurulunda söz sahibi olmak istiyorlar. Eskişehir’deki CHP’lilerin inancı şudur.” Bundan sonraki belediye başkanlarını ve milletvekillerini biz belirleriz”. Belediyede işler bir süre bekleyebilir. Ama gelecekte olmalıyız. Sadece Kazım Kurt, bugünlerde Eskişehir’den ayrılmıyor. Çiçeği burnundaki belediye başkanları ile gelecekte milletvekili olmak isteyenler Ankara’da kulise yattılar.
BUGÜN MÜ?
Bir tarihte TBMM’de görev yapan gazete ve televizyon muhabirlerine “ CHP’de bir işim olsa, kimin ile yapmamda fayda var” diye bir soru yönetmiştim. TBMM’nin bahçesinde çayımızı içerken, gazetecilerin tümü de aynı anda, Bugün mü? Yarın mı? Cevabını vermişti. Sonra da CHP’de gün günü tutmayacağını söylemişlerdi. Bence 1999 yılından bu yana bu işleri, DSP ve CHP’de Yılmaz Büyükerşen yapıyordu. Şimdi, olayın sahipsiz kaldığı düşüncesini taşıyanlar. CHP’de nereden olursa olsun kendilerine yakın bir güçlü isim bulacaklar ve bu kişinin Merkez Yürütme Kuruluna girmesi için çaba gösterecekler. Bu düşüncenin ‘acemice’ bir yorum olduğunu düşünüyorum. Yılmaz Hoca burada, en son genel ve yerel seçimde milletvekili ve belediye başkan adaylarını belirlemedi mi? Yılmaz Hoca’nın duvarlardan söktüğünün fotoğraflarını yerine koyun, o yine adayları belirlesin. Uzun uzun çabaya, mücadeleye gerek yok.
EN SON GELİŞME NEDİR?
Eskişehir’in CHP’li belediyecileri CHP’nin MYK’sı için uğraşa dursunlar. CHP’de en son gelişme aslında İmamoğlu’nun durumun yorumudur. Daha önce CHP’nin Parti Meclisinde bulunan benimden yakından tanıdığım Urfalı gazeteci dostum, sosyal medyada bazı CHP’lilere kızarak, İmamoğlu’nun en yakın 80 arkadaşından 78’inin itirafçı olduğunu yazdı. Yani, bir yandan bazılarının dediği gibi CHP’de yüzyıllık bir hesaplaşma var. Yani, altıok ile sosyal demokrasi, demokratik sol veya ortanın solu anlayışı bir birine denk düşmüyor.
YARIŞMAYA VARIM
İBB iddianamesinin ardından Özgür Özel'in söylemlerindeki farklılık ortaya çıkmaya başladı. Hepimizin de gözünden kaçmıyor. "CHP'nin aday değişimi" sahaya yansıdı.Özgür Özel Sultanbeyli mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Ben bundan sonra siyasi mücadeleyi seninle sandıkta yapmaya varım. Önümüzdeki baharda da karda kışta da varım. Aday olursan seninle yarışmaya varım” dedi. Özel’in bu çağrısı geniş bir kesim tarafından “ilk sinyal” olarak değerlendirildi. CHP’ye yakın bir gazete Özel'in çıkışını birinci sayfasına taşıdı. Gazete 'Adaylığı Ben Devralıyorum ' başlığı ile çıktı. CHP'li kaynaklar da, Özel'in çıkışını “İmamoğlu hukuki süreçler nedeniyle artık denklemde yok, adaylığı ben devralıyorum” şeklinde değerlendirdi. Yani, kartlar yeniden karılırken, Eskişehir CHP’liler de uyanık olsunlar. Batılılarda, son olayların ardından ibresini Özgür Özel’e çevirdi.