Hayvan haklarını kaç yıldır konuşuyoruz. Çok değil 20 yıl önce kaç kişinin evinde kedi veya köpek vardı. Bugün Eskişehir’de öğrenci evlerinde bile evcil hayvan bakılıyor. Yaşam şartlarının ağırlaşması karşısında gurbette yükseköğrenim yapan genç, pilav ve makarnaya talim ederken evde başta kedi, köpek cinsinden olmak üzere evcil hayvan besliyor. Belki bazılarımız hemen,” Besliyor da ne oluyor, diyebilir. Bu konudaki manzaramız medeniyetteki yerimizi de gösteriyor.

Öğrenciler dâhil, bazı şehir sakinleri özenerek aldıkları, evcil hayvanlara bakamayarak, sokağa bırakıyor. Yoksul insanlar için söylenen git belediye baksın klasiği, bu kez sokağa terk edilen evcil hayvanlar için söylenmeye başlanıyor. Haklıdırlar da, evin küçük kızı veya oğlu ya da şehir dışından Eskişehir’in üç üniversitesinde öğrenim görmeye gelen gençlerin tamamı değil ama küçümsenmeyecek sayıdaki bir grup, evcil hayvanlarını Eskişehir sokaklarına terk ediyor.

Evcil hayvanlarını sokağa bırakan bir kesim de var. Çevre illerden ve kırsal alanlardan kent merkezine bırakılan çok sayıda hayvanda var. Hayvan nüfusu kısırlaştırılarak, azaltılabilir.

ESKİDEN İTLAF EKİBİ VARDI
Biz 30 veya 40 yıl diyelim, her belediyenin tüfekli hayvan itlaf ekipleri vardı. O zaman tek belediye olan Eskişehir belediyesinin de vardı. Bu ekipler, elbette her gün değil sokakta hayvanlar arttığında piyasaya çıkarlar. Fazlalık diye düşündükleri hayvanları katlederlerdi. Bunlar 40 yıl öncede kaldı. Son 25 yıl içinde, belediyelerimizin çoğu hayvan barınağı gibi yerler inşa etti. Eskişehir’de bu güne kadar bu alanda tüm boşlukları Tepebaşı Belediyemiz doldurdu. Başıboş atlardan, kedilere ve köpeklere kadar hayvanlar burada barınıyor. Kısırlaştırma yapılıyor. Sahiplendirme yapılıyor.

PAHALI VE ZOR İŞ
Herkeste yurttaşlık bilinci olsa, sokak hayvanları ile ilgili bu kadar sorunda yaşamayız. Evcil hayvanları alıp sokağa atanların dışında, birde çevre illerden, ilçelerden Eskişehir sınırlarına bırakılan hayvanlar daha sonraki aşamada şehir halkı ile buluşuyor. Belediyeler elbette bu işle de ilgilenecekler. Ancak, şehirlerde çözüm bekleyen birçok sorunda var. Avrupa da veya birçok ülkede sokakta hayvan yok. O ülkenin vatandaşlarının katkısı ile olay çözüme kavuşturulmuş. Bulgaristan’ın her tarafını geziyorum. Henüz bu ülkede bile sokakta hayvan yok. Sadece sokak hayvanları ve sahipsiz hayvanlar ile ilgili belediyeler üzerinden suçlayarak politika üretmek yanlış olur. İtlaf ekipleri tabii ki çok yanlış bir olaydı. Bu çağa zaten uymuyor. Sadece işi belediyelere bırakmak da yanlış bir tutumdur. Peki, ne yapmak gerekiyor?

BÜYÜKŞEHİR BAŞLIYOR
Büyükşehir Belediyemiz, çeşitli bakanlıkların arsa desteğiyle başıboş hayvanlar için modern ve örnek bir projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor. Planlaması ve projelendirilmesi büyük bir titizlikle hazırlanmaya başlanılan merkezde kedi ve köpek doğal yaşam alanları, köpek ve kedi bakım alanları, at barınağı, köpek eğitim alanı, kedi ve köpek polikliniği, idari bina, depo ile misafirler ve personel için otopark alanları da bulunacak. Bu arada barınak dahilinde oluşturulacak fuaye alanı içerisinde sahiplendirme alanları bulunacak. Peki, proje bugüne kadar niye yapılmadı. Siyasi bir tartışma vardı. Sonunda tartışma tatlıya bağlandı. Tartışmalar, bu konuda çekişmeler geride kaldığı için, yeniden başa dönmenin anlamı yok. Önümüze bakacağız.

SOKAK HAYVANLARI İLE İLŞKİLERİMİZ
Tepebaşı belediyemiz bu alandaki boşluğu doldurmaya çalıştı. Eskişehir dışında hayvan barınağı ile çevre illere de hizmet ettiğini gördük. Takdir ettik. Aslında sokak hayvanları ile ilişkimiz, birbirimizle ilişkimizden farklı ve bağımsız bir konu değildir. Halimiz doğa ve toplum ile ilişkilerimizi nasıl düzenlediğimizin de göstergesidir. Bu meselenin çözümü ile ilgili kurumsallaşmış ilişkilerin toplamına medeniyet diyoruz. Sokakta sadece köpekler yok, insanlar da yatıyor. Neresindeyiz bu işin? Soru budur. Medeniyet tarihine baktığımız zaman, bir kültürün en incelmiş, etik ve estetik düzeyde en iyi işlenmiş haline ulaşabilmesinin, toplumun başta ekonomik olmak üzere yaşam şartlarının yükseltilebilmiş olmasıyla yakından ilişkili olduğunu görürüz.

HER ŞEY EKONOMİ
Ekonomisi berbat, çalışma yaşamı güvencesiz, kentleşmesi çarpık, siyaseti kepaze, toplumsal ilişkileri yozlaşmış bir topluma dönüştürüldük. Birbirimizi sevemezken hayvanları mı seveceğiz? Büyükşehir Belediyemiz bu konuda üzerine düşeni yapacak. Evlerde hayvan beslemenin bir çocuk büyütmek gibi sorumluluk istediğini öğretecek bir eğitim sistemi ve toplumsal değer aktarımı da gerekiyor.