Geleceğin şehirleri beton duvarlarla örülü olmamalıdır. Suya yeşile ve insana açık olmalıdır. Kentler, insan sağlığı, hafıza ve toplumsal bağlarla iççice olmalıdır. Belediye başkanları da bunun için hayata başka türlü bakmalıdır. Bugün ülkemizde şehirler hatırlamak ve unutmak arasında sıkışmış bir şekilde bize bakıyor. Oysa şehirler sadece içinde yaşadığımız yerler değildir; bizi dönüştüren, davranışlarımızı ve etkileşimlerimizi şekillendiren canlı organizmalardır.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak 25 yıl kesintisiz bu şehri Yılmaz Büyükerşen yönetti. Büyükerşenli dönemlerde herkes kendisine, yakınına, çevresine “ Yılmaz Hoca’dan sonra ne olacak? Başkanlık çıtası çok yükseldi” şeklinde konuşuyordu. Sonuçta, bir seçim geldi ve Ayşe Ünlüce Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. 5 dönemdir, Yılmaz Hoca’ya oy veren şehir halkı tereddütsüz Ünlüce’yi destekledi. Eskişehirlinin tercihi Türkiye konjonktürüne ilaveten Eskişehir’de anlayışın değişmemesine oy verdi.

CHP MİLLETVEKİLİ ÇIKARAMAMIŞTI

Çok uzaklara gitmeye gerek yok. Yakın tarihte iki sağ parti bir genel seçimde milletvekillikleri bölüşmüştü. CHP o seçimde sıfır çekmişti. Şimdi ise durum tam tersine dönmüş vaziyette duruyor. Belediyeler ile birlikte Eskişehir’de CHP’ye oy verir hale geldi. Bunun için Eskişehir’i CHP’nin kalesi görmemek gerekiyor.

Birkaç gün önce hem Yılmaz Büyükerşen’i hem de Ayşe Ünlüce’yi ayrı ayrı ziyaret ettim. Yılmaz Hoca hakkında 4 kitap yazıldı. Kitapları okudum, kitapların içeriklileri tam yerini bulmamış. Onun için bir kitapta ben yazmaya karar verdim. Kitap yazanlar olayları yakından bilmelidir. Bu şehrin insanı olmalıdır. Bir dönem mahkemelik bile olduğum Yılmaz Hoca’yı objektif olarak ben yansıtabileceğimi düşünüyorum.

8 YILIN GETİRDİKLERİ

Eskişehir’in altyapı ile ciddi sorunları yok. Eskiden belediyeler, elektrik, su getirsin. Çöpleri toplasın diye bakılırdı. Gerisi önemsiz olurdu. Artık, belediyecilik anlayışı da değişti. Hele son 25 yılda anlayışlar Eskişehir’de kökten değişti. Ünlüce, 8 yıldır zaten Büyükşehir Belediyesinin içindeydi. Dünya kentleri de Eskişehir gibi sınavdan geçiyor.

İnsanlar artan gürültü, kirlilik ve stres yüzünden şehirlerden kaçmayı düşünmeye başlıyor. Kent merkezlerini canlandırmak isteyen yerel yönetimler artık sadece binalar inşa ederek yetinemez; insanın sağlığını, mutluluğunu ve mekânla bağını güçlendiren projelere odaklanmak zorundadır. Eskişehir’e bu açıdan bakarsak, son yıllarda Eskişehir nitelikli göç alıyor. Niteliksiz göçü de Antalya, Mersin ve İzmir gibi şehirler alıyor. İstanbul’dan ise kaçışlar başladı. Kütahya Belediye Başkanı bile insanlar Eskişehir’e kaçıyor, onları Kütahya’da tutmak zorundayız diyor.

İZMİRLİLERİN DEDİĞİ

8 yıldır belediyeci olan Ayşe Ünlüce, başkanlığa adapte olmakta zorlanmadı. Eleştiriler mutlaka olacaktır. Kentlerimiz doğayla bağını kaybettikçe grileşiyor, nefessiz kalıyor. Eskişehir’de bu durumun olmadığını görüyoruz. İzmir’den ilk kez Eskişehir’e ziyaret gelenler, Eskişehir’i daha yeşil bulduklarını söylüyorlar. Bende İzmir’in Konak meydanında, bir çınar ağacı olduğunu İzmirlinin sıcak yaz günlerinde sadece bu ağacın altına sığınabildiğini söylüyorum.Yeşil koridorlar, yürüyüş ve bisiklet hatları şehirlerin nefes borusudur. Ünlüce’de yeni kentsel projelerine bu gözle bakıyor. Eskişehirlileri doğayla buluşturan kamusal alanları çoğaltmaya çalışıyor. Yumuşak yürüyüş parkurları, kokulu bitki koridorları, taş havuzlar, stresin azaldığı alanların Ünlüce ile birlikte çoğalacağını düşünüyorum. Eskişehir, insanları oturmaya veya kapalı kalmaya değil; hareket etmeye, keşfetmeye, bağ kurmaya daha çok teşvik edecek.

HAREKET DESTEKLENECEK

Dünyada, araştırmalar gösteriyor ki, hareketi destekleyen, merak uyandıran mekânlar hem insan psikolojisini güçlendiriyor. Hem de ekonomik canlılık sağlıyor. Kent içinde planlanmış yürüyüş rotaları, interaktif sanat enstalasyonları, günün saatine göre değişebilen kamusal meydanla hareketliliği arttırıyor. Oyun ve keşif sadece çocuklara özgü değildir; her yaştan insanın mekâna bağlanma biçimidir. Kütahya Belediye Başkanının yakındığı konu da budur. Uzun yıllardır Eskişehir’de yapılan Kütahya da yapılamayan belediyecilik anlayışı, Eskişehir’e bakarak orada da değişiyor. Çünkü tarihin tekerleği ileriye döner. Tarih kendini kesinlikle tekrarlamaz. Ünlüce ile kısa dönemde gördüklerimiz, uzun dönemde artacak.