Mihalıççıklı dozer operatörü Eyüp Dereli, 37 yaşında evli ve iki çocuk babası, 5 yıldır Orman işletmesinde çalışıyor. Seyitgazi yangının da şehit olan iki Eskişehirli orman çalışanından birisidir. Arkadaşları, şehit düştükten sonra şunları anlattılar:” Yangın büyüdü. O dozeri ile canla başla çevirme yapıyordu. Yangını, dozeri ile yaptığı çevirme ile tutacağına inandı. Dozeri bırak kaç diye bağırdık. Dozerini bırakmadı. Yangın büyüdü ve şehit düştü”. Demek ki, Mihalıççık da, ormanın bol olduğu bir ilçemizde doğan Eyüp Dereli, için orman ve ağaç kelimelerinin anlamı büyük. Üstüne bir de vatan sevgisi var. Onu tanıyan bir başka arkadaşı, onun kaçması için bağıranlara,” Tutup, sürükleyerek, o alandan kaçırsaydınız” dedi. Arkadaşları da onun kararlı bir kişi olduğunu, bunun mümkün olamayacağını söylediler.
DAVETİYELER ELDE
Seyitgazili Tolunay Kocaman ise çiçeği burnundaki bir ormancıdır. Belki de Seyitgazi Kırka yangını gördüğü ilk yangındı. O yangında da şehit düştü. 14 Temmuz da, saat.19.00 hayatını Burcu Hanım ile birleştirdi. Kısa bir balayı tatili yaptı. Orman yangınları ülke çapında artınca, iznini yarıda keserek, Orman İşletmesindeki görevine koştu. Onun şehit düştüğü gece ormandaki arkadaşları, şefleri, müdürleri” Daha geçen hafta düğündeydik. Evine de gittik. Düğün davetiyeleri henüz elimizde duruyor. Acımız çok büyük” dediler. Ateş düştüğü yeri yakıyor, bir de maalesef hariçten konuşanlar var. Sosyal medyada gelişi güzel yazanlarda var.
VATANSEVERLİK
Zaman zaman bu köşeden örnek veriyorum. Şu Çılgın Türkler kitabında rahmetli Turgut Özakman da yazdı. Emirdağlı Deli Battal’ın hikayesini. Hiçbir şeyi olmayan Deli Battal seferberlik ilan edilince, mal varlığı olarak bir çift çorabını yıkayarak, ilçe kaymakamına teslim eder. Bugün tartışılmaya açılmak istenen Türk insanı, zorlukları bu şekilde birlikte mücadele ederek yendi. Kuruluş savaşı ve Çanakkale savaşı bugünde dünyaya örnek gösteriliyor. Can pahasına kazanılan mücadelelerdir. Bugün de orman yangınlarına müdahaleye bu şekilde bakmak gerekir. Bu köşede Eskişehirli iki ormancıdan örnek verdik. Hayatlarını kaybeden AKUT’çularda milli varlığımız olan ormanlarımızın yanmaması için, Seyitgazi’ye koşup gelen mühendis ve öğrencilerden oluşan bir ekipti. İki kişi de ekibe Denizli den katılmıştı. Müdahale de eksik vardır, fazla vardır. Ama özünde vatan sevgisi vardır. Ormancılar anlatıyor. Helikopterlerden atılan sular buharlaştığını söylüyorlar. Yani, uçağa veya başka teknik olaylara bağlanmanın bir anlamı yoktur. Orman yangınları, yüzde 90 oranında insan kaynaklıdır. Bir de ormancıların kullandığı bir cümle vardır. Orman yangınları ya taşa ya da denize dayandığında söner. Yine, şu Çılgın Türkler kitabının yazarı Turgut Özakman sohbetimiz de bana şunu söylemişti:” Vatanseverimizde, vatan hainimizde boldur. Bu günlerde biraz kontenjan aşımı yaşandı.”
AĞACA DÜŞMANLIK OLMAZ
Orman yangınları sık sık görülünce, bir çam ağacı düşmanlığı da ortaya çıktı. Hatta çamların Marshall yardımlarıyla getirildiği ve zeytinler sökülerek çam dikildiği de iddia ediliyor. Ülkemizde 5 farklı çam türü doğal olarak bulunuyor. Mesela Kuzey yarım kürede son Kızıl Çam ormanı Eskişehir’dedir. Bu orman da Çatacık ormanlarıdır. Kanada’dan, Amerika’dan ormancılık fakültesi öğrencileri, çeşitli zamanlarda Çatacık’a ders işlemek için gelmektedirler.
40 SAAT AYAKTA
Yine şehit haberlerinden sonra, Orman Bölge Müdürlüğünün bahçesinde ormancılar ile sohbet ederken, tam 40 saattir işinin başında olan Eskişehir Orman Bölge Müdürü İsmail Çetin’den çalışma arkadaşları bahsetti. Arkadaşları, bölge müdürünün hiç uyumadan 40 saattir yangının içinde olduğunu söylediler. Hatta, kızı bile babasının durumunu merak ederek, yangını Eskişehir’deki merkezden takip edenlerin yanına gelerek babasının durumunu sordu. Yani, yangınlarda ormancılar şehit vererek veya uykusuz kalarak çalışıyorlar. Aileleri ile de bağlantılarını kesiyorlar. Bu sadece vatanseverlik örneği ile açıklanır. Benim canımı sıkan olay bazı siyasilerin Seyitgazi yangınından sonra gelişi güzel politika üretmeye çalışmalarıdır. Ormancıların çalışmasına sayın valimiz Hüseyin Aksoy’un verdiği desteği de unutmamak gerekiyor. Görevini yapan belediye başkanlarını da kutlamak gerekiyor. Orman emekçileri ayrıca kutlamayı hak ediyor. Onların başarıları hepimizin başarısı oluyor. Şehitlerimizin mekanları cennet olsun.