Son günlerde Eskişehir ile birlikte ülkemizde büyük orman yangınlarını görüyoruz. Seyitgazi ilçemizde çıkan orman yangını 10 yurttaşımız hayatını kaybetmesine de yol açtı. Geçmişte orman yangınlarının önleme açısından ilk kuvvet orman köylüsü olurdu. Şimdi ise neredeyse ülkemizde bir kesim yangınla mücadeleyi devlette alıp, sivil toplum kuruluşlarına verecek. Seyitgazi yangının da gördük. Devlet dışında, devlet ile işbirliği içinde olduğunu göstermeye çalışan bir grup insan, yangına gelen devlet görevlileri ile fotoğraf vermek için yarıştı. Bu grup, sanki orman ve büyükşehir itfaiyesine yardıma değil, kameralara poz vermek için gelmiş. Ben böyle bir izlenim edindim. Olayların geçek kahramanları yok ama ortada gezen onlar var. Kahramanlar hayatlarını verdi veya canlarını ortaya koydu.

185 YILLIK TARİH

Bursa ile birlikte yaşadığımız son yangınlardan sonra tüm yurttaşlarımızın aklına ‘Yangınları önlemek için başka bir yöntem var mıydı?’ soruları gelmeye başladı. Devlet ve köylü işbirliği içinde çalışırdı. Devlet, orman köylüsüne destek verirdi ormanları da en iyi onu yakından tanıyan korurdu. Her şeyden önce, orman köylerini yeniden canlandırmak gerektiği ortaya çıktı. Orman kurumlarımızın kuruluş tarihi 185 yıl önceye gider. Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğü’nün katkısı ile Eskişehir’de bizim kuşak gazeteciler, çok sayıda orman köyü gördü. Keçilerin ormanlardan çıkarılması ile geriye gidişin başladığına inanıyorum. 7 milyon orman köylüsü teşvikler azalınca ya da bitince orman köylerinden uzaklaştı. Şehirlere göç edildi.

HER ŞEY ONLARDAYDI

Daha önceleri orman kesimini, bakımı, ağaçlandırma faaliyetlerinin tümünü orman köylüleri, ya da onların kurduğu kooperatifler yapardı. Hatta gazetecilerin ödül kazanan fotoğrafları bu çalışmalardan çıkardı. Aracın giremediği ormanlık alanda, kütükleri çeken öküz ya da atların gazeteciler tarafından çekilen fotoğrafları ödül alırdı. Orman köylüsü o dönemlerde, yangın riski yüksek bölgelerde, yol kenarlarında ölü örtü dediğimiz kuru yaprakları, gazelleri tırmıklar kontrollü bir şekilde imha ederdi. Şimdi bu önlemlerin hiçbirisi alınmıyor.

GENÇ NÜFUS VE KEÇİLER

Orman köylerinin nüfusu azalınca keçilerde kalmadı. Keçiler ve orman köylerinde yaşayan genç nüfus ormanlardan sorumluydu. 18-55 yaş arası nüfus ormanları bilinçli bir şekilde korurdu. Şimdi köylü devre dışı kaldı. Yangınlarla mücadelede yeniden orman köylüsüne ihtiyacımız var. Yaşadığımız ülke çapındaki son yangınlarda bu durum görüldü. 10 yıldır ben bile bir orman köyüne gitmedim.

BİR KIŞ GÜNÜ

Eskişehir ormanlarında bir kış günü yerde yarım metre kar varken dolaşırken, odun kömürü yapan bir aile ile karşılaştım. Orman işletmesinden gerekli izinleri alarak, karı-koca ormanda odun kömürü yapıyor. Evleri naylon kaplama geçici bir evdi. Kadın doğum yapıyor. Onların üç günlük çocuğunu da görmüştüm. Adamın aslında jeoloji mühendisi olduğunu duydum. Eskişehir’deki jeoloji mühendislerine olayı anlatınca, o adama iş bulmuşlardı. Orman içindeki koruyucu nüfusun azalmasına katkıda bulunmuştuk. Yangınları görünce yıllar önce haber uğruna yaşadığım bu olay aklıma geldi.

HAVA ARACI SON AŞAMA

Yıllar öncesinden durumu, bildiğimiz için bugün herkesin hava araçlarına takması yanlıştır. Hava aracı son aşamadır. Yer hareketli değilse, uçakların çok ve büyük olması bir anlam ifade etmez. Orman yangınlarını engellemek için sırasıyla; tedbir alınmalı, personel alınmalı, işçilere eğitim verilmeli. Ormancılık konusunda dünyanın en gelişmiş araçlarına sahibiz. İHA’mız , SİHA’hımız var, uçağımız var, helikopterimiz var. Ama ormanlar yanıyor. O zaman bir şey eksik. Eksik olan insan faktörüdür. Eğer insan kaynağı yeterli değilse, başarılı olma şansımız yoktur.

İNSANININ ÖNEMİ

Yangın yönetimi tecrübe ister. Yangında mesela karşı ateş ne zaman çıkarılır? Ne zaman önünü keseriz? Yangın şeridi nerede açılır? Bunlar ciddi bilgi birikim ister. Kenarlara itilen, tecrübeli arkadaşlara yeniden görev verilmelidir. Orman Gelen Müdürlüğü'nün elinde 5 bin üzerinde arazöz var. Bunlar çok modern araçlar. Ama bir arazözde en az 6 kişi olması gerekiyor. Geçen gün bir ormana köyünden ev alan arkadaşım söyledi. Orman içine çok sayıda insan piknik yada balık tutmak için giriyor. Valilerin, orman alanlarına yasak giriştir emri uygulanamıyor. Ormanda hareket olmamalıdır.