Parti demek, her şeyden önce ortak akıl demektir. Herkes ortaya bir şey koyacak. Ortak akıl işleyecek, siyasi bir hareket, parti ortaya çıkacak. Dünyayı ve Türkiye’yi yorumlamak bir anlamda partili olmaktan geçiyor. Partinin ortak aklını işleteceksin ki, siyaset yapabilesin. İdeolojik anlamda ortaya bir şeyler koyabilesin. Atatürk, niye ilk yaptığı işlerin başına CHP’yi almıştır. Partisiz ülke yönetimi olmaz, ama partide de disiplin şarttır.
25 yıllık süreçte, CHP Merkez Yürütme Kurulu’nun Türkiye için almış olduğu pek çok karar Eskişehir için uygulanamadı. Özgür Özel’in genel başkan olmasına kadar, Eskişehir’de sistem, parti genel merkezi dışında uygulandı. Özel ile birlikte, Eskişehir CHP’de uygulamalar da değişti. Belediye seçimlerinde görüldü. Ön seçim tam uygulamasa da, bir ön seçim ortaya atıldı. İlk genel seçimde, uygulama nasıl olacak? Milletvekili aday belirlemede, Eskişehir CHP’de her şeyin değiştiği ortaya çıkacak. Milletvekili listesi değişecek.
PARTİ İNSİYATİF ALAMADI
Hayvan Hakları protestoları, Eskişehir’de büyük ilgi gördü. Bu protestolara CHP il başkanı Talat Yalaz da katıldı. Yalaz, Eskişehir’de sivil toplum kuruluşların bütün protestolarına katılıyor. Parti ve kendisi açısından bu yaklaşımı akıllı bir siyasetçiye uygundur. Politika uzun soluklu bir iştir. Hayvan hakları protesto eylemleri sırasında yaptığı konuşma nedeniyle, hakkında soruşturma açılması Yalaz’a yaradı. Yalaz hakkında diğer siyasi partilerin sözcülerinin açıklaması yapması ise, Yalaz’ın reytingini artırmaktan başka bir işe yaramadı.
DİSİPLİN SAĞLAMAK ÖNEMLİ
Adliye önünde CHP’liler il başkanlarına desteğe çağrıldı. Bu doğal sonuçtur. Parti il başkanı Talat Yalaz, Savcıya ifade verecek, kapının önünde partililer ile buluşacak. Bir açıklama yapacak. Sonra olay sona erecek. Ancak, il başkanı ifade de olacağı için, Adliye önüne toplanan kitleye kim kumanda edecek. Kim disiplini sağlayacak. İşte burada sorun vardı. Partinin Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da, üzerine düşen görevi yerine getirerek, Adliye’ye önüne geldiler.
Ancak, kitleyi CHP’liler değil, CHP ile ilgisi olmayan 5-10 kişilik bir grup idare etti. İl başkanı yok. İl yönetiminden biri ya da ilçe başkanlarından biri kitleyi disiplinli bir şekilde idare edebilirdi. CHP ile ilgisi olmayan, 10 kişilik grup kendilerini tatmin için CHP kitlesini yönetmeye çalıştılar. Bu arada biri çıktı, kafasına göre sosyal medyada dönen duran bir şiiri okudu. Gelişi güzel bir durum ortaya çıktı. Büyük bir partinin yönetimlere olaya el koymaları gerekirdi. Örgütçülük yok.
BAŞKANLAR ZOR DURUMDA KALDI
İl başkanı Talat Yalaz’a desteğe gelen kitle, ceplerinden telefonları çıkararak, fotoğraf çekmek için görevlerini yapan gazetecilerin bile işlerini zorlaştılar. Gazeteciler, işlerini zorlaştıran kitleye uyarıda bulunmak zorunda kaldı. CHP ile ilgisi olmayan 10 kişilik grup içinden birkaç kişi belediye başkanlarının eline gelişi güzel üzerinde hayvan hakları ile ilgili gelişi güzel yazılar olan dövizleri tutuşturmak istedi. Belediye başkanları özellikle Ayşe Ünlüce tepki gösterince, onlarda başkanlar hakkında gelişi güzel konuştular. Bu işleri yapanlar bilinçli olsalar, başkanların bu kentte seçim kazandıklarının ve protokol görevi olduklarını da bilirler. Bunların CHP’li olmadıklarının altını özellikle çiziyorum. Bu kişileri küçük burjuva tavrı içindeki sol hareketlerden gelip bir anda kendilerini CHP’li ilan eden kişilerden oluşuyordu.
CHP’nin il veya ilçe yöneticileri, yükselen kitle hareketleri içinde yer alacaklar. Bu normal bir sonuçtur. Ama protesto eylemlerinde CHP’liler ile CHP’ye sızmaya çalışan küçük burjuva özelliklere sahip grupların elemanlarını bertaraf etmelidirler. Yoksa daha büyük sorunlarla uğraşırlar.