En çok özellikle kış günlerinde balkanlardan gelen soğuk hava dalgasını basın yayın organlarında duyduğumuzda, soğuğa karşı hazırlıklarımızı yaparız. Sözü duyduğumuzda bir titreriz. Son yıllarda aslında iletişim organlarımızda ‘Balkanlardan gelen soğu hava dalgası’ gibi sözleri duymaz olduk. Dikkat ediyorum, iki yıldır kar kapıkule sınır kapımızdan bu tarafa geçemiyor. Trakya da bile bir yağış yok. Sınırımızın öte tarafında Bulgaristan da kış, kıyamet, yarım metre kar, bu tarafta bir şey yok. 100 yılı aşkın Balkanlar’dan Türk göçü ile Eskişehir’e yerleşenlerin toptan sayısı 250 bini geçti. Bende dahil üç Eskişehir’den biri balkan göçleri ile son 100 yıldır Eskişehir’e gelenlerin soyundan oluşuyor. 4 bini geçen çifte vatandaş var. Bunun için Bulgaristan Eskişehir’de seçim sandığı kuruyor. Bu seçimleri içinde olduğum bir grup Balkan Türk’ü yapıyor.

YATAK VE YORGANLARLA GELDİLER

Suriye’de, Irak, Afganistan veya Afrika’nın her hangi bir yerinden gelenlere de mülteci yerine göçme lafı kullanıyoruz. Osmanlı’nın parçalanmasından sonra, Anadolu’dan gittikleri Balkanlarda kalanlar, 100 yıldır geri dönüyorlar. Bunlara da göçmen değil Balkan Türk’ü demek en doğrusudur. Niye geri geldikleri konusuna gelince, bir anlamda Avrupa’dan çıkarılıyorlar. Bu kişiler 100 yıllık süreçte Eskişehir’e sadece getirebildilerse, yorgan ve yataklarını ile geldiler. Türkiye’ye ve Eskişehir’e nitelikli ve eğitimli insan göçü de gelmiş oldu. 100 yıllık süreçte Eskişehir’e gelenler, Eskişehir’i bugünkü seviyesine getirdi.

BENİM ADIM SALİ

Önceki akşam, Eskişehir’e Balkanlardan göçler ile gelen kısa adı ERİAD olan Eskişehir ve Rumeli İşadamları Derneği’nin, 10. Kuruluş yıldönümü vardı. Coşkulu yıldönümünde başkan Rüştü Şentuna yeni yönetimini de açıkladı. İşadamı Sali dostumuzda denetleme kurulu başkanı oldu. Kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılan resepsiyonda Sali’nin Türkiye’ye geliş hikayesini bilmeyenlere anlattım. Sali’nin de hoşuna gitti. 1989 yılında zorunlu göçle Türkiye’ye gelenleri, Edirne’de yetkililer kayıt altına aldı. Kapıkule’deki görevli ‘Sali’ ismini Salih olarak kayıtlara geçirmek isteyince Sali isyan ederek,” Ben adımı değiştirmeye çalıştıkları için zorunlu göçe tabi tutuldum. Siz değiştirmeyin” der. Bulgaristan Türkleri pek ‘Ha’ harfini kullanmaz. Hayrabolu ilçesi bunun için Ayrabolu ismini taşır. Benim soyadımın da ‘Acıoğlu’ olması gerekir.

ESKİŞEHİR NİYE TUTULAMIYOR

Balkan savaşları ile birlikte Eskişehir’e balkanlardan göçler başladı. 1950 ile 1951 ve daha sonra 1989’a kadar ciddi göçler ile Eskişehir’in gelişimi hızlandı. Mesela Cumhuriyet’in kurulmasına, Atatürk’e ve kuvayı milliye önemli destek yapan Eskişehir’i Cumhuriyet’ten sonra kimse tutamadı. Bugün herkesin Eskişehir’i Türkiye’de birçok şehirden farklı bir tarafa oturtulmasında Balkanlardan Eskişehir’e göç eden Balkan Türklerinin önemli katkısı vardır. Balkanlardan gelen göçlerinin odak noktasının Eskişehir olması, iyi sonuçlar veriyor. Balkan Türkleri, olmasaydı kuzine ortaya çıkmayacaktı. Sobacılık, değirmencilik ve toprak sanayi belki bugünkü seviyesine çok geç ulaşacaktı. Bugün Tepebaşı Belediyesi Toprak Sempozyumu düzenliyorsa, bu geleneği takip ettiği içindir. Bu gelenek olmasaydı, Eskişehir’in dünya çapında toprak sanayisi konusunda bir ağırlığı olmazdı.

DİNİ MERKEZ ESKİŞEHİR

Tarihe baktığımızda Eskişehir’de sanayi ve ticaretin önderleri de hep Balkan Türkleri oldu. Balkanlarda edindikleri tecrübeleri Eskişehir’e taşıdılar. Eskişehir ‘i Türkiye’de ilklerin şehri yaptılar. ETİ, soba ve döküm sanayi, pastacılık, fırıncılık bunlardan sadece biridir. Kiremit ve tuğla sanayisi de Balkanlardan gelen Türkler tarafından Eskişehir’de geliştirmiştir.Sonrası da var. Mesela Budapeşte'deki Gül Baba tekkesi bile Seyitgazi ilçemizdeki Sücaattin Veli tekkesine bağlı çalışıyor. Balkanlardaki bütün Bektaşi tekkeleri Eskişehir’deki Sucaettin Veli’ye bağlıdır. Günümüz koşullarında tabii ki, bağlantılar zayıflamış durumda bulunuyor. Peki, bizim açımızdan ne olmalıdır? Balkanlardaki bu durum, Eskişehir ve balkanlar arasındaki kültürel yapının gelişmesine katkı verir. Turizm faaliyetini geliştirir. Ancak, Eskişehir’de bu işlere kim kafa yoracaktır. Kim bu işleri organize edecektir. Burası belli değildir.

BALKAN DEVLETİ

Aslında Osmanlı bir balkan devletiydi. Balkanları kaybedince, böyle bir tablo ortaya çıktı. Atatürk ve arkadaşları olmasaydı, Türkler Orta Asya’ya sürülebilirdi. Dönemin emperyalistler devletleri, Yunanlıları kışkırtarak, Anadolu’yu işgale kalkıştılar. Amaç, haçlılar binlerce yıllık planlarını uygulamaya koyacaklar. Bizlere Kazakistan’a doğru gidecektir. Atatürk ve silah arkadaşlıklarının büyüklükleri burada ortaya çıktı. Küllerden bir Türkiye Cumhuriyeti ortaya çıkardılar. Bunu bugün de inkâr edenler, en kestirmeden vatan hainidir. ERİAD’ın 10. Yılı kutlu olsun. Eskişehir’in gözü üzerlerinde ve beklenen şu Kızılinler projesindedir. Etkinlikte 40 yıllık dostluğumuz olan başkan Ataç ile çok az fotoğrafımız olduğunu gördük ve fotoğraf çektirerek geceyi ölümsüzleştirdik.