Eskişehir’in kalbinde, on binlerce insanın şifa bulduğu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi, halkta bilinen adıyla Tıp Fakültesi Hastanesi artık bir yol ayrımında. 1970’lerin sonuna doğru temeli atılan, 1990’larda hizmete giren bu bina, bugün hem yaşını hem de yorgunluğunu fazlasıyla belli ediyor. Rektörlük tarafından yapılan detaylı performans analizine göre bina depreme karşı dayanıksız çıkmış. Bu tespit sonrası gündeme gelen çözüm önerisi ise “güçlendirme” olmuş. Ancak bu karar, teknik olarak da, sağlık hizmeti açısından da tartışmaları beraberinde getirdi.
İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Orkun Kılıç; gazeteniz ve haber siteniz 2Eylül’e çok net konuştu. Sayın Kılıç; “Eğer güçlendirme maliyeti, yeni bina yapım maliyetinin yüzde 40’ını geçmiyorsa güçlendirme tercih edilebilir. Ancak bu oran aşılıyorsa, yeniden yapılması gerekir. Üstelik söz konusu bina bir hastaneyse, mesele yalnızca maliyetle ölçülemez.”
Ve devamında da; “ bir konutu güçlendirmekle bir hastaneyi güçlendirmek arasında büyük fark var. Konut güçlendirilirken insanlar geçici olarak taşınabilir; ama hastanedeki hizmeti durduramazsınız. “Git arkadaşında kal” diyemezsiniz. Hastane güçlendirilirken binanın en az yüzde 50’sinin kapanması gerekiyor. Bu da doğrudan hizmet kaybı anlamına gelir. ”diye ilave ediyor. Netice olarak gazeteniz 2Eylül’e verdiği röportajda belirttiği gibi “Tıp Fakültesi Hastanesi yeniden yapılmalı” dedi.
Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Haluk Hüseyin Gürsoy da bu noktaya dikkat çekiyor. “Bina bilinen bir olay; eski ve yetersiz. Yoğun bakımlar, ameliyathaneler, teknik altyapı ciddi anlamda sorunlu. Güçlendirme süreci boyunca en az yarısı kapanacak, bu da hem hizmet kaybı hem de hasta mağduriyeti oluşturacak. Enfeksiyon riski artacak, sağlık hizmeti aksayacak. Bugünkü yoğunlukta güçlendirme pratikte pek mümkün değil.”
Gerçekten de, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi sadece Eskişehir’e değil; Afyon, Bilecik, Kütahya, Bursa ve farklı illerden gelen hastalara da hizmet veriyor. Bütün ameliyatların başarıyla yapılabildiği bölgenin en önemli hastanesi diyebiliriz.
Dolayısıyla güçlendirme sırasında yaşanabilecek her kesinti, sadece bir binayı değil, bir bölgenin sağlık sistemini etkileyecek. Güçlendirme sonrasında da binanın eski olması nedeniyle tadilatlar da haliyle devam edecek. Kısacası; güçlendirme, bu ölçekte bir kurum için kalıcı bir çözüm olamayacak. Üstelik binanın tesisatından havalandırmasına, ameliyathane düzeninden hijyen koşullarına kadar pek çok eksiği zaten ortada. Bugün güçlendirme yapılır, yarın tesisat yenilenir, ertesi gün ısıtma sistemi değiştirilir. Böyle devam edecek. Sorun bitmeyecek, sadece ötelenmiş olacak.
Burada çözüm çok net. Kampüs içinde yeterli arazi mevcut. Yeni bina, çağdaş mimari ve mühendislik anlayışıyla, sismik izolatörlerle, modern tıbbi altyapıyla donatılmış şekilde inşa edilebilir. Böylece hem mevcut hastane hizmet vermeye devam eder hem de yeni bina tamamlandığında kesintisiz bir geçiş sağlanır. Sonrasında da yükü hafifleyen bina ister başka bir amaçla kullanılır, istenilirse de yıkılır. Şehrimizde de 40 yıllık bir hastane binasında değil; modern, güvenli, donanımlı bir hastane binasında sağlık hizmeti verilmiş olur. O nedenle diyorum ki; Tıp Fakültesi Hastanesi için yeni bina şart.
********************************
Bugün 10 Kasım. Atamızı saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.