Yılmaz Büyükerşen, son CHP il kongresinde duygusal bir konuşma yaptı. 25 yıl belediye başkanlığı ile bir daha kırılamayacak bir rekora imza atan Yılmaz Büyükerşen, Eskişehirlinin arkasında durmasına da teşekkür etti.
BAŞLARINI DÖVDÜLER
Yılmaz Büyükerşen’i siyasetçi yapan DSP’dir. Ecevit’tir. CHP baraj altında kalınca, yapılan genel seçimde DSP Eskişehir’den iki milletvekili çıkardı. Aslında DSP’nin iki milletvekili çıkardığı seçimde, DSP Büyükşehir Belediye Başkanlığını da kıl payı kaçırmıştı. O dönemde CHP’ye oy verenler, niye DSP’ye yani Sadi Nebrekli’ye oy vermedikleri için başlarını dövmüşlerdi. DSP’den seçilen meclis üyeleri de, iyi deyim ile daha sonra DYP’liler tarafından ikna edilerek, belediyelerin DYP’ye geçmesine katkı verdiklerini söyleyelim. Bugün de bu meclis üyeleri çeşitli isimlerle ortalıkta geziyor. Bilen konuları biliyor.
ÇİLLER İLE YALI GÖRÜŞMESİ
O yıllarda, sürpriz bir şekilde, Rektörlük görevinden alınan Yılmaz Büyükerşen, siyasete girmek istiyordu. Ama nereden başlayacağına karar veremiyordu. Çünkü siyasete girme konusunda Çiller ile İstanbul’daki yalısında görüşmesi olmuştu. Yakın çalışma arkadaşını bir dönem ANAP’dan belediye başkan adayı göstermişti. Rektörlüğün bittiği yıllarda DSP yükselişteydi. Büyükerşen, Milli Eğitim Bakanı olmak istiyordu. Bakan olması içinde, milletvekili olması gerekiyordu. Rahşan Ecevit, bu durumu kabul etmeyince, Bülent Ecevit, formülü Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı olarak buldu. Yükselişte olan DSP Eskişehir’de 1999 da ipi göğüslemekte zorlanmadı.
ÖNCE ATAÇ
Rahşan Ecevit’i ‘veto’ hakkını kullanması nedeniyle, Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olacak olan Ahmet Ataç, Tepebaşı adayı oldu. Daha sonra, Büyükerşen’in CHP’ye geçmesinde 5 yıl gecikmeye neden olan Haşim Ateş’te yine Büyükerşen’in isteği üzerine DSP’den Odunpazarı Belediye Başkanı yapıldı. Büyükerşen, Ateş’e ancak bir yıl dayanabildi. Onun yüzünden CHP’ye beş yıl gecikmeli katıldı.
BAYKAL PAZARLIK İSTEMEDİ
Rahmetli Baykal’ın genel başkanlığı döneminde, Baykal ile iki kez görüşen Yılmaz Büyükerşen ile görüşmesi için Baykal’ın yardımcısı ve gazeteci Yılmaz Ateş’i Eskişehir’e çağırdım. O dönem ki CHP’liler Yılmaz Büyükerşen’in CHP’ye geçmesini de istemiyordu. Belediye meclis üyeleri ve İl genel meclis üyeleri ile birlikte benim yaptığım arabulucu çalışması ile Baykal ile görüştük. Büyükerşen Ateş konusunu açınca, Baykal, CHP ile pazarlık yapılmasını istemediğini söyledi. Baykal, sadece Yılmaz Büyükerşen’i partiye alacak. Ataç’ı filan almayacaktı. Haşim Ateş, Cevdet Selvi’nin desteği ile tekrar Odunpazarı adayı yapılacaktı. Beni arabulucu çalışmam, herkesin planlarını yeniden yapmasına neden olmuştu. Büyükerşen, bu olaydan beş yıl sonra CHP’ye nasıl geçti. Onu sonra anlatacağım. Arabulucu yine benim.
KURT VE ATAÇ’I İSTEMEDİ
Şimdi, son kongrede Yılmaz Büyükerşen’in konuşmasına gelelim. Eskişehir’in Yılmaz Büyükerşen’e sahip çıktığı bellidir. CHP son seçim öncesi Yılmaz Büyükerşen’in yaşını öne sürerek, aday olmasını istemedi. Yoksa Yılmaz Büyükerşen halen belediye başkanıydı. Altıncı dönemi de çıkarırdı. Özgür Özel, partinin en üst yönetiminin adaylık için olumsuz kararını Yılmaz Büyükerşen’e yüz yüze açıkladığında Yılmaz Büyükerşen, sağ elinin iki parmağını havaya kaldırarak,” Ben olmuyorum. O ikisi de olmasın“ dedi. İkisinden kasıt Ahmet Ataç ile Kazım Kurt’tu. Özgür Özel, Eskişehir Büyükşehir adaylığı konusunda Büyükerşen’e önerisini sorduğunda, siyasetin hiçbir yerinde olmayan Ayşe Ünlüce’yi önerdi.
PİYANGO VURDU
Piyango Ünlüce’ye vurmuştu. Yoksa Ataç ile Kurt, genel merkezin alacağı her kararı saygı ile karşılayacaklardı. Şimdi, ne diyoruz. Hak, Hukuk ve Adalet diyoruz. Hafta sonu Özgür Özel geldiğinde de hak, hukuk ve adalet diyeceğiz. Halkın katılımcılığından bahsediyoruz. Peki, seçimden bir yıl geçti. Ünlüce ile Büyükerşen’in arası nasıl? Yoksa 2000 yılında Haşim Ateş olayı gibi bir olay yaşanacak mı? İki deneyimli belediye başkanı Ahmet Ataç ile Kazım Kurt’tan biri Büyükşehir Başkanı olsaydı, Eskişehir’e ne gibi katkı yapılırdı. Yollar ikiye bölünür, kaldırımlar bisiklet yolu yapılır mıydı? Lokanta ve çayhane açmak ile gurur duyulur muydu?