Eskişehir ile ilgili her zaman yazıp çiziyorum. Eskişehir pek çok kimliği olan ve özellikleri itibariyle tam anlamıyla bir Türkiye ortalamasıdır. Eskişehir eğitim kentidir, kültür kentidir, demiryolu kentidir, tarım kentidir ve en önemli özelliklerinden birisi Sanayi kentidir. Değişime ve gelişime açık, kendi yağıyla kavrulabilen çalışan ve çalışkan insanların kentidir Eskişehir.
Eskişehir sanayi kentidir diyoruz ya… İşte bu bağlamda Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan ihracat rakamlarını değerlendiren Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, Eskişehir’de faaliyet gösteren firmaların Mayıs 2025’te 417,7 milyon dolar ihracat yaptığını söylemiş. Eskişehir ihracatının yılın ilk beş ayında ciddi bir çıkış yakaladığını belirten Kesikbaş, “Açıklanan verilere göre, Eskişehir ihracat rakamı ilk beş ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 oranında artarak 1,88 milyar dolar olarak gerçekleşti. Kent ekonomisine ve büyümeye katkı sağlayan tüm sanayicilerimizi ve çalışanlarımızı kutluyorum” ifadelerini kullanmış.
Bu açıklamaların önemi ne diye soracak olursanız. Söyleyelim. Eskişehir ekonomideki tüm dalgalanmalara rağmen hala üretebilen ve ürettiğini satabilen bir sanayiyi sahip ise bu çok önemli bir gelişmedir. Kesikbaş risklerin altını şöyle çiziyor: “Son dönemde dünyada yaşanan çatışmalar, lojistikteki aksaklıklar, bölgesel gerilimler, yüksek enflasyon oranları ve artan ticaret duvarları, küresel ticaretin yönünü öngörmeyi her zamankinden daha zor hale getirdi.” Kesikbaş’ın çizdiği bu resme rağmen eğer Eskişehir’in yarım milyar dolara yakın bir ihracat rakamına ulaşmış olması gerçekten öyle sıradanlaştırılacak bir gelişme hiç değildir.
Peki, başka neler oluyor? “İhracattaki artışa rağmen kurun enflasyonun altında kalması, döviz bazlı gelirlerin reel değerini düşürerek kârlılığı zayıflatıyor. Yüksek faiz ortamı ise finansmana erişimi kısıtlıyor, kredi maliyetlerini artırıyor. Şirketler elde ettikleri kazançların önemli bir bölümünü finansman giderlerine harcamak zorunda kalıyor, bu da nakit akışlarını bozarak yatırımları ve üretim kapasitesini sınırlıyor.”
Sayın Kesikbaş noktayı şöyle koyuyor; “Sanayicimiz tüm zorluklara rağmen üretmeye, yeni yatırımlar yapmaya ve dış pazarlarda varlığını korumaya devam ediyor. Bu dirençli yapı, şehrimizi uluslararası arenada daha görünür kılıyor. Küresel belirsizlikler karşısında en sağlam dayanağımız; üreten, yenilikçi ve dışa açılan bir ekonomi modelidir.”
Yaklaşık 80 bin civarında çalışanıyla her gün üreten, her gün Milli ekonomiye katma değer veren Eskişehir ekonomisi aslında yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen başka alanlarda olduğu gibi sanayi alanında da zincirlerini kırmanın haklı gururunu yaşıyor.