Seçime sayılı günler kala seçimi konuşmamız normaldir. Ama 15 Mayıs tarihinden itibaren seçimi değil geçimi ve ülkemizin önünde çözüm bekleyen sorunları konuşacağız. Ben bugüne kadar partilerin ve adayların vaatlerini dinliyorum. Seçimin favorisi gösterilen partilerden ciddi bir çözüm önerileri dizisi göremedim. Umarım benim bu karamsarlığım seçimden sonra yerini umuda bırakır.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü umutlarla kutladık. 1 Mayıs ile birlikte çok kişide ortaya çıkan üç günlük tatili değerlendirerek, kısa bir tatil yaptı. Son yıllarda Eskişehir Türkiye Eskişehir’e akıyor. Yani, hafta sonları Eskişehir’de çok turist görüyoruz. Son yılların ülkemizde iç turizmin gözde yerlerinden olan Eskişehir’in bu turizm hareketini geliştirmesi gerekiyor. Eskişehirliler olarak Eskişehir’e turist gelmez, düşüncemizi bir kağıt gibi yırttık, çöpe attık. Artık, Eskişehirliler hafta sonu şehirlerinde şöyle kısa bir tura çıktıklarında, Adalar da uzun bir gondol kuyruğunu görüyorlar. Hafta sonları, Porsuk çayı kıyısında konuşlanan turistler, gondol veya botlara binmek için sıra bekliyor. Köprübaşında köprünün üstü tur arabası ve turlarla gelenlerle dolup taşıyor. Adalar ve çevresindeki esnafta tabii ki, bu durumdan memnun görünüyor. Tek sıkıntı bekli de, şehrin merkezinde yoğunlaşan trafiktir. Turist yağdığına göre sıkışan trafiğin bir derdi olmaz. Hafta sonları trafiğe çok takmamakta gerekiyor, diye düşünüyorum.

Şehir merkezinden sonra, biz Hamam yolu caddesi başta olmak üzere Büyükşehir’in Odunpazarındaki müzeleri ve büyük parklar dolup boşalım. Turistler buralara nasıl gideceklerini öğrenmeye çalışıyor. Sonuçta, sora sora Kabe bulunur sözü hayata geçiyor.

KARIŞIK SOKAKLARDA YABANCI DİL
UKOME’nin Odunpazarı bölgesini trafiğe kapatma kararı, henüz tam uygulanamadı. Şu elektronik bariyerler usulsüne uygun çalışmalıdır. Korkuluk engelleri hem çirkin, hem de uygulanmıyor. Yaz mevsimi geldiğine göre UKOME kararı bir anca önce tam anlamıyla uygulanmalıdır. Odunpazarı’nın tarihi bölgesi artık trafiğe kapatılmalıdır. Odunpazarı’nın kimine göre karışık gelen sokaklarında çeşitli dillerde konuşan turistler, dar sokakların fotoğrafını çekiyor. Bu sayıyı arttırmamız gerekiyor. Artık, Eskişehir’de çeşitli dilleri bilen insanlara ihtiyaç var. Odunpazarı Belediyesi, Odunpazarı meydanda bir turizm bürosu henüz kuramadı. Meydanda oturup çay kahve içmek turizmi geliştirmez. Büyükşehir’in müzeleri turistleri topluyor. Yaz başında Yılmaz Hoca, yaz döneminde tüm Türkiye’yi Eskişehir’i görmeye davet etmişti. Laf tutmuşa benziyor.

TURİST ESKİŞEHİR’E YÖNLENDİ
Eskişehir örneğinde görüldüğü gibi, turistin sadece yaz mevsiminde denize koşmasının devri geçti. Türkiye’de bana göre sadece ‘şehir görme’ turizmi Eskişehir’e yöneliktir. Han da ev pansiyonculuğunun başlaması da sevindiricidir. Sivrihisar ve Çifteler de eskiden bu yana oteller var. Bu üç ilçemizde önem taşıyor. Frigya’ya canlandırmalıyız. Kısacası, bu hafta sonu Eskişehir’de gördüğüm fotoğraftan çok memnun oldum. Türkiye turizm literatüre ‘Şehir Görme’ turizmi ekleneli çok oldu. Biz belki yeni farkına varıyoruz.

11 ilde deprem olması üzerine başta Hatay olmak üzere o bölgedeki turizm de Eskişehir başta olmak üzere birkaç ile kaydı. 1 Mayıs ile başlayan üç günlük tatilde 60 bin kişinin üç günlüğüne Eskişehir’e gelmesi tesadüf değildir. Yılma Hoca’nın ciddi tek başına katkısı var.

KESE SATAN ESNAF
Yiyecek ve içecek satan Odunpazarındaki bir işyeri vitrinine kese de koymuş. İşin sırını merak edince, çocuklu arkadaşımda olan işyeri sahibi Hamam müzesinden etkilendiğini belirterek,” Bir kese satılıyor. Aklın hayalin almaz. İşyerinin masraflarını keseden çıktığını bir söyleyebilirim” diyor. Tematik müzeler, esnafın kese ve peştamal satışını bile attırmış. Özlenen Eskişehir budur. Ama esnafın ve Eskişehir’in katkısı ile ortaya çıkan durum daha da ileri götürülmelidir. Esnaf turizm konusunda ETO tarafından daha çok bilinçlendirilmeli ve eğitilmelidir.